Türkiye'de şu anda sayısı 70'leri aşan İletişim Fakültesi ve her sene 10 bin dolayında işsizler kervanına katılan iletişim Fakültesi Mezunu var. Yeni İletişim Fakülteleri açıldı ve hala açılmaya devam ediyor. Dolayısı ile yeni binlerce İletişim Fakülteleri mezunları da iş piyasasına umutsuzca salınmak üzere...

Bugün medyada kurum sayısı artıyor ama çalışan sayısı giderek azalıyor. Yani medyanın insan kaynakları havuzu kuruyor. İletişim Fakültesi mezunlarına, iletişimcilere ne yazık ki yeterli destek verilmiyor. Özellikle Yerel basında çalışan muhabirlere gereken eğitimler verilmeli buralarda yetişen genç muhabirler Ankara ve İstanbul’da güzel yerlerde istihdam edilmeli. Sahada çalışan muhabirlerin fikirlerine saygı duyulmalı. Gazetecilik, Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerinin elinden daha fazla tutulmalı.

Basın sektöründe çalışan ve İletişim Fakültesi mezunu gençlerin hayalleri gün geçtikçe eriyor. Gazetecilik, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencileri iş bulmak bir kenara staj bile yapamıyorlar. Staj yapsalar bile yeterince saygıyı ve emeklerinin karşılığı görünmüyor. Millet televizyonlarda aynı yüzleri görmekten aynı formatta programları izlemekten sıkıldı. Daha doğrusu toplum sıkıldı. Dünya değişti, TV’ler farklı formatlarda. Sektörde gençlerin dinamik fikirlerine ihtiyaç var. Genç iletişimcilerin sesini duymuyor ama genç iletişimcilere yazık oluyor.

Televizyon ekranlarında her akşam aynı isimler etrafından dönen gazeteciliğin bu tekelleşmeden kurtulması gerekiyor. Artık medya sektöründe yeni yüzlere ve yeni fikirlere daha çok ihtiyaç var.

Yüzlerce Gazetecilik, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencileri ile bu işi sahada öğrenen genç iletişimciler bunu hakkediyor. Özellikle medya sektöründe ve kamu kurum, kuruluş, STK’ların basın birimlerinde ne yazık ki bu alanda habercilik ruhuna sahip olanlar yer edinemiyor. Aksi olanlar daha çok yer alıyor ve bu durum genç iletişimcileri oldukça üzüyor. Kurumlarda görev yapan ya da stajlarını yapan gazeteciler güzel habere imza atsa dahi yeterince değer ve saygı görmüyor. Bir kişi için yaptığı işe olan saygısı, mücadelesi ve çalışma azmi en büyük referansı. Genç iletişimcileri ve Anadolu basınında çalışan genç iletişimcilere daha çok destek ve teşvik gerekiyor. Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına, Basın İlan Kurumu’na (BİK), TRT’ye, Anadolu Ajansı yetkililerine, Valiliklere, Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına, İlçe Belediyelerine, STK’lara büyük görevler düşüyor.

Özellikle Anadolu’da yaptığı yayıncılık ile fark oluşturan Konya Basınında görev alan biz gençlerin daha fazla kendilerini geliştirmesi ve kendileri ispatlamaları için büyük görevler düşüyor. Özellikle İletişim Fakülteleri ve bölümlerini bünyelerinde bulunduran Selçuk Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi hocalarından ve Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy ile Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu ve NEÜ İletişim Fakültesinde görev yapan hocalarımızdan, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve İlçe Belediye Başkanları ve Vali Vahdettin Özkan’dan muhabirler olarak beklentimiz oldukça yüksek. Umarım her konuda örnek olan Konya ve Konya’mızın kıymetli yöneticilerine bu konuda da gereken desteği vereceklerine yürekten inanıyorum.

Jean Rousseau’nun dediği gibi, “Büyük adımları ortaya çıkaran, biraz da büyük fırsatlardır” Sektörde kendimizi ispatlamak adına bir boşluk bile yok. Farklı mesleklere yönelmek istemiyoruz.

Selametle. Tüm okuyucularımızın dualarını beklediğimi belirterek, bir diğer yazımda görüşmek üzere. Allaha emanet olun….