5 Mart 1920’de kurulan ve Türkiye’nin en saygın sivil toplum kuruluşlarından biri olan, başta gençler olmak üzere tüm vatandaşlara bağımsız, sağlıklı ve insan onuruna yaraşır bir gelecek tesis etmek için kararlılıkla çalışmalarını sürdüren Yeşilay 104 yaşında. Alkol, tütün, madde, kumar ve teknoloji bağımlılıklarıyla mücadele eden ve toplumun zararlı alışkanlıklardan korunması için çalışan bir sivil toplum kuruluşu olan Yeşilay, 120 şube, 107 danışmanlık merkezi, 2 rehabilitasyon merkezi, 100 bini aşan gönüllüsü ve 97 ülke Yeşilay’ı ile hizmet veriyor.

Her yıl 1-7 Mart tarihlerinde ülke genelinde düzenlenen etkinliklerle Yeşilay Haftası kutlanmaktadır.  Hafta boyunca tüm Türkiye’deki Yeşilay  şubeleri,  çalışanları,  yüz binlerce gönüllü ve Yeşilay Danışmanlık Merkezleri  (YEDAM)  ekipleri yaptıkları iletişim faaliyetleriyle toplumun bağımlık konusunda bilinç ve farkındalık düzeyini artırmayı hedefliyor.  Ben de Konya’da yaşayan bir genç gazeteci olarak Konya’da Yeşilay Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeşilay Konya Şubesi Gençlik Komisyonu Başkanı olarak bağımlılıklara karşı Yeşilay çatısı altında hizmet ediyorum.

Üniversite şehri Konya’da üniversitelerimizde bulunan Yeşilay Topluluklarımız da akranlarına ulaşmak adına önemli çalışmalara imza atıyor. Üniversitede akranlarına ulaşarak onlara bağımlılıklardan uzak durmaları adına ciddi çalışmalar yürüten Selçuk Üniversitesi Genç Yeşilay Kulübü, Konya Teknik Üniversitesi Genç Yeşilay Topluluğu, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Genç Yeşilay Topluluğu ve KTO Karatay Üniversitesi Genç Yeşilay Topluluğu ekiplerine bağımlılık konusunda verdikleri katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. 

Yeşilay, yurt içinde ve yurt dışında sempozyumlar, konferanslar, kongreler ve yarışmalar düzenleyerek her yıl milyonlarca insana temas ediyor. Bilimsel ve kanıta dayalı farkındalık çalışmaları kapsamında hayata geçirdiği Türkiye Bağımlılıkla Mücadele (TBM), Okulda Bağımlılığa Müdahale (OBM) ve Yeşilay Yaşam Becerileri (YYB) programlarıyla her yıl yaklaşık 14 milyon öğrenciyi ve 3 milyon yetişkini bağımlılıklara karşı bilinçlendiriyor. Risk grubundaki öğrencilerde eğilimlerin bağımlılığa dönüşmemesi için psikososyal çözümler üretiyor. 

Yeşilay, 81 il ve KKTC’de kurulan 107 Yeşilay Danışmanlık Merkeziyle (YEDAM), alkol, tütün, madde, kumar ve yoğun teknoloji kullanımı gibi zararlı alışkanlıklarını aşmak isteyen bireylere uzman kadrolarıyla tamamen ücretsiz ayaktan tedavi hizmeti veriyor. YEDAM’a, 115 danışma hattı üzerinden Türkiye’nin her yerinden kişilerin anında ulaşabilmesi mümkün.  YEDAM'la amaçlanan, bağımlılıklarını aşmak isteyen danışanların hayata tekrar kazandırılması, günlük hayatlarını devam ettirirken hayat kalitelerinin yükseltilmesiyle sosyal hayata uyum sağlama sürecinde gerekli sosyal desteğin verilmesi ve kişinin temiz kalmaya teşvik ediliyor. Bağımlılıklarla mücadelede Yeşilay özellikle gençlere ulaşmak için kültür-sanat ve spor faaliyetlerini de kararlılıkla sürdürüyor.

1920 yılından beri yayımlanan Yeşilay dergisi, 1082. sayısıyla okur karşısına çıktı. Yeşilay dergisinin bu başarısı ülkemiz yayıncılığında ilk ve tek. Aktif olarak sporcu yetiştiren 110 Yeşilay Spor Kulübü ise hâlihazırda 2073 lisanslı sporcusuyla Türkiye’nin pek çok ilinde çeşitli branşlarda müsabakalara katılıyor. Bağımlılıklardan uzak, daha sağlıklı bir gelecek için var gücümüzle çalışıyor, “Yeşilay varsa, hayat var!” diyoruz. Tüm okuyucularımı Yeşilay gönüllüsü olmaya davet ediyorum.

HUDER KONYA’DA ÇITAYI YÜKSELTTİ

Hukuki Araştırmalar Derneği 1988 yılında kurulmuş olup Türkiye’nin en köklü ve en yüksek üyeye sahip sivil hukuk kuruluşudur. Türkiye’de Genel Merkezi Ankara’da olmak üzere; 24 şube, 51 temsilciliği ile 76 ilde; dünyada ise Almanya, İngiltere, Japonya, Makedonya, Moğolistan, İsveç, Azerbaycan ve Gürcistan olmak üzere 8 ülkede teşkilatları ve gönüllüleri ile faaliyetlerine istikrarlı olarak devam edebilmiş tek hukuk kuruluşudur.

Hukuki Araştırmalar Derneği’nin amacı; bir dernek olarak teşkilatlanmasını işaret eden iradelerin, önderlerinin niyet ve inançlarından asla ödün vermeden, milletimizin milli değerlerinden hasıl olmuş ilke ve değerleri savunmak, üyelerinin sosyal ve mesleki sahada yardımlaşma ve dayanışmalarını sağlamak, mesleki bilgi, gelenek ve kültürlerini artırmak ve genel anlamda sağlıklı ve istikrarlı bir hukuk düzenini temin etmektir.

HUDER Konya’da da ciddi çalışmalara imza atıyor. Özellikle  HUDER Konya Şube Başkanlığına Avukat Levent Babacan’ın gelmesi ile birlikte HUDER’in Konya’da görünürlüğü de oldukça arttı. HUDER Konya’nın gerçekleştirdiği çalışmalar da meslektaşları tarafından takdirle karşılanıyor. Özellikler Başkan Levent Babacan’ın genç  meslektaşlarını ofislerinde ziyaret ederek onlara mesleki tecrübelerini aktarması ve onları ziyaret etmesinin genç meslektaşlarında unutulmaz anılar bıraktığı inancındayım.

HUDER Konya bugüne kadar Levent Babacan başkanlığında önemli toplantılara ve konferanslara imza attı. Gazze için İsrail hakkında suç duyurusunda bulunuldu ve Lahey’de suç delilleri teslim edildi. “Neden yeni anayasa programı”, “Ayın Konusu Ayın Konuğu Programları”,  “28 Şubat Milli iradeye darbe programı”, “HUDER dergisi”, “Teknik, Sosyal, Ekonomik ve Hukuki Boyutuyla Deprem Çalıştayı” ve bu çalışmanın kitaplaştırılması, konferanslar ve mesleki eğitimlerle adından söz ettiriyor. Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Başkanı Avukat Levent Babacan ve Yönetim Kurulu Üyelerini tebrik eder, başarılı çalışmalarının devamını dilerim.

DEPREMLERE KARŞI BİLİNÇLİ VE HAZIRLIKLI OLMAK HAYAT KURTARIR

Türkiye'de martın ilk haftası, deprem bilincinin oluşturulması ve olası afetlere karşı hazırlıklı olunması amacıyla çeşitli etkinliklerle "Deprem Haftası" olarak anılıyor. ÇÖK-KAPAN-TUTUN. Her an karşılaşma ihtimalimiz olan afetin etkisini azaltmak için bilinçli hareket edelim! 1-7 Mart Deprem Haftası’nda kendimizi ve çevremizi doğru bir şekilde depreme hazırlayalım. Deprem yılda bir hafta hatırlanacak bir gündem değil. Deprem gerçeğini 7 gün 24 saat 365 gün aklımızdan çıkarmamalıyız. Tarih boyunca yaşadığımız deprem felaketlerinin bizlerde bıraktığı acı tarif edilemez. Deprem gerçeğini unutmadan, yaşadıklarımızı unutmadan, daha da geç kalmadan önlem alma zamanı.