Bu hafta sonu MHP’nin 16 Ekim 2022 Pazar günü saat 16.00’da Kılıçaslan Şehir Meydanında düzenlediği “2023’E DOĞRU ADAY BELLİ KARAR NET KONYA MİTİNGİ” bana 49 yıl önce heyecanla gittiğim rahmetli Başbuğum Alparslan Türkeş’in katıldığı MHP 5 Ekim 1973 Cuma günü yapılan MHP Konya Mitingini çağrıştırdı. Cenabı Allah’ın izni ile aynı heyecanla 16 Ekim Pazar günkü mitinge katılacağım. 
*
Geçen hafta Çumra Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri yapıldı.  Çumra Ağustos ayını oda seçimlerinden dolayı hareketli geçirdi. Çumra 1994 yılından bu yana adım adım gıdım gıdım derken son yıllarda patron vitesine taktı hızla ilerliyor, gelişiyor. 
Daha önce Çumra’mızda öğretmen olarak görev yapan arkadaşımız yıllar sonra düğün için geldiği Çumra’yı tanıyamadığını söyledi. Petrolden akaryakıt alırken pompacı arkadaşa;
--- Sayıcılar Petrolü nerede? Diye sorduğumda;
--- Burası Sayıcılar Petrol şimdi Kemal Çolak işletiyor. Dedi.  
Son 25 yıldır Çumra değişmiş Ahmet Başkan. Demişti.
Daha önceki yazımda Sivil Toplum Örgütleri Seçimlerini iyi okumak gerekir. Demiştim.  Sivil toplum örgütlerinde göreve talip olurken politikacı gibi hareket edemezsin. Her ne kadar STK lar (Sivil Toplum Kuruluşu; halkın bir araya gelerek oluşturmuş olduğu, amaç doğrultusunda daha iyiye daha güzele ulaşmak için kurulmuş yasal örgütlerdir.) siyasetle ve siyasetçilerle iç içe olsa bile çok ince hassas bir çizgi ile ayrılırlar. Balıksırtı bu ayrıntıyı iyi görmek ve okumak gerekir. Okuyamazsanız şapı şekeri karıştırıverirsiniz..
Politika yapanlar rakiplerinin kusurlarından beslenirler ve hep bu kusurlardan bahsederler. Hizmet ehli hizmet için çalışan devlet adamı hüviyetiyle kendi yaptıklarından bahsederler. 
Ki, yaptıklarım yapacaklarımın güvencesidir. Der yoluna devam eder. Muhakkak Ziya Paşanın beytinde dediği gibi; “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” Öyle değil mi?
Tacirler böylesi ince yapıyı fark ederler. Öyle ise her şartta sadakaı cariye hükmünde Çumra’mıza hizmet eden hizmet üreten herkese selam olsun.  
**
Özellikle son altı yedi yıldır Türkiye’de taşlar yerinden oynadı. Bu zaman zarfında kendimizi olumlu olumsuz gelişmeler içinde bulduk.
Salgın döneminde ekonomik olarak bütün dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de çok büyük zorluklarla cebelleşiyor. Özellikle dar gelirliler olarak geçim sıkıntısı çekmekteyiz.
Geçmişte mücahitlikle nutuk atanlar, müteahhitliğe terfi ettiler. Eline böylesi fırsat geçince dönmez ağmaz olmalarına tanık olduk. Altlarında milyonluk arabalarla bizlere tepeden bakarak korna çalarak madem böyle yavaş giden araban var sol şeritte işin ne? Diyorlar.
Bunun yanında genel manada olağanüstü olmaz dediğimiz kazanımlarımız oldu;
Azerbaycan Karabağ’ın 30 yıllık esaretinden kurtarıldı, Kıbrıs Davası başka şekil alarak 45 yıldır kapalı olan Maraş açıldı. Mavi Vatan, Yerli SİHA üretimi, Ayasofya’nın açılması, sağlık sektöründe olumlu gelişmeler, yaşlı ve engellilere tanınan imkânlar, tren yoluna önem verilmesi, kara yolları ağının yenilenmesi, Karadeniz’de doğal gaz bulunması, daha şimdi hemen aklıma gelmeyen birçok olumlu gelişmeler var…………
Tarım ve hayvancılıkta ise tutarlı politikaların olmaması beş ileri üç geri içinde bocalanıyor. Dünya gıda krizine girdiği bu dönemde Tarıma ve tarıma dayalı sanayiye destek verilmelidir. Şu anda verilen destek yeterli değildir.
Evet, bu olumlu veya olumsuz gelişmeler mutfağa yansıması nasıl oluyorsa sandığa yansıması o denli olacağı muhakkaktır.
Böylesi yapı muhalefet ne gibi alternatif sunuyor? Sorusuna olumlu yanıt veremiyoruz.
Son elli yıldır Türk solu hiç değişmedi. Aynı hamam aynı tas olmakla birlikte olmayacak umulmayacak kadar acemilik ve telaş içindeler. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel dinamiklerini yıkmak için uğraşan kökü dışarda ABD, AB diğerlerinin hoşuna gidecek yapılanmaların var olmaları acı gerçektir.
Bunun yanında sağın içinden çıkıp zoraki bir şekilde solu iktidar yapmak için uğraşanlar ise dümeni olmayan kayığa binmişler boşa kürek çekmektedirler.
Böylesi ortam içinde inşallah olumlu gelişmeler bekliyor ve ümitvarız. Cenabı Allah yardımcımız olsun!