19 Mayıs’ta Cumhurbaşkanımızın gençlerle yaptığı söyleşi hayli ilgimi çekti.

Gençler nasıl seçildi?

Sorular eline verildi öyle mi konuşuldu?

Gençler kendi içinden geçenleri sorabildi mi?

Gençler gerçekten gençliğin sorunlarını yeterince dile getirebildi mi?

Bu konuda tam emin değilim.

Ama gençlerin soruları ile Cumhurbaşkanımız güncel, yurt içi yurt dışı birçok soruya cevap vererek karşımızda olması önemliydi.

En ilginci üniversitelerimizde okuyan yurt dışı öğrencilerine ‘’yabancı demeyelim onlara küresel ve uluslararası diyelim ‘’ demesi bence ilginç ve önemliydi. Bana göre üniversite üniversal dünya yaşamının eğitim kurumu olduğuna göre evrensel dünyanın öğrencileri evrensel yaşamın da yapı taşları olacaktır.

Bu açıdan program çok geç kalmış ama iyi bir başlangıç.

Cumhurbaşkanımız bütün üniversitelerimizin temsilcilerinden oluşan hatta yurt dışında okuyan gençlerimizin de bulunduğu bir etkinliğe de öncülük ederek 19 Mayıs haftasında onları fikir üreten, proje yapan uygulayan başarılar elde eden gençlik olarak organize ederse bu girişim çok farklı bir boyuta taşınır.

Hatta dünya gençlik başarı ödülünü veren bir ülke olarak evrensel dünyanın gençliğini ülkemizde toplayabiliriz.

Belki de bu toplantılar kaymakamlarımız valilerimiz tarafından da örnek alınarak kendi bulundukları ilçe ve illerde başarı organizasyonlarına dönüşebilir.

Gençliğin enerjik, dinamik düşüncelerini yaşama geçiren her türlü organizasyon milletimizin ve ülkemizin gelişmesine katkı yapacaktır.

Biz üniversitede iken, hatırlıyorum projeler yapmak istediğimizde 12 Eylül darbesinin korkusunu üzerinden atamamış bir hoca kadrosu vardı. Zaten birçok hocamız da üniversiteden atılmıştı. Bir gün Finans hocamız rahmetli Prof Dr Özdemir Akmut’a hocam neden öğrencilerle beraber projeler yapmıyoruz, başımızda olsanız dediğimde evladım 12 Eylül ve YÖK bizde organizasyon yapacak derman mı bıraktı demişti.

Öte yandan Prof Tamer Müftüoğlu hocamız iş dünyası ve siyaset dünyasından birçok etkin kişiyi bizlerle söyleşiye çağırarak bizlerin iş yaşamında çok önemli pencereler açmıştı. İş hayatımız boyunca o söyleşilerden dinlediklerimiz, sorduğumuz soruların cevapları yaşam rotamızın fenerleri oldu.

Bence sadece kaymakam ve valilerimiz değil; belediye başkanlarımız, sanayi odaları başkanı, ticaret odaları başkanları ve organize sanayi bölge müdürlükleri çeşitli etkinliklerle gençlerin kariyer basamaklarını renklendirebilir, kaliteli yaşamları kapılar açabilirler. Hatta her meslek kuruluşu ve meslek sahibi de bunu yapabilir.

Özellikle il ve ilçelerde bulunan üniversite ve fakültelerde rektör ve dekanlar gençlerin iş hayatına daha öğrenci yıllarında girmelerini sağlayabilirler.

Hatta hocalarımız, kendi alanları ile ilgili işyerleri ile beraber organize olarak öğrencilerini iş hayatı ile işverenleri de bilim ve kaliteli iş ortamı ile tanışmalarını sağlayabilirler.

Böylece üniversite; teknoloji ve güncel gelişmelerden uzak kalmış iş dünyası ile gelişmeleri ve katma değeri yükseltecek çalışmaları buluşturabilir.

Gençlerimiz için seçme ve seçilme yaşı nasıl 18 yaşına düşürülerek onlara politika kapıları aralanmışsa, onların etkin bir biçimde iş ve politika dünyasında görev almaları sağlanabilir.

Bugün Teknofest ile on binlerce öğrenci projeleri ile harekete geçmiştir.

Sadece üniversite gençliği değil, daha liseden başlamamızda büyük faydalar var.

Neler yapılabilir?

Mesela gençliğin tamamının bilim merkezlerini, tekno parkları, ziyaret etmesi sağlanabilir. Bilim merkezleri ile beraber yılda en az bir ödev, proje yapması organize edilebilir.

Lise ve üniversite gençliğinin yılda en az bir kere fuar ziyaret etmeleri sağlanabilir.
Özellikle meslek yüksek okulu ve fakülteler konusu ile ilgili fuarlar döneminde öğrencilerin izinli sayılarak fuara ilişkin olarak gözlem, iletişim, proje gibi birçok aktivite ile gençler iş hayatına hazırlanabilir.

Bugün fuarlar işveren yönetici ve uzmanların birebir kendi ürünlerini, teknolojilerini anlattıkları mekânlar haline gelmiştir. Fuarlar bu vesile ile gençlerin gelecekteki, iş arkadaşları, yöneticileri, işverenleri ile tanışacakları yerler haline gelmiş yerlerdir.

Yine fakülteler, meslek yüksekokulları ve liseler; öğrencilerini, eğitim süresince,sanayi siteleri, organize sanayi bölgeleri ile iletişimde olacakları bir eğitim programı hazırlamalılar. Bu konuda kaymakam, vali, sanayi ve ticaret odası, organize sanayi bölge müdürlükleri ile öncelikle hocalar, okul müdürleri, dekanlar, ve rektörler iletişim içinde olmalılar diye düşünüyorum.

Hatta hocalar, müdürler, dekan ve rektörlerin seçiminde ve performans değerlendirmelerinde bu tip çalışmalar ağırlıklı olarak etkili olmalı.

Bugün öğrencilerimizin büyük bölümü bu saydığımız imkânlardan yoksun. Ama bu imkânlara uzak değil.

İş hayatı ile okulların yeterli iletişimde olmamaları; görevi yapması gerekenlerin gerekli gayreti göstermemesinden kaynaklanıyor.

Cumhurbaşkanımızın bu toplantısına geç kalmış ama iyi bir başlangıç derken bu sadece benim görülüşüm değil, benimle programı izleyen gençlerin de ortak görüşü.

Bu ve benzeri toplantıları sadece politik faydalar için değil, evrensel dünyaya etkili yaşamlar üretmek için yapmalıyız.

19 Mayıs Gençlik bayramlarını bir de bu açıdan değerlendirelim.