En sonda söyleyeceğimi ilk başta söyleyeyim.
PKK azılı bir terör örgütüdür. Emperyalizmin maşası, binlerce insanın kanını dökmüş, bebek katili bir pislik yuvasıdır.
PKK’yı kimsenin güzelleme hakkı yoktur.
Askeri, polisi, güvenlik korucularını, sivil vatandaşları (ne acıdır ki) geçtik, bebek katili olan bir terörist yuvasını bizlere barış güvercinleri olarak pazarlamaya çalışıyorlar!
O çok özendiğiniz ABD, batı ülkeleri bir askerini kaybetse dünyayı ayağa kaldırırken, biz 1984’ten beri nice gençleri, nice bebekleri toprağa verdik!
Ve hep dendi ki ‘Vatan sağolsun!’
Neredeyse ailesinde, akrabaları arasında terör yüzünden zarar görmemiş bir tane insan gösteremezsiniz!
Binlerce can gitti!
Hafızası balıklardan bile daha beter olan bir millet haline geldik!
Evrenin oluşumuna gitmeye gerek yok. Bundan 11 yıl önceye gidin. Çözüm süreci dendi, barış-kardeşlik dendi. Silahlar toprağa gömülecek dendi….
Ne oldu?
Ülkenin bazı bölgeleri bildiğiniz işgal edildi. Kendi vatanımızda, kendi ilçelerimizi teröristlerden kurtardık.
Hendek operasyonlarında kaç şehit verdik?
Balık hafızalı olduğumuz ve acının ateşi bize uğramadığı için bilemeyiz değil mi?
Ve yeni bir çözüm süreci adım adım, yavaş yavaş benliğe işleniyor!
Hem de ters köşe, hem de hiç beklemediğiniz bir kulvardan benliğimize işleniyor.
Bir eli yağda, bir eli balda olan, binlerce vatandaşın kanı hala parmaklarından damlayan terörist başını yakında bize ‘barış güvercini’ olarak pazarlayacaklar!
Ortam hazırlanıyor, koşullar oluşturuluyor.
Yavaş yavaş bu zehir topluma enjekte ediliyor!
Sürekli kandırılmamız mı gerekiyor, sürekli bu toplumun acı çekmesi mi gerekiyor?
Çözüm süreci oldu, yüzlerce şehit verildi!
15 Temmuz oldu, ülke işgalin eşiğinden döndü ve dengesi altüst edildi.
Daha ne kadar kandırılacağız?
Daha kaç vatan evladı canından olacak?
Yakında ‘barış güvercini’ olarak bize yeniden yutturulmaya çalışılan, eli kanlı PKK terör örgütünün elebaşı Apo’ya ‘terörist’ denmesi yasaklanırsa hiç şaşırmayın!