Elli bini aşkın insanımızın hayatını kaybettiği Maraş-Elbistan depreminin üzerinden bir yıl geçti. Ancak, depremin izleri hala silinemedi. Mağdurların ruhlarındaki yol açtığı travma devam ediyor.

    Her ne kadar şehirler yaralarını sarmaya çalışıyorsa da kaldırılan enkazlar, yıkılan binalar ve yıkımın oluşturduğu boşluklar size felaketi hatırlatıyor.

  Kahramanmaraş ölçeğinde Azerbaycan Caddesi, Trabzon Bulvarı’nda hasarlı binalar yıkılıyor. Bir tarafta da konteyner kentlerde yaşam devlet desteği ile devam ediyor.

Ahırdağı eteklerinde TOKİ öncülüğünde yapılan 10 bin konutun 2-3 ay içinde teslim edileceği ifade ediliyor.

Uzmanlar artık sulak ve verimli arazilere yapılaşmaya bir son verilmesini istiyor.

Sadece Kahramanmaraş’ta değil sözgelimi Nurdağı’nda yaklaşık 1200 konut bir –kaç ay içinde tamamlanacak.

Ancak burada bir sorun var. TOKİ öncülüğünde yapılan deprem konutlarında devlet sadece ev sahiplerine hak tanıyor. Onlarda % 4O bedelini ödemek zorundadırlar. Söz konusu ödeme tutarının da 1 milyon 250 bin lira civarında olduğu ifade ediliyor. Bu rakam birçok kişinin ödeme gücünü aşmaktadır.

Devletin AFAD vasıtası ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aracılığıyla yaptığı yardımlar ihtiyaç sahipleri için devam ediyor.

TYP kapsamında ihtiyaç sahiplerine iş imkânı da sağlanmaktadır. Dışarıya göç edenlerin büyük kısmı memleketlerine dönmüş durumdadır.

Depremi yaşayan öğrencilerin yaşadıkları travmanın etkisinden kurtulamadıklarını bir programda biz de gözlemledik.1,5 yaşında kardeşini kaybeden bir öğrencinin normale dönmesi kolay olmasa gerekir.

İnsanlar depremde kaybettikleri yakınlarının yaslarını tutamadıkları için hala kendilerini boşlukta hissediyorlar. Ölülerini görememişler ve gömememişler. Çünkü cesetleri hızla gömmek zorunda kalmışlar. Bu da insanlarımıza ölülerine karşı görev yapamadıklarının üzüntüsünü yaşatıyor.

Eğitim konusunda bazı sorunlar ise çözüm bekliyor. Söz gelimi merkezdeki bazı okullarda çiftli öğretim yapılıyor. Diğer taraftan bölgeden tayin isteyen öğretmenlerin yerine atanan öğretmen sayısının yetersiz olması. Barınma sorunun devam etmesi nedeniyle üniversitelerde online eğitimin devam etmesi.

Devlet bölgedeki yatırımlarına devam ediyor. Yaraların sarılması, şehirlerin tekrar eski canlılığına ulaşması birkaç seneyi alacak görünüyor.

Depremin yıldönümünde bir kez daha yaşanan felaketten ibret almak zorundayız. Farkındalığı ve deprem duyarlılığını canlı tutmak için çaba göstermeliyiz.

Depremin dile getirdiği gerçekleri unutmamak gerekir. Unutursak unutuluruz.

Zor günlerde gösterdiğimiz birlik ve beraberliğimizi devamlı diri tutmak durumundayız.

Birbirimizin umudu ve yurdu olduğumuzu aklımızdan çıkarmamalıyız.

Son olarak depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Rabbimiz semavi ve arızi afetlerden ülkemizi ve tüm dünyayı korusun.

Selam ve dua ile.