Vizyon dedikleri şey ne ola ki ? hem AB’nin Türkiye vizyonu hem de Türkiye’nin AB vizyonu. Stratejik ortaklık dedikleri ne ola ki? Yoka stratejinin tanımı değişti de bizim mi haberimiz yok?

UZATMADAN KISA KESMEK LAZIM

AB hiçbir zaman Türkiye’yi kendi içine almayacağı gibi Amerika’da hiçbir zaman bizim stratejik ortağımız olmamıştır. Olmayacaktır da..

İLK TEŞEKKÜR

İlk teşekkürümü AB’ne yapmak isterim. Göremediğimiz sis bulutlarını açarak manzarayı netleştirdiler ve dediler ki anlamıyorsunuz ama yine de söyleyelim bizim Türkiye’yi AB’ye alma gibi bir gündemimiz yok. Çünkü aynı değiliz. AB değerleri dediğimiz ise sadece bizim için geçerli. Başka ülkeler için AB değerleri diye bir kavramda yok zaten. Aslında biz koca bir yalanız. Kime mi ? size. Şimdi de size yaptırım kozunu uyguluyoruz. Çünkü siz bizden güçlü olamazsınız.

İKİNCİ TEŞEKKÜR

İkinci teşekkürümü ise ABD’ye yapmak isterim. Çünkü ısrarla görmek istemediklerimizi anlamamız için gözümüze sokuyor ve diyor ki ; (çok uzağa gitmeden yakın tarihten örnekleyerek)Halk bankası olayında anlamadınız, FETO olayında anlamadınız, 15 temmuz da ise hiç anlamadınız. Hadi başa dönelim daha nazik bir şekilde anlatayım diyerekten, bizim çıkarımız olmayan ve istediğimizi yapmayan Türkiye, bizim için dost değildir. Anlayın artık bakın F 35’leri size vermediğimiz gibi sonucunda Rusya’dan aldığınız S 400 olayında size yaptırım da uyguluyoruz. Artık anlarsınız ama değil mi? Bu arada Stratejik ortaklık mı? Siz hiçbir zaman bizim stratejik ortağımız olmadınız ki? Ama siz nedense stratejik ortak olduğumuza inanmak istediniz. ABD olarak bizde ne yapalım sizin için bu yalanı sürdürdük.

ANLADINIZ DEĞİL Mİ?

AB ve ABD diyor ki; Türkiye olarak umarım bizim açımızdan yerinizi görmüşsünüzdür. Unutmayın kendinize gelmenizi sağlayan sizin hakkınızdaki düşüncelerimizi, ortaya koyduğumuz bu yaptırım düşünce ve kararları ile AB ve ABD olarak daha açık nasıl anlatabiliriz? size yaptığımız bu son iyiliği de unutmazsınız artık diyen AB ve ABD’ye bizim de iyilik borcumuz oldu.

O KADAR BİZE YAPTIKLARI İYİLİKTEN SONRA

Dolayısı ile bizim de her iki tarafa (AB ve ABD) iyilik yapmamız gerekmekte. Bunlardan ilki gelecek vizyonları doğrultusunda kısa birkaç öngörü paylaşması olsun. Umarım (şahsi olarak) had aşma kısmına değil, iyilik yapma kısmına bakarsınız. Ama olsun siz zaten çoktan haddi aştınız AB ve ABD

EKONOMİ POLİTİK ÖNGÖRÜLER

Dünya genel bağlamda büyük bir değişim gösteriyor. Dolayısı ile eski büyükler ve küçükler yer değiştirecek. Bu değişiklikler ülkeler bağlamında değil yeni bloklar ve medeniyet bağlamında olacak

  • AB bu dönem içerisinde yıkılış sürecine girdi. Öncü sinyalini İngiltere BREXIT ile verdi. Devamı yakın zamanda gelecek. Bu yıkılışın ikinci hamlesini AB’de deki ekonomik krizler, üçüncüsünü ise AB içerisinde artan milliyetçilik ve İslam düşmanlığı olacak. Son fitili ise göçmen ve Türkiye anlaşmazlığı meselesi çekecek dolayısı ile ilk yıkılan büyük blok AB olacak
  • Bloklar ötesinde birçok gelişmiş ülke kendi içerisinde bölünecek. Bölünecek ülkelerin ilki ise ABD olacak. (deprem öncesi, öncü artçılar çok fazla yazmakla bitmez)
  • Medeniyet çerçevesinde bakarsak güçlünün zayıfı dövdüğü, ahlaksızlıkların ön plana çıktığı bir medeniyet yerini eskiye ve aslına dönüş yaparak; güçlü, ahlaklı ve de adaletli bir medeniyete devredecek . Medeniyet bağlamında ilk yıkılacak medeniyet ise batı medeniyeti olacak
  • Geçtiğimiz yüzyılda bölünmelerin ve yıkılışların zirvesini yaşayan doğu (İslam medeniyeti) batının aksine ülke ve blok birleşmelerinin zirvesini yaşayacak
  • Bu birleşmelerin liderliğini sürdürecek ülke şu an için Türkiye gözükmekte. Yani yıllardan beri bölünme korkusu yaşayan ülkemiz tam tersi bir büyüme sürecine girecek. Bu büyüme sürecindeki talep bizden değil tam tersine başka ülkelerin talebi ve rızasıyla olacak
  • Batının kendi içerisinde yıkılma süreci ile doğunun kendi içindeki birleşme süreci, ülkelerin kendi isteği dışında tarihsel bir zorlama ile gerçekleşecek. Alınan politikalar sadece bu süreçlerin zamanını geciktirecek veya öne çekecek
  • Bütün bunların ışığında geçtiğimiz son iki yüzyılın kavramı olan “ulus devlet” kendi içerisinde devşirilecek ve başka bir kavramla karşımıza çıkacak

YAZDIKLARIM HAYAL GİBİ Mİ GELİYOR?

Eğer gerçekten yazdıklarım hayal ürünü gibi geliyorsa çok uzağa gitmeden son 10 yıl içerisinde dünyada bizlere hayal gibi gelen “hadi canım olmaz o kadar da” diyeceğiniz neler oldu? düşünürseniz belki beni biraz daha anlarsınız. Başlangıç noktanız ise küresel salgın olsun.

HAYAL ÖTESİ ÖNGÖRÜ

Öngörü de; geçmişteki veriler baz alınır ve geleceğe projeksiyon olarak sunulur. Hayal ile Öngörü arasındaki fark ise “Bilimdir” Tarihsel şuur içerisinde geçmiş verileri son 1500 yıllık bazda bakarsak geleceğe yönelik bazı projeksiyonları çok net bir şekilde bizlere sunmakta. Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi “Tarih tekerrürden ( tekrardan)ibarettir. İbret alınsa hiç tekerrür (tekrar) eder miydi” cümlesinde ibret alma süreci Bu sefer AB ve ABD için geçerli

SONUÇ: Tekrar eden esasında tarih değil, tarihsel süreçte yapılan hatalar veya doğrulardır. Tarih ise sadece bu hata ve doğruların sonuç tekrarlarıdır. Olayı net gören AB ve ABD’nin köşeye sıkışmasıyla yaptığı hatalar bize tarihsel sonucu zaten söylemekte. Burada bizim hesabımıza düşen, doğruların tekrarını yapacak politikaları uygulamak olacaktır.