Yangın durumlarıyla akıllara kazınan itfaiye teşkilatı, yangın dışında afet, acil durum ve arama- kurtarma gibi görevlerde de işbaşına geçiyor. Şu anda belediyeler bünyesinde hizmet veren itfaiyelerin yanı sıra İçişleri Bakanlığı çerçevesinde görev yapan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri de afet başta olmak üzere afete dönüşen durumlarda da devreye giriyor. İtfaiye teşkilatı ve AFAD ekiplerinin aynı çatı altında farklı birimler olarak hizmet vermesinin daha düzenli ve kontrollü sonuçlar verebileceğine işaret eden eski Çumra Belediyesi Eski Başkanı Zeki Sayıcı, ayrıca geçmiş yıllarda kullanılan ‘yangın vana’larının da tekrar devreye alınması gerektiğini ifade etti. 

‘ELEKTRİKÇİLERDE DE OLMALI, TAKİP EDİLMELİ!’

Küresel şeytanlar estetiğe özendiriyor! Küresel şeytanlar estetiğe özendiriyor!

İstanbul’da bir işyerinin tadilatı sırasında çıkan yangında onlarca kişinin vefat etmesiyle birlikte elektrikçilerin yangın tehlike grubunda yer aldığını ifade eden Sayıcı, konuyla ilgili, “Geçtiğimiz hafta İstanbul’da çıkan yangın 29 kişinin canına mal oldu. Tadilat esnasında çıkan bu yangında her türlü malzeme ve alet vardı ancak yangın söndürme cihazları yoktu. Yangın, elektrikten çıkıyor ancak elektrikle ilgilenen hiçbir personelin yanında yangın söndürme tüpü yok. Elektrikçilerin gittikleri tadilatlarda yanlarında bir tüp taşımaları ilgili odalar tarafından takip edilmeli; çalışma ruhsatlarında mutlaka bu kriter de olmalı.” diye konuştu.

‘GEÇMİŞTE YANGIN VANALARI VARDI’

Geçmiş yıllarda mahallelerde su şebekelerinde yangın ihtimaline karşı kurulan yangın vanalarını anımsatan Sayıcı, Osmanlı dönemindeki tulumbacılık sisteminin Türkiye’de terk edilse de Almanya’da kullanıldığına dikkat çekti. Almanya’da bir gezideki gözlemlerini paylaşan Sayıcı, “Almanya’daki bir ziyaretim esnasında Stuttgart Belediyesi’ndeki itfaiyeleri gezerken, yetkili müdür bana, Osmanlı’daki tulumbacılık sistemini takip ettiklerini söyledi. Çalışanlar itfaiye merkezinde değil; sinyal geldiğinde çalışmalar başlıyor. Çalışmalar tankerle değil! Eskiden bizim şebekelerimizde de olan ‘yangın vanası’ tazyikli su veren motorlar olurdu. Almanya’da da bu şekilde hortumlardan su çekilir ve itfaiye su dolu tankerle değil, yalnızca minibüs ve merdiven gidiyor.” ifadelerine yer verdi.

‘ESKİ SİSTEME DÖNÜLMELİ’

Sayıcı, geçmiş yıllarda olduğu gibi tekrar bir sistem kurularak su şebekesi ve yangın vanalarının kurulması gerektiğine işaret etti. Dar sokaklara büyük itfaiye araçlarının girememesi konusundaki sorunun da bu şekilde halledilebileceğini savunan Sayıcı, “Şu anda sokağı dar alanlara itfaiye ekipleri müdahale edemiyor. Ancak su şebekesi ve vanalar yeniden hayata geçirildiği takdirde dar sokaklara itfaiye ekipleri kocaman araçlarla girmek zorunda kalmadığı gibi, itfaiye ekipleri gelene kadar olaya da müdahale edilebilecek.” dedi.

AYNI TEŞKİLATTA OLMALI!

Türkiye’de itfaiye teşkilatının geçmiş yıllarda farklı kurumlar çatısı altında görev yaptığına dikkat çeken Sayıcı, şu anda ise yangının büyük bir afete dönüştüğü durumlarda yangınlara İtfaiye ve AFAD ekiplerinin birlikte müdahale ettiğini anımsattı. Bu kapsamda çalışma sisteminde bir karışıklık oluşmaması adına bir öneride bulunan Sayıcı, AFAD ve İtfaiye kurumlarının aynı teşkilat altında daha etkin bir şekilde çalışılabileceğini söyledi. Sayıcı, konuyla ilgili şunları söyledi: “İtfaiye teşkilatının kendine has bazı özellikleri var. AFAD ekibinde olmak, nasıl ki masa başı memurluğu değil ise itfaiyecilikte de yangın içerisinde bir savaş söz konusu. Duruma müdahale eden 2 ekip içerisinde birinin kasıtlı olarak diğeri atacağı laftan doğan bir kavga, diğer şehirlerde de bu iki kurumu birbirine düşürebilir. Bu yüzden AFAD’ın yetersiz kaldığı yerlerde etkin olan itfaiye; itfaiye ekiplerinin yetersiz kaldığı noktada ise yardıma koşan AFAD’ın aynı çatı altında birimler olabileceği kanaatindeyim. Bu sayede bir yerde yetişilemeyen bir afet olduğunda da farklı bir ilden itfaiye ekiplerinin gitmesi yerine, bölgeye yakın diğer birimlerin gitmesine de gerek kalmaz.”

HACER CEYLAN

Editör: Muhammed Esad Çağla