Tarîkat-ı Aliyye’de “Altın Silsile”, o yolun Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ulaşan meşâyihini ifade eder. Birbirine icâzet vermek suretiyle Tarîkat-ı Aliyye’nin muhafazasını ve sonraki nesillere ulaşmasını sağlayan meşâyihin isimlerinden müteşekkil bu listeye, “silsilenâme” denilir.

Yolumuzu aydınlatanlardan, Silsileyi Nakşibendi tarikatında, Altın Silsilenin dokuzuncu halkasında Mutasavvıf; Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri bulunmaktadır.

Yusuf Hemedânî Hazretlerinin irşad vazifesi ile görevlendirdiği halifelerinden biri olan Piri Türkistan olarak ta bilinen Ahmet Yesevî, Türkistan’da İslâmiyet’i yaymak için Buhara’dan ayrıldığı zaman, Adülhalık Gucdüvânî hazretleride Buhara ve civarındaki dervişlerin ve ahalinin irşad işleri ile meşgul oldu.

Abdülhâlık Hazretleri umûmiyetle Gucdüvân kasabasında ikâmet etmiş ve orada vefât etmiştir. Vefat tarihiyle alâkalı olarak 1179’dan 1220’ye kadar farklı tarihler verilmektedir.

***

Yusuf Hemadani hazretlerinden irşad görevinin başına geçen, Abdülhalık  Gucdüvânî Hazretlerinin ortaya koyduğu sekiz esas, Nakşibendiyye tarîkatinde seyru sülûkün temel kâideleri olarak kabûl edilmiştir. Kelimât-ı kudsiyye diye isimlendirilen bu kâideler şunlardır:

1- Hûş der dem: Alınan her nefeste zikir hâlinde olup mânen uyanık bulunmak, gafletten sakınmak.

2- Nazar ber kadem: Yürürken gaflete sebep olacak herhangi bir şeyi görmemek için önüne (ayak ucuna) bakmak. Zira kalbi en çok perdeleyen şey, gözden gönle akseden lüzumsuz ve menfî sûretlerdir.

3- Sefer der vatan: Her adımda Hakk’a yürümek. Nefsânî sıfatlardan sıyrılıp rûhâniyeti inkişâf ettirerek mânevî zirvelere ulaştıracak olan iç âlemdeki yolculuğa yönelmek. Zâhiren de mürşid-i kâmili ziyaret edip terbiyesine girmek için seyahat etmek.

4- Halvet der encümen: Zâhirde halk ile kalben Hak ile beraber olmak.

5- Yâd kerd: Dilin zikriyle beraber kalbin de zâkir hâle gelmesi ve “nefy ü isbât” zikri yapmak. Nefy ü isbât ise kelime-i tevhîdin hakikatinde derinleşme gayretidir.

6- Bâz geşt: Kelime-i tevhîd zikrinin ardından; “ Allâh’ım! Maksadım Sen’sin, gâyem Sen’in rızânı kazanmaktır.” cümlesini söylemek.

7- Nigâh dâşt: Kalbi lüzumsuz düşüncelerden korumak, nefy ü isbâtın mânâsını kalpte muhâfaza etmek.

8- Yâd dâşt: Zikrin temin ettiği mânevî uyanıklığı devam ettirmek ve kendini dâimâ Hakk’ın huzûrunda bilmek.

Abdülhalık Gucdüvani Hazretlerinin Vasiyetleri

Ehli tasavvuf yolunda, Seyri sülüğünü tamamlamak isteyenler için altın niteliğindeki vasiyetlerinden bazıları:

- Yavrucuğum! Sana şunu vasiyet ederim ki, takvâyı kendine şiâr edin! İbadetlerine ve diğer vazifelerine sımsıkı sarıl! Ahvâlini murâkabe/kontrol et! Dâimâ hatâlarının korkusu içinde ol!

- Allah Teâlâ’nın hukûkuna riâyet edip Resûlullah Efendimiz’e karşı vazifelerini yerine getir! Anne-babanın ve üstâdının hukûkunu gözet ki Hak Teâlâ da seni muhâfaza eylesin...

- Kur’ân-ı Kerîm okumayı aslâ bırakma! Zâhirini ve bâtınını hep Kur’ân’a göre tanzîm et! Gizli veya âşikâr, Kur’ân’ı ibret ve tefekkürle, gözyaşları içinde oku! Her bir hâlini Kur’ân ile mîzân et ve ona benzet!..

- İlim öğrenmekten hiçbir zaman uzak kalma! Fıkıh ve hadis ilmini öğren! Câhil sofulardan uzak dur ki onlar, din yolunun hırsızları ve müslümanlığın yol kesicileridir.

- Sünnet-i Şerîfe’ye sımsıkı sarıl ve selef-i sâlihîn imamlarının yolundan git!..

- Dünyacı gençlerle, ehl-i bid’atle, mağrur zenginlerle sohbet etme! Çünkü onlar senin dînini alıp götürürler.

- Dünyalıktan iki somuna râzı ol ve helâl ye ki, bütün hayırların anahtarı budur. Haramdan uzak ol, yoksa Hak Teâlâ’dan uzaklaşırsın!

- Nefsânî arzuların peşinde giden insanlardan kaç ve fukarâ ile sohbet et! Kendini dünyanın yalancı süslerinden koru ki, ateş seni yakmasın! Kendi yükünü kendin taşı!

- Helâl ye ve helâlden giyin ki ibadetlerin tadına erebilesin!

- Allâh’ın celâlinden dâimâ kork ve unutma ki bir gün hesap mahallinde ayakta durdurulacaksın!

- Gece ve gündüz çokça ibadet et ve cemaati aslâ terk etme! Ancak, gurura kapılma ihtimâlin varsa sakın imam veya müezzin olma!

- Şöhretten şiddetle kaçın! Dindarlığın herkesin diline düşmesin!..

- Birinin övmesiyle mağrur, yermesiyle gamlı olma! Halkın övmesi de kötülemesi de nazarında aynı olsun! (Sen esas Allah Teâlâ’nın senden râzı olup olmadığına dikkat kesil!) İnsanlara dâimâ güzel ahlâk ile muâmele et!

- Edepli ol! Küçük, büyük bütün insanlara merhamet et! Çok gülme; zira çok gülmek gaflettendir ve gönlü öldürür.

- Kendini Allâh’ın azâbından emin görme, fakat O’nun rahmetinden de ümit kesme! Havf ve recâ arasında yaşa ki kâmil mü’minlerin şiârı budur.

- Nefsinle dâimâ mücâdele et! Her an âhiret endişesiyle yaşa, ölümü çok hatırla!

- Riyâset/baş olma sevdâsını gönlünden çıkar! Kim riyâset sevdâsına müptelâ ise, ona tasavvuf erbâbı demek doğru değildir.

- Gönlünü dünya muhabbetine kaptırma, dâimâ âhirete râğbet et! Dindar ve vefâlı ol! Fakih, âlim, takvâ sahibi ve sebatkâr ol!

- Allah yolunda, Hak dostlarına hem mal, hem beden, hem de can ile hizmet et! Onlara teslim ol ve tavsiyelerine riâyet et! Teslîmiyet göstermez ve nasihatlerini tutmazsan onlardan istifâde edemezsin!

- Cimrilik ve hasetten uzak dur; zira cimriler ve hasetçiler yarın Cehenneme atılacaklardır.

- Allâh’ın vaadine güven! Fânîlerden bir şey bekleme! Doğruyu söyle ve korkma! Dâimâ Hak ile beraber ol! İnsanlarla lüzumundan fazla sohbet ederek ömrünü boşa harcama, aksi takdirde Allah’tan uzak kalırsın!

- Her zaman nefesine dikkat et, onun kıymetini bil ve diline sahip ol! Yapamayacağın şeyleri söyleme, insanlara daima nasihatte bulun!

- Yemeyi, içmeyi azalt! Az uyu ve az konuş! Acıkmadan yeme ve ihtiyaç olmadan aslâ konuşma! Gece biraz uyuduktan sonra kalkarsan namazı daha düzgün ve daha çok kılarsın.

- Nefsi dizginleyip gönlü diriltmek için namaz ve oruçla meşgul olmak daha münâsiptir.

- Gönlün dâimâ gamlı, gözün yaşlı, amelin hâlis, duân mücâhede, elbisen mütevâzı olmalıdır. Arkadaşların derviş, evin mescid, malın fıkıh, ziynetin zühd, dostun Cenâb-ı Hak olmalıdır.

- Kendisinde şu beş hasleti görmediğin kişi ile arkadaş olma:

a) Âhireti dünyaya tercih etmek. b) Ameli ilimden, ilmi de dünyaya dalmaktan üstün görmek.

c) Tevâzû ve mahviyeti, iltifat ve rağbet görmekten aziz bilmek.d) Basîret ve firâset sahibi olmak; gizli-aşikâr bütün sâlih amellere azimli olmak.e) Ölüme hazır olmak.

- Evlâdım! Dünya ve onun ziynetleri seni aldatmasın! Gece ve gündüz dâimâ dünyadan âhirete göçmeye hazır ol! Kalbin hep Allah ile birlikte olsun! Allah korkusundan her zaman gönlün kırık olsun! Dünyada misafir gibi yaşa ve oradan yine misafir gibi ayrıl!

***

Allah dostlarından biri “ Tasavvuf gaye değil ama gayeye ulaşmak için en iyi araçtır “ buyurmaktadır. Gaye dünya sürgünümüzü, “ Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön!” (Fecr süresi, 28.ayet) emri ilahisine uygun olarak tamamlamak.

Rabbim bu güzel vasiyetleri nefsimizde tatbik eden kullarından eylesin.

Baki selamlar.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları, İstanbul, 2017