12 Eylül yazısına başlamadan Eylül ayında okulların açılması noktasında girizgâh yapıp yazımıza devam edelim mi?

Bizden önce yaşamış tecrübe yüklü Akçakocalarımız eğitimde başarılı olmak için dört temel esası işaret etmişler;

Birincisi annenin ketesi,

İkincisi babanın kesesi,

Üçüncüsü hocanın nefesi,

Dördüncüsü öğrencinin hevesi!

Öğrencilerimizin yüreğini daima inançla adaletli ve sevgiye sıcak tutabilirsen yolun sonu mutlaka selamete yani başarıya ulaşacaktır.

2024-2025 Eğitim öğretim yılı Milli Eğitim Camiasına ve yarınlarımızın güvencesi olan öğrencilerimize hayırlı olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.

**

Gelelim seksen öncesi en çok ezilmiş, mağdur edilmiş ve beş binin üzerinde şehit vermiş mensubu olduğum Ülkücü Türk Gençliği olarak o yılları, o günleri sayılarla göz önüne getirelim mi?

GÖZALTINA ALINAN: 650 BİN KİŞİ

İDAM CEZASI VERİLEN: 5 117 KİŞİ

PASAPORT ALAMAYAN: 388 KİŞİ

VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILAN 14 BİN KİŞİ

İŞKENCEDE ÖLEN: 171 KİŞİ

İDAM İSTEMİYLE DAVA AÇILAN: 7 BİN KİŞİ

İDAM CEZASI ONAYLANAN: 259 KİŞİ

CEZAEVİNDE ÖLEN: 299 KİŞİ

GÖZALTINDA ÖLEN: 144 KİŞİ

FİŞLENEN: 1. MİLYON 633 BİN KİŞİ

YARGILANAN: 230 BİN KİŞİ

GÖREVİNE SON VERİLEN: 3 854 ÖĞRETMEN

GÖREVİNE SON VERİLEN: 120 ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

İDAM EDİLEN: 50 KİŞİ

Bu tablo unutulur mu?

Bir de vuran vurulan kim demeksizin vatan hainleri ile aynı kefeye konulduysanız.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini korumayı vazife edinip ve sonrasında mağdur olduysanız.

Sağ-sol derken esas olayın arkasında Amerika-Rusya olduğunu gördüyseniz.

Bu tabloyu unutamazsınız.

Tren yolu geçidinden geçen bütün arabaların sesini duyarsanız unutamazsınız.

Bizim ev tren yolu arkasında idi. Geçidi geçerken yavaşlayan bütün arabaların markası ile adlandırır jandarmanın inter pikabının olup olmadığını da bilirdik.

Bu inter pikap ile gençleri toplayıp Dutlu kırında işkence yapılanlar 12 eylülü unutur mu?

Bugün yine Eylül ayındayız taa 44 yıl öncesine gidiverdik.

Hala unuttuk mu, unutmadık mı? Sorularıyla karşılaşıyoruz.

Biz tam manasıyla din, millet, bayrak, ezan, memleket ve devletini sevmenin çilesini çekmiş mükâfat olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ayakta durmasında görmüş 12 Eylül öncesinin Ülkücü Türk gençliğiyiz.

Yapılanları ve yapanları unutmadık.

Solcu komünistler gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini hiçbir zaman bir başka devlete ve milletlere şikâyette bulunmadık.

Ha bunun yanında 12 Eylülü unuttuk mu?

Sizce 12 Eylül unutulur mu?