Unutulmaya yüz tutmuş, değeri kaybolmuş, buram buram çocukluğum kokan, anı sayfalarıma eklediğim en güzel haftalardan biri Yerli Malı Haftası… Upuzun masalar, üzerinde çeşit çeşit yiyecekler… Hep beraber hazırlayıp, gülerek yediğimiz nimetlerin tadı bir anda başkalaşıp baldan tatlı bir hâl alıyordu o zamanlarda…

Ne güzeldi eskiler…

Yerli Malı Haftası’nın tanımı bir kaynakta şöyle belirtilir; “Öğrencileri tutumlu davranmaya ve Türk Malı ürünler almaya yönlendiren Yerli Malı Haftası’nın amacı eğitim yoluyla bireyleri bilinçlendirip toplumun refahını ve ekonominin gelişerek ülke kalkınmasının sürekliliğini sağlamaktır.”

Bilinçlenme, ülkeye destek, israfa hayır!

Her sene Yerli Malı Haftası geldiğinde aklıma patlamış mısır ve bulunduğu yeri mis gibi kokusu ile dolduran portakal aklıma gelir. Tartışmasız mısırı her çocuk çok sever. Nedendir bilinmez ama onu yemek her zaman eğlenceli gelmiştir bana…

Portakal deyince de; kış akşamlarında parfüm niyetine sobaların üzerine konulan o mis kokulu kabukları aklıma gelir. Ve anılar birbiri ardına sıralanır. Tüm ailenin bir odada toplanıp, gürül gürül yanan ateşin tavanı ekran gibi kullanarak dans edişini sergilediği, sıcacık, hoş sohbetli, bol gülücüklü, upuzun süren geceler…

Ne güzeldiniz dünler.

Şimdiki çocuklara bu güzel anıları yaşatamamak, samimiyetsiz, seviyeli kalorifer peteklerinin ısıttığı evlerde herkesin kendi odasında telefona, tablete, televizyona yüzlerinin döndüğü, konuşmak ve paylaşmak yerine dinlemek ve bakmaya dönen hayatımızda bu söylenenler masal gibi geliyor değil mi?

Ne yazık ki bizim için de öyle olmaya başladı. Özlem duyuyoruz, o günleri tebessümle yâd ediyoruz fakat “dönmek isteyen var mı?” diye soracak olursak herkesin bu hayatın daha kolay ve teknolojik olduğu şartları öne sürülerek kimse geriye yolculuk yapmayı istemeyecektir.

Ah Yerli Malı Haftası hem özlem yüklüsün hem de acı gerçek… Bu haftada diğer bir amaç ise çocuklara tutumlu olmayı, israf etmemeyi öğretmek ve bu konularda bilinçlendirmek... Gerçi bizler çok mu bilinçliyiz? Buna cevabım yok!

Her şeyin lafta olduğu, doyumsuz, hep daha fazlasını isteyen insanlar olduk. Bu haftanın isminin dışında hareket ediyoruz. Ülkemizin ürettiği ürünleri almak yerine nerede övülen bir dış ülke markası varsa onu kapış kapış alıyoruz. Bunla da doymuyoruz! Amaç alıp tüketmek de değil. Sadece fotoğrafını çekip sosyal medyada yayınlamak…

Bir ısırık aldığımız yiyecekler çöpe giderken, gelen beğeniler (like) memnuniyetimiz artırıyor. Çünkü onun güzel sunumu ve sanal dönüşü bizim için yeterli…

İsraf ediyoruz yiyecekleri, israf ediyoruz güzel duyguları, israf ediyoruz hayatı…

Fakat hiçbirimiz bunun farkında değiliz. Ya da farkına varmak istemiyoruz. Gözümüze inen sahte bir perdeden bakmayı adet edindik. Ne kadar yenilikçiyiz desek de menfaatimize hoş gelen şeylerin peşinde koşmaktayız.

Güzel duyguları özlemle hatırlayacağız derken, acı gerçeklerin gözler önüne serilmesi ne kötü… Farkına varmak, tutumlu olmak, israf etmemek, bilinçlenmek dileğiyle…

Yazımı klasik Yerli Malı Haftası sloganı ile sonlandırmak istiyorum;

“YERLİ MALI, YURDUN MALI HERKES ONU KULLANMALI!”