27 Mayıs 1960 İhtilalinin yıldönümü idi geçtiğimiz gün. 27 Mayıs 1960 ihtilali  Türkiye siyasetinin  kirli sayfalarından bir tanesidir maalesef.Başbakan Menderes ‘’KIRGIN DEĞİLİM ‘’ diyerek gitmişti ama  millet, siyaset, ekonomi, kırılıp geçmişti o tarihte Menderes  çok partili dönemde milletin parlayan ilk yıldızıydı. Kimi hastane kuyruğunda anlatıyordu onu kimi  milletin sofrasında.Yaralı millet uzun zaman sonra kendinden  bir parça bulmuştu onda.Farklıydı o, mazlumun hakkını kaldıracağını söylüyordu  fabrikalardan sanayiden  bahsediyordu, tarım yetmez  üretmek lazım diyordu. Tanrı uludur diyenlere ‘’ALLAHUEKBER’’ bakışlarıyla bakıyordu.Her zaman ki gibi  göze batmıştı, batının ekseninden çıkmayı hedefleyen vaatler veriyordu.Çok kibar ve  nazikti Türk milletinin kalbine giriyor birlik mesajları  veriyordu.Hem yurt içinde hemde yurt dışında dikkatleri üzerine çekmişti.Ve Batı  düğmeye bastı, artık kontrolden çıkmak isteyen bir Türkiye ve sevilen bir devlet lideri  vardı  ve yine darbeyle, cuntayla Türk milletinin umutlanan, canlanmaya çalışan  birlik ruhunu bastırmayı başaracaklar Menderes’i acımasızca şehit edeceklerdi.

Peki bu gün neredeyiz? Elbette Menderes’in rüyası, Özal’ın hayalini yaşıyoruz.Bunu anlamak için 15 Temmuz gecesine dönüp bakmak yetecektir.Bu gün Menderes’in hayal ettiği sık sık dile getirdiği  kuklalardan uzak demokratik  bir Türkiye ye can veriyoruz.Bir bakalım etrafa hem millet olarak hem de siyaset olarak geldiğimiz noktaya, ilerlediğimiz  basamağa tarihten ders alıyoruz çok şükür. O gün ABD den borç istemek zorunda kalan bu ülke  bu gün Akdeniz’de  ABD’nin ta kendisinin karşısında durabiliyor. Zeytin dalı  ile Akdeniz’e inemeyen YAMYAMLAR şimdi planlarını Kıbrıs üzerinden yapıyorlar.Yani artık darbeler işlemiyor askeri operasyonlara, planlara  başvurmak durumunda kalıyorlar.  Kötüde olsa darbelerle profesyonelleşmiş  coğrafyadayız. O gün sahiplenmeyen (sahiplenemeyen ) bir Menderes varken şimdi meydanlara inin diyen liderle yürüyen bir millet var.Çünkü gördük, tecrübe ettik  darbenin hiç kimseye bir faydası yok! Zenginliklerimizle fakirleştirilmekten, geriletilmekten bıktık hem coğrafyamızın, hem ekonomimizin hem  milletimizin  hak ettiği değeri görmesini ve bunun  dile getirilmesini istiyoruz. 

Kuşkusuz  Menderes’te hayatta olmuş olsaydı bu günleri görmek isterdi belki nefes alma  fırsatı verilseydi bizde onun bize Bıraktığı Türkiye’de yaşamak isterdik. Avukatından istediği son  rica  ne kadarda dokunuyor Anadolu insanına ’Avukat bey bu güne kadar benim için çok kez hizmet ettiniz, beni bir çok kez savundunuz.Şimdi sizden son bir ricam olacak, lütfen milletime benim diktatör olmadığımı anlatınız.’’

Ankara Kızılay meydanına  indiğinde boğazına yapışan genç diktatör diye bağırdığında  gence ne istediğini soruyor bunun üzerine genç ‘’özgürlük ‘’ narasını kopartıyordu.Milletin adamı öyle bir cevap veriyordu ki gencin kanı donuyordu; ’’Evladım özgürlüğün olmadığı bir ülkede başbakanın boğazına nasıl yapışabilirsin?’’

İşte  şimdi bunu iyidüşünmeli diktatör naraları atanlar! eğer bir ülkede devlet başkanınıza diktatör diye seslenebiliyorsanız korkmayın!Zaten gereğinden fazla özgürsünüz demektir.