'Recep, zilkade, zilhicce ve muharrem ayı eşhur-u hurum yani Allah katında ziyade, hürmet edilmesi gereken aylardır. Bu aylarda yapılan iyilik ve ibadetin mükâfatı ne kadar çok ise kötülük ve isyanın cezası da bir o kadar ağır olacaktır.' Böyle buyuruyor Cenab-ı Hakk. Mübarek aylardan muharremin içerisindeyiz. Bu ay hicri yılbaşının da işareti.

Hiçbir şey için geç değil. Bu tarz mübarek günleri fırsat bilip, günahlardan arınmak için bir vesile sayabiliriz. Özellikle bugünlerde yapılacak birçok ibadetlerle birlikte oruç tutmak da çok faziletlidir.

Bütün Müslümanların özellikle ibadet ve zikir ehli olan Müslümanların hicri takvimin ne olduğunu bilmesi ve bu hususta gafil olmamaları gerekir. Çünkü dini hayatımızda ve ibadetlerimizde bu hicri takvimin önemi çok büyüktür.

İnsanlar tarih içerisinde bazı mühim hadiseleri takvim başlangıcı olarak kabul ede gelmiştir. Bugün Hıristiyan Batı'ya uyarak kullandığımız miladi tarihte güya Hazreti İsa aleyhisselamın doğum tarihini başlangıç kabul etmiştir.Milad, doğum demektir. Ancak Hazreti İsa aleyhisselamın miladı olarak kabul edilen tarihte büyük bir ihtimalle yanlıştır.Bu hususta çok çeşitli rivayetler vardır.

Efendimizin (s.a.v.) dünyayı şereflendirdiği senelerde ise,Mekkelilerin hafızasında yer etmiş olan fil hadisesi ki,ebrehe Kâbe'ye saldırdığında bir mucize olarak ebabil kuşları tarafından biçilmiş ekin tarlası gibi helak edilmesi konuşulmakta ve hadiseler bundan önce ve sonra olarak değerlendirilmekte ve bir nevi tarih başlangıcı olmakta idi. Efendimize fil yılında 53.gün dünyayı şereflendirmiş onun 40.yılında peygamberlik gelmişti.

Peygamberimizin Medine-i Münevvere'ye hicretinden sonra İslamiyet çok büyük gelişme göstermiş. Bu nurlu şehirden yayılan İslâm nuru bütün cihanı aydınlatmıştı.Bu bakımdan hicret hadisesi İslâm tarihinde dönüm noktası olmuştu.Efendimiz (s.a.v.)irtihalinden sonraki dönemlerde Müslümanlar kendilerine yeni bir takvim başlangıcı aradılar.