Çok eskiye gitmeyeceğim. Öyle takım otobüsümüze gelen hacizlerden de bahsetmeyeceğim. Sadece 3 yıl geriye gitsek yeterli olacağı kanaatindeyim. Eski başkan Ahmet Şan’ın Mayıs 2017’de basına verdiği demeçte ’’ Konyaspor an itibariyle Süper Lig’de borcu olmayan birkaç kulüpten birisidir’’ demişti. Üzerinden yaklaşık 3 yıl geçti ve borcumuz net bir bilgi olmamakla birlikte 100 milyonun üzerinde olduğu ifade ediliyor. Tüm bu borçların artmasında elbette ki döviz kurunun artmasının etkisi oldukça fazla. Lakin bu borcu tamamen döviz kuru ile açıklarsak yapılan hataları görmezden gelmemiz anlamına gelecektir. 2 sene üst üste Avrupa Ligi’ne gitmemiz,Kupalar almamız ve ligi 3’ü bitirmemizin maddi karşılığı onlarca milyon dolarla ifade ediliyor. Bunun üzerine satılan oyunculardan gelen(Bajic,Vukovic vb…) milyon Euro’ları saymıyorum bile. Hal böyle olunca bu kadar borcu nasıl yapabiliriz diye soruyor olmalısınız. Aslında cevabı çok basit. Sportif konularda o kadar çok hata yapıldı ki(hoca seçimleri,transferler vb…) bunun sonucu olarak da hem kulüp maddi bir külfetin altına girdi hem de karşılığını da alamadı. En azından karşılığını alabilseydik bu durumda olmazdık. Ama bu kadar riskli tercihlerin elbette ki bir sonucu olacaktı. Nitekim son 3 yılda 2 kere direkten döndü bu takım. Çekirge iki kere sıçradı. Allah üçüncüsünden korusun bu takımı.

HATALAR SİLSİLESİ
Hilmi Kulluk 2018 yazında bu takımın başkanı oldu. 178 kadar oyun 95’ini alarak Konyaspor başkanı seçildi. Seçildikten sonra da kurumsal olarak iyi şeyler yaptı. Bu takımın kimseye muhtaç olmamasını sağlamak için her yerden destek bulmaya çalıştı. Ama sportif olarak verdiği,geç verdiği ve veremediği kararlar yüzünden çok sıkıntı çekti bu takım. Gelelim bu yanlışları anlatmaya…
1) Sergen Yalçın'la Devam Edilmemesi
Aykut Kocaman sonrası önce Mustafa Reşit Akçay, ardından ise Mehmet Özdilek geldi. Her iki hoca da o kadar başarısız bir sezon geçirdiler ki neredeyse düştü denilen bir takım bıraktılar. Mehmet Özdilek ayrıldığında 24. hafta sonunda Konyaspor 21 puanla 16. sıradaydı. Sergen Yalçın gelir gelmez takıma inanılmaz derecede etki ederek takımı çok başarılı bir şekilde ligde tuttu. Sezon biter bitmez kongre oldu. Sergen Yalçın Konyaspor’la devam etmek istediğini belirtmiş ama yeni gelen Hilmi Kulluk ve ekibi seçimini Rıza Çalımbay yönünde kullandı. Bu yapılan ilk yanlıştı. Yanlış olan Rıza Çalımbay’ın iyi hoca veya kötü hoca olmasıyla alakalı değil. Bu takımı bilen,bir şekilde oyuncularla iletişimi iyi olan, başarılı olmuş ve aidiyeti yüksek bir hocayla devam edilmeliydi.
2) Rıza Çalımbay’ın Kovulma Zamanının Yanlışlığı
Rıza Çalımbay ile başlanılan ve kötü de olmayan bir sezon başlangıcı yaptık aslında. Hocanın gerekli-gereksiz her fırsatta konuşmasından başka bir sıkıntımız da yoktu aslında. 12 hafta sonunda topladığı 17 puan da hiç fena değildi aslına bakarsanız. Süper Lig’de yaklaşık 1,5 puan ortalaması özellikle Anadolu takımları için başarılı addedilir. Fakat bir yıl öncesinin kupa şampiyonu olan takımın 2.lig Kırmızı Grup’ta oynayan bir takıma elenmesi bardağı taşıran damla oldu aslında. Hafta içi alınan mağlubiyet sonu gönderilmesi gereken Rıza Çalımbay, hafta sonu oynanan ve 2-0 galip geldiğimiz Ankaragücü maçı sonrası gönderildi. Bu hocanın eline büyük bir koz verdi,yönetimin elini zayıflattı. Kanal kanal gezerek ‘’ben başarılıydım’’ diyecek gücü buradan aldı aslında. Oysa Kahramanmaraş mağlubiyeti sonrasında ‘’Konyaspor’un en büyük hedeflerinden biri de Türkiye Kupası’dır. Bu eleniş Konyaspor’a yakışmamıştır. Bu yüzden sizden ayrılıyoruz’’ denilseydi ne hocanın bu kadar sesi çıkardı ne de basının bu kadar baskısı olabilirdi. Yanlış zamanda verilen ve gerekçesi de yanlış olan bir karardı. En azından gerekçesi düzgün açıklansaydı(doku uyuşmazlığı ne demek?) bu kadar etki yaratmazdı diye düşünüyorum. Bu da ikinci yanlışlarıydı.
3) Aykut Kocaman ile Ayrılma Zamanının Yanlışlığı
Rıza Çalımbay’ın eline verilen büyük kozdan sonra yerine bu takımı iyi tanıyan ve bu takıma  Türkiye Kupasını kazandıran,Süper Kupanın mimarlarından olan ve bu takıma lig 3.lüğü de kazandırmış olan Aykut Kocaman getirildi. Giderken kötü ayrılmadığı için gelirken de tüm futbol kamuoyu ve taraftar tarafından da benimsenen bir transfer oldu. Ama her yarım kalan hikaye sonu gibi kötü bitti. hocanın formsuzluğu,takım mühendisliğinin düzgün yapılmaması ile birleşince ortaya çok büyük bir hayal kırıklığı ortaya çıkardı. Hocanın takımdan ve kendisinden ümidi kesmesi neticesinde ilk devrenin sonuna doğru birkaç defa ‘’isterseniz ayrılabilirim’’ açıklamaları geldi. Ama yönetimimiz burada da aksiyon alamayarak sözüm ona ’’ hocayla devam’’ kararı aldı. Ama yeni gelecek hoca İçin konfor alanı oluşturması ve transfer yaparak elini rahatlatması için bu ayrılığın en geç devre arası yapılması gerekiyordu. Ama tabii ki bu da geç geldi. Yeni gelen hocanın elini kolunu bağladı bu durum.
4) Ali Çamdalı ve Serkan Kırıntılı Kararları
Ali Çamdalı Aykut Hocanın mutlaka kadrosunda istediği oyuncuların başında geliyordu. Oyuncu olarak kullanmasa bile takımda bir lider kişiliğin faydası olacağını düşünüyor olsa gerek takıma bir şekilde alınması gerektiğini düşündü ve takıma dahil oldu. Bence takım içi gruplaşmaların bu kadar konuşulduğu bir dönemde gelmesi yanlış bir karardı. Hocanın sportif konularda karar mekanizması olması gerektiğine inanıyorum. Lakin her istediğini de yapamamalı(ydı). Hocanın üzerinde bir yönetim kurulu var. İki gün sonra oluşacak olan olası başarısızlıkta hesap vermesi gereken yönetim olur. Bazı durumlarda yönetim ‘’hayır’’ diyebilmeli. Bu yüzden bu sessizliğin yanlış olduğunu düşünüyorum. Son olarak ‘’hoca ne istediyse yaptık’’ savunmasının yapılan hatadan daha büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.
Gelelim Serkan Kırıntılı olayına… Serkan bu takıma geldiğinden beridir takımın mihenk taşlarından birisi oldu hep. Konyaspor’un büyük zaferlerinde ve kupalarında baş aktörlerdendi. Ama son dönemde düşen performansı ve psikolojik olarak bunu kaldıramaması sonu oldu. Taraftar onu Konyaspor’un düşüş maçı olarak kabul edilen Malatya maçının 30. saniyesinde yapmış olduğu saçma sapan hatada bile sonuna kadar destekledi,alkışladı. Ama o ne yaptı kötü performansına artık dayanamayan taraftarların en ufak bir eleştirisine bile dayanamadı ve el-kol hareketleriyle taraftarla çatıştı. Böyle bir dönemde Aykut Kocaman’dan kadro dışı beklerdim. Hadi kadro dışı olmasa bile,en azından oyuncusunu korumak için, bir süre oynatmamasını beklerdim ama her ikisini de yapmadı. Yönetim ne yaptı peki bu durumda,Aykut Hoca ne derse onu. İşte böyle kriz anlarında masaya yumruğunu vuracak, kulüp kültürümüzü oluşturacak kararlar alabilecek yöneticilerimizin olması gerek(ti).
HİLMİ KULLUK VE İYİ YAPTIĞI İŞLER
Kurumsal olarak iyi yaptığı işleri de saymazsak haksızlık olacağı kanaatindeyim. Öncelikle Konya Store’u şahıstan alarak kulübe kazandırması çok önemli bir hamleydi. Ayrıca Tatlıcak Tesislerinin kulübe kazandırılması en büyük başarılarındandı. Belki bunun değerini bugün anlamıyoruz ama ileride iyi ki burayı almışız diyeceğimizi düşünüyorum. Verdiği emekler için teşekkür etmemiz gerekiyor. Umarım bir sonraki Konyaspor buluşmasında ekibini daha sağlam tutar sayın Başkan. Yolu açık olsun…
OYUNCULARIN PERFORMANSLARI VE GELECEK ÜZERİNE…
KALECİLER:
Serkan Kırıntılı: Artık dönemez herhalde. Ufak da olsa bonservis kazandırıp gitmesi gerekir.
Ertuğrul Taşkıran: Serkan’ın olmadığı dönemde taşın altına elini koydu. Performanstan ziyade psikolojik katkı verdi. Bence hala Konyaspor kalesi için yetersiz. Zaten sözleşmesi de bitti. Edit: Bu değerlendirmeleri basına yapmış olduğu ‘’beni isteyen çok’’ açıklamasından önce yapmıştım zaten. Kalmasında fayda görmüyorum.
Mücahit Atalay ve Ozan Can Oruç: Mücahit Atalay 28 yaşında ve sözleşmesi bitti. Ozan Can oruç ise henüz 20 yaşında ve bence 2.veya 3.kaleci olarak kalmalı.
STOPERLER:
Sözleşmesi Biten Oyuncular: Diagne,Uğur,Ali Turan. Bu oyunculardan Uğur Demirok’un son dönemde oynamaya başladıktan sonra aldığı sorumluluk ve liderliği düşündüğümüzde kalmalı. Ali Turan ve Diagne’ye veda edilmeli.
Sözleşmesi Devam Edenler: Anicic ve Selim Ay. Bu oyunculardan Selim Ay’ın kulüp kültürünü iyi bilmesi,yedek kaldığında sıkıntı yaratmaması ve görev verildiğinde ortalamanın üstünde performans vermesi hasebiyle kalmasından yanayım. Ama Anicic konusunda kararsızım. Sezon içindeki dalgalı performansı beni biraz tereddüt ettiriyor. Eğer bir teklif varsa elden çıkarılabilir. Ama kalırsa da zarar göreceğimiz bir oyuncu değil.
SOL BEKLER: Alper gösterdiği performansla as oyuncu olur. Yedek için Guilherme ve Ferhat var. Sol bek için 3 oyuncu lüks. O yüzden Guilherme veya Ferhat’tan birisi ile yollar ayrılmalı. Ferhat’ın sözleşmesi bittiği için ilk yolcu o gibi görünüyor. Ama eğer zarar olmadan yollar ayrılacaksa Guilherme de gidebilir. Bence bu bölgede bir sıkıntımız yok.
SAĞ BEK: Bu başlığı sağ bekler diye açmak isterdim ama takımda ikinci bir bek sağ bek yok. Skubic alternatifsiz. Ve sezonun son maçlarını saymazsak yaklaşık 2 yıldır adam akIllı bir top oynamadı. Tüm bu oyununda alternatifsiz olmasının da büyük bir payı olduğunu düşünüyorum. İyi bir yedek hatta Skubic’i kesecek bir bek alınmalı diye düşünüyorum.
ÖN LİBERO VE İKİ YÖNLÜ ORTA SAHALAR: Günümüz modern tarifiyle 6 ve 8 numaralar. Takımda 6 numara diye tarif edilen Jonsson,Volkan ve Jevtovic var. Bu oyunculardan Jönsson gitti. Bence 6 numaradan çok daha fazlasını oynayan Jonsson’un gitmesi büyük kayıp. Volkan ve Jevtovic bu bölge için yeterli.
8 numara olarak ise mevcutlar içinde bir tek Amir var. Bu bölgede genç oyuncularımızdan Ali Karakaya da var. Ama hem genç olması hem de henüz bu seviyeyi kaldırıp kaldıramayacağı düşünüldüğünde büyük bir soru işareti. Artık takımların en fazla tek ön libero ile oynadığı düşünürse bu bölgeye Amir dışında 2 iyi 8 numara transferi gerekli diye düşünüyorum.
SAĞ KANATLAR: Ömer Ali Şahiner ve Shengelia. Belki de en kuvvetli olduğumuz yerlerden biri bu kanat. İhtiyaç yok.
SOL KANAT: En eksik olduğumuz bölgelerden kanımca. Her ne kadar dönem dönem Milosevic ve Amir o bölgede oynasa da saf bir sol kanat oyuncumuz yok. Ayrıca Shengelia sol ayaklı bir kanat oyuncusu da olsa ters kanattan içeriye kat ederek oynadığı için bu oyuncuyu sağ kanat olarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda büyük bir yanılgı var. O yüzden bu bölgeye birebirde adam geçebilen ve gol-asist katkısı yüksek bir oyuncu katmak zorundayız. Her ne kadar henüz göremesek de altyapıdan gelen Şener Kaya ikinci kanat olarak bu bölgede ara ara denenebilir. Ama burada umut vaad eden oyuncumuz var diyerek transfer yapmazsak yine aynı sıkıntıları çekme ihtimalimiz yüksek.
10 NUMARA/FORVET ARKASI BÖLGE: Bu bölgede Hurtado,Milosevic ve Miya var. Müzmin sakat olan Hurtado’yu saymazsak 2 oyuncumuz da bu bölge için yeterli ve hatta lig kalitesinin çok çok üzerinde. Miya biraz daha ikinci forvet, 9,5 numara diye tarif edilen oyuncu, olarak oynadığında çok daha başarılı oluyor. Milosevic ise bu takımın sigortası. Topu ayağında gayet iyi tutuyor ve iyi bir yönlendirici.
FORVET/SANTRAFOR BÖLGESİ: Bu sene en çok çektiğimiz bölge nedir diye sorsak herhalde ligi birazcık bile takip eden herkes bu bölgeyi söyler. Bu bölgede Bajic,Thuram ve Erdon vardı. Bajic’in kiralık sözleşmesi bitti ve gidiyor. Thuram’ın 1 yıl Erdon’un  ise 3 yıl daha sözleşmesi var. Bence bu bölgeye 2 transfer yapılmalı. Bu transferlerin ortak yönü gol katkılarının yüksek olması olmalı. Ayıran yönü ise oyunculardan birinin daha kalıplı,diğerinin ise daha hızlı oyuncu olması gerektiği. Thuram 3.forvet olarak kalabilir. Şahsi kanaatim Erdon’un oynayabileceği bir PTT takımına kiralanıp orada kendini göstermesi gerektiğidir.

BÜLENT KORKMAZ İLE DEVAM EDİLMELİ Mİ?
Şu an ‘’Konyaspor PTT’de ne yapar?’’ konusunu konuşuyor olabilirdik. Takım mühendisliğinde yapılan hatalar,oyunculara gereksiz bel bağlamalarla birleşince ortaya ciddi bir başarısızlık ortaya çıktı. Bakmayın ligde kaldığımız için bizi başarılı addedenlere. Bu takım buralar için kurulmamıştı sonuçta. Ama gösterilen performanslar, şanssızlıklar ve ciddi hakem hataları ile birleşince ortaya bu tablo çıktı. Şu an ligde bulunduğumuz noktada Bülent Korkmaz’ın ve karakter koyan futbolcuların etkisi oldukça fazla. Özellikle diğer Hocaların alamadığı kararları alıp takımın önemli isimlerinden olan Serkan Kırıntılı’yı kadro dışı bırakarak bunları yapması hiç kolay değil. Bence oldukça başarılı bir sezon geçirdi ve en azından 1 yıllık yeni bir sözleşmeyi de hak etti. Hele ki kamuoyunda başarılı olan Sergen Yalçın ve Rıza Çalımbay olayları bu kadar tazeyken devam edilmemesi Konyaspor üzerindeki olumsuz algıyı kuvvetlendirecektir. Ama Bülent Korkmaz’ın yapmış olduğu ‘’başkan devam ederse ederim’’ sözleri büyük bir talihsizlik bana göre. Kendisi Konyaspor kulübünde çalıştığını unuttu sanırım. Sayın Korkmaz herhalde ‘’Hilmi Kullukspor’’ zannediyor burasını. Sayın Kulluk yanlış anlamasın bu sözlerimi ama kendisi de daha önceki başkanlar gibi hizmet etmek için bu kulüpteler. Herkes görevini yapar ve bir sonrakine devreder. Burada aslolan gerçek ve asıl marka Konyaspor’dur. Hele ki profesyonel bir teknik adamın bu kadar amatörce açıklama yapmasını anlayamadım. Umarım bu sözlerinin açıklamasını düzgün bir şekilde yapar ve görevine devam eder. Ben kendisinin ciddi oyun okuma problemi yaşadığını düşünenlerdenim. Ama bu Konyaspor'un son maçlardaki başarısını gölgelememeli. Umarım gerekli açıklamayı yapar. Eğer sözlerinin arkasındaysa da yolu açık olsun.