Türkiye'nin dört bir yanından şehit haberleri geliyor, acının düştüğü her şehirden feryat sesleri yükseliyor. Dikkat ederseniz Türkiye ile birlikte tüm İslam coğrafyasının kaderini belirleyecek bir seçime gidiyoruz ama terörden başka gündemimiz yok. Gaddarca estirilen terörün amacı zaten bu! Milleti birbirine kırdırmak, Türk-Kürt düşmanlığı estirip, kardeşliği yok etmek! İnanın birileri daha çok şehit haberi gelsin diye secdeye kapanıp dua edecek durumda. Sokaklarda kanın kırmızı nehir gibi aktığı, korkunun hüküm sürdüğü ve seçimin yapılamaz hale getirildiği bir Türkiye hayali kuranlar için bu günlerin önemi bir başka... PKK, DHKP-C, IŞİD'in aynı anda harekete geçmesi de, bu örgütlerin estirdiği kan dondurucu terörün vebalinin Erdoğan'ın sırtına yüklenmeye çalışılması bir tesadüf değil...

Bu topraklarda saba rüzgarları essin diye, hep beraber barış sancağının altında huzur içinde yaşayalım diye "Baldıran zehiri içerim, geri dönmem" diyen bir adamın hedefte olmasının tek nedeni var. Türkiye'nin birliği, kardeşliği ve huzuru! Sevin ya da sevmeyin, hoşlanın ya da hoşlanmayın. Bu ülke son 12 yılda çağ atladı çağ. Her alanda. Doğu, güneydoğu bugüne kadar görmediği yatırımları gördü. Havalimanı olmayan vilayet kalmadı. Her branşta yatırım aldı bilhassa doğu bölgeleri. Ama gelin görün ki, insanlar nankör. İnsanlar 3 maymunu oynuyor.  Beni takip edenler hayal satmadığımı iyi bilir. Görmekteyim ki toplumun ekseriyetinde HDP başta olmak üzere diğer partilere karşı bir isyan var.

Kürtlerin isyanı bir başka...

"Ellerim kırılsaydı da oy vermeseydim" diye hayıflananlar da var, "1991 yılında barajı aşsınlar diye oy verdik. Meclis'te sarı kırmızı yeşil fularlar takarak ve Kürtçe yemin ederek onca çabamızı harcadılar. 24 yıl sonra aynı hatayı tekrarladılar ve Türkiye'yi cehenneme çevirdiler" diye isyan edenler de... İnanın zaman olsa bu söylemleri kitap haline getirir, tarihe bir ibret vesikası olarak not düşülsün diye yayınlatırdım. Belki önümüzdeki günlerde yine bu köşeden o söylemleri ifade ederim.  AK Parti hala bu ülke insanın, ama en çok da Kürtlerin son umudu. İşte tam da bu nedenle parti kurmaylarının bu kez hata yapma lüksü yok. Onların yapacağı bir tek hata, bir ulusun kaderini etkileyecek. Bunu bilerek hareket etmeleri ve bir önceki seçimde yaptıkları hatalardan tamamen arınmaları gerekiyor.

Farz-ı misal...

7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi kendi adamlarını veyahut kendi seçtikleri adamları vekil adayı olarak millete dayamayacaklar. Bilinmelidir ki AK Parti yüzde 60- 70 oy alsa dahi, Kürtlerin tercih ettiği parti olmazsa bu ülkeye huzur gelmeyecek. Bunun için lafta değil, Kürtleri gerçekten sahiplenecek, Kürtlerin de bağrına basacağı samimi insanları aday göstermeleri gerekecek. Bir kaç örnek verecek olursam...

Diyarbakır'da Abdurrahman Kurt gibi bugüne kadar canını ortaya koyarak mücadele eden bir adamı geri plana atmayacaklar... Savcı Sayan gibi neredeyse bütün kesimleri ikna eden Savcı Sayın'ı İzmir'de 7'inci sıradan aday göstermeyecekler. Onun yerine ülkücü kökenli bir adayı Kürtlerin karşısına "Alın bunu seçin" diye koymayacaklar. Türkiye sevdası için öz be öz kardeşi Sırrı Sakık'a düşman olan ve bugün PKK'nın ölüm listesinde ilk sıralarda yer alan Namık Sakık gibi bir adamı liste dışı bırakmayacaklar.

İstanbul gibi Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı devasa bir şehirde  88 milletvekilinden biri Kürt olmayacak. Bu hata yüzünden İstanbul üçüncü bölgede HDP'ye rekor oy çıktığının farkına varacaklar. Bunun yanı sıra... Karnı AK Parti'de olan, ama aklı başka yerlerde dolaşan devşirmeleri, bu davanın kahrını çeken kadim insanların önüne koymayacaklar. 

Kendisine danışman tutan danışmanları hizaya çekecek, o danışmanların birilerine tetikçilik yaptırmalarının, kendi adamlarını vekil adayı olarak göstermelerinin önüne geçecekler.  AK Parti'nin nimetlerine tamah edenleri değil, savunduğu hak davasına sevdalı olanları seçecekler. Kapılarını müteahitlere değil, mücahitlere açan, parti sayesinde zenginleşenleri bertaraf edip, fakirleşenleri insanları öne sürecekler.