Bir yanda demir çelik krizi bir yanda kendi yerli otomobiline hızla yürüyen Türkiye , bir yanda Kıbrıs için çarpışan Avrupa bir yanda Akdeniz’de sondaj çalışmalarını artıran Türkiye , bir yanda grevsiz gün geçiremeyen Fransa bir yanda 15 Temmuz destanını yazan Türk milleti Sanırım birkaç örnek Orta doğu krizinde neden Türkiye üzerine gelindiğinin açıkça ıspatıdır. Karışıklıklar ve krizler döneminde Türkiye’nin bölgede parlaması cevher dolu coğrafyayı hedef tahtası haline getiriyor.
Her ne kadar zorlu bir dış siyaset arenasında olsak da avantajlarımız da yok değil. Tüm dünya zorlu enerji savaşına şahitlik ediyor. Biraz açalım klişeleşmiş de olsa petrol diye haykıralım. Evet bütün gelişmiş dev teknolojiler batıda bulunuyor olabilir ama petrol yatakları hala Orta doğuda, dünyaya korku saldığınız nükleer silahlarınız olabilir ama bu nükleer silahları hedefinize taşıyacak uçaklarınız için petrole ihtiyacınız vardır. Petrol yoksa silahlarınızın da bir önemi yok demektir. İşte orta doğu pastasını en cazip hale getiren enerji kaynaklarıdır. Gelelim avantajımıza; ABD dünyanın enerji kaynaklarına hükmetmeyi istiyor hem de rakipsiz! Buda batıda ayrışmalara neden oluyor elbette ki bu gücü kontrol etmek isteyen tek güç ABD değil! İngiltere’de ABD’nin karşısında duruyor pastayı kendin yiyemezsin diyor! Bu restleşme elbette her iki tarafın gücünü kırıyor. Bu güç kırılmasında bölgenin en etkili faktörü Türkiye’ye adım atma şansı doğuruyor. Daha da dik durmamız gerekiyor bu karmaşa anında ne kadar adım atarsak o kadar varız!
Varsın ana muhalefet dünya çapındaki dev projeleri durduracağını vaad etsin, varsın bu yolla Türkiye’nin dış baskılarını azaltacaklarını söylesinler. Her şeye rağmen şuan tamda Kanal İstanbul zamanı, Mersin Akkuyu’nun devri, 3. Havalimanının tam zamanı. Orta doğu tarafları henüz belirlenmemişken kendimize ne katarsak Güçlü Türkiyeyiz demektir, Güçlü Türkiye demek pastada pay demek, anlaşamazlarsa senin ayağına gelecekler demek! İşte o zaman coğrafyamızda güçlü bir koltuğumuz olmalı. Buda elbette özgür ekonomiyle olur, yerli otomobille olur enerji coğrafyasının göbeğindeki Akkuyu Nükleer Enerji tesisiyle olur.
Ana muhalefetten bu tür adımlar elbette bekleyemeyiz! Acaba Muharrem İnce’nin İpek Yolu’ndan, Baharat Yolun’dan haberi var mı? Acaba bölgemizdeki konumumuzu idrak edecek kadar coğrafya bilgisi bulunuyor mu? Onların coğrafya bilgisi de millilikten uzak kalmış maalesef bu gün çok rahat bir şekilde haritamızın doğu kanadını tek kelimeyle gözden çıkartıp özerklik vaadi verebiliyorlar. Sonrasın da meydanlara çıkıp milli birlik, kucaklayıcı siyaset anlayışından bahsediyorlar. Acaba bu zihniyetten nasıl bir dış siyaset bekleyebiliriz?
Yada her şeyi biliyorlar da düşmanlarımızla ittifak mı kuruyorlar? Daha önce bir çok kez şahit olmuştuk; Kemal Kılıçtaroğlu‘nu milli bir siyasetçi olarak görmediğimizi beyan etmiştik Sayın İnce’nin konuşmalarından sonra da umutlanıp ‘’Acaba bu adam CHP’yi kendi çizgisine mi çekiyor demiştik ‘’ ama gördük ki bu zihniyetten arenalara çıkan hiç kimse milli siyasetçi çizgisini koruyamıyor çünkü bunların kanında millilik diye bir şey yok. Bunların derdi hazır olanı yiyip içip bitirmek ve sonra da bırakıp gitmek vardır. Bunlar neden bize bir dört yılın verin yeter diyor. Türk Milletinin şimdiye kadar biriktirdiği, yaptığı yatırımları har vurup harman savurmak. Geçmiş dönemlerde bunları hep gördük ve yaşadık. Ama necip milletimiz buna asla ve asla izin vermeyecektir.