Geçen haftaki son dakika golü ile gelen bir haftalık bahar havası esintileri yerini sert rüzgarlara bıraktı yeniden. Yaklaşık 2 senedir bir türlü oturmayan kadro ve oyun yapısı, teknik ekibin takıma olan güvensizliği taraftarı gün geçtikçe umutsuzluğa itiyor. Bu takımın bir önceki Aykut Kocaman zamanında başarmış olduğu şeyleri tekrar başarması yakın zamanda pek ihtimal dahilinde görünmüyor. Zira ne o zamanki takım aynı takım, ne de o zamanki lig aynı lig. Birçok takım oyun planını revize etti ve artık o zamanki oyunlar oynanmıyor. Ama Aykut Hoca ısrarla o zamanki oyun planında ısrar ediyor. Bu da takımda adeta bir travma yaratmış. Daha maça çıkarken başarısız olacaklarını düşünerek çıkıyorlar. Resmen öğrenilmiş çaresizlik…

                                                                  MAÇ ANALİZİ

Maç tamamen Galatasaray’ın kontrolünde başladı. Maçın başlarında bir iki kontra denememiz oldu aslında. Bunlardan birinde Thuram sayesinde kazanılan serbest vuruşta Amir’in şutunu önü kapalı olmasına rağmen çok iyi çıkardı Muslera. Bu dakikadan sonra da Galatasaray’ın ‘’ben geliyorum’’ diyen golünü beklemeye başladık. Nitekim Skubic-Ömer Ali kanadından kaçan Ömer Bayram pas gibi bir orta ile Falcao’yu buluşturdu ve gol oldu. Falcao’nun etrafında bir tane bile Konyasporlu oyuncunun olmaması ise tam bir faciaydı. 2. gol yine aksayan tarafımız olan sağ kanattan bu sefer Saracchi’nin kaçmasıyla oldu. Galatasarayın en tehlikeli birkaç isminden olan Emre Akbaba çok düzgün ve güzel bir vuruşla Serkan’ı avladı. Her iki golde de bir Allah’ın kulunun oyuncuları rahatsız etmemesi son zamanlarda yaşanan olayların bir özeti oldu aslında. Ne defans yapabiliyorduk ne de hücum. İkinci yarı ise Miya ve Shengelia’nın girmesiyle biraz daha topa sahip olmaya ve kısmen de olsa tehlike yaratmaya başlamıştık ama iş işten çoktan geçmişti. Nitekim maçtan kopmanın verdiği konsantrasyon kaybıyla gelen 3.gol sonrası maç bitmişti. O saatten sonra Galatasaray oyundan düştü ve biz atak yapıyor gibi göründük. Belki 1 tane de gol atabilirdik ama Muslera iyi bir maç çıkartınca gelmedi o gol. Muhtemelen Hocanın kafasında Galatasaray’ın top kabiliyeti yüksek oyuncularına pres yaparak ve oyunlarını dar alana sıkıştırarak bozmak vardı. Ama oyunu bozup topu kaptıktan sonra herhangi bir planımız yoktu. Bu arada oyunu bozan bir takım da görmedim ben sahada! Sonuç olarak ne oynadığımızı ben anlayamadım. Defans mı yaptık? Hayır! Hücum mu yaptık? Ona da hayır! Galatasaray kendini yormadan 3 puanı aldı gitti.

OYUNCU ANALİZİ

Aslında sezon başından beridir yaptığım oyuncu analizlerinden farklı bir analiz yapmayacağım. Ama yine de özetleyeyim. Serkan yine yemesi gereken golleri yedi. Eskiden maç kurtaran anlar olurdu ve o anlarda kalesinde devleşirdi. Bu maçta da o ‘’anlar’’ olmadı. Serkan’a hatalı diyemem ama ekstra da oynamadı. Stoperlerimiz şeffaftı adeta. Gelen geçen kimseye müdahale etmedi. Pozisyon kayıpları, diziliş sıkıntıları vardı sahada. Hem Selim hem de Anicic rezil bir oyun oynadı. Skubic’ten bahsetmeye gerek duymuyorum! Alper de haftalar sonra vasat bir performans gösterdi. Ama Alpere kızamıyorum. Bu haftalık kredisi var. Jönsson idare etti. Amir,Jevtovic yok gibiydiler. Erdon ve Thuram fizik olarak diriydiler ama üretkenlik konusunda sıkıntı yaşadılar. Yine de ben Thuram’ın performansını yeterli buldum. Sonradan giren Shengelia gayet iyi oynadı yine. Ömer Ali’nin ise performansını değerlendirmeye gerek bile yok! Son olarak Skubic ve Ömer Ali bu takımda hala nasıl görev alabiliyorlar inanamıyorum!

MAĞLUBİYET AYKUT KOCAMAN’A YAZAR

Geçmiş dönemlerdeki eşsiz başarılarından dolayı efsane olarak anıldığı yere yeniden geldi Aykut Hoca. Lakin kendisi hala eski dönemdeki futbolun oynandığını düşünüyor bence. En hazini ise hatalarında yaptığı ısrar. Beşer şaşar diye bir söz vardır. Çok doğru. Herkes hata yapabilir. Ama hatalarınızda ısrar ederseniz bu hata olmaktan çıkar. Tüm futbol kamuoyu şuan Aykut Hoca’nın teknik-taktik bilgisini sorgular hale geldi. Yapma etme hocam. Takıntılarında vazgeç lütfen. Takımda ne olursa olsun oynayacağını bilen Skubic ve Ömer Ali ısrarından vazgeç lütfen. Tamam dengeli bir futbol oyunu sana mantıklı geliyor, eyvallah. Ama bazen (maçına göre, skora göre) o çift ön libero sevdan vazgeç. Rakibi de şaşırt bizler de şaşıralım. Ben şu an seninle ilgili her şeyi sorgular hale geldim. Emin ol böyle bir başarısızlık durumunda Türkiye’nin herhangi bir takımında kalma ihtimalin yoktu. Sana verilen değerin kıymetini bil ve kredinin limitlerini daha da zorlama lütfen. Bu takımı ayağa kaldıracak insan sensin. Lütfen artık inanmasan bile bir şeyleri değiştir lütfen. Bu takım çok daha fazlasını hak ediyor Hocam.

ACİLİYETİ OLMAYAN TRANSFERLER

 Yaklaşık 2 senedir bu takımın sağ beki yok.8 numara diye tabir edilen oyun kurucu, topu kolay kolay kaybetmeyen bir oyuncusu yok. Sol kanatta adam geçen bir kanadı yok. Stoperde sert oynayarak, rakibine yapışan ayağı iyi bir stoperi yok. Ama Zuta, Ferhat, Alper’in olduğu kanada yeni transfer yapılıyor. Yazacaklarım bu kadar. Bu kadar kötü kadro mühendisliği yapılan bir kulübün 18 puan bile alması bence iyi. Umarım her şey gönlümüzce olur.

Selamlar, saygılar…