Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri ile ilgili konular da referandumda oylanacak maddeler arasında.

Gerek sosyal medyada, gerek basında, gerek  televizyonlarda gerekse sohbetlerde konu tartışılırken asıl konudan uzaklaşıyoruz. Özü tartışmayı çoğu zaman atlıyoruz.

Bu hafta konunun anlaşılması adına bunu irdelemek istedim.

Nefret ve sevgi adeta aklımızı kör etti.

Bu referandum evet çıksa da hayır çıksa da sonucuna saygı göstermemiz gerekiyor.
Ama doğru tartışarak.

Mesela tartışma yapılırken;

  • Cumhurbaşkanı ve Meclis tek sandıkta seçilecekmiş gibi konuşuluyor.
  • 18 madde'nin C fıkrasındaki  101. maddedeki “Anayasanın Cumhurbaşkanın'nın partisi ile ilişiği kesilir” ibaresini kaldıran;ibareyle, sanki seçilecek bütün Cumhurbaşkanları siyasi parti  genel başkanı olacakmış gibi bir algı oluşturuyorlar.

Aşağıda değişen maddeyi aynı şekilde aldım. Burada açıkça belirtildiğine göre Cumhurbaşkanlığı ve TBMM üyeleri için ayrı ayrı sandık konacak.

 

MADDE 4- 2709 sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi

"MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır."

Referanduma konu olan metnin 7'nci maddesi ve 101'nci madde değişikliğinde;

Cumhurbaşkanı adayını sadece siyasi partiler  değil en az yüz bin seçmen aday gösterebilir.

Ya da siyasi partilerin tamamı ya da bir kısmı birlikte uzlaşarak parti gözetmeksizin aday gösterebilir.

Her iki durumda da Seçmen isterse Cumhurbaşkanını  partiler üstü hale getirebilir.

MADDE 7- 2709 sayılı Kanunun 101 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“A. Adaylık ve seçimi

"MADDE 101-Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada, adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde, sadece Cumhurbaşkanı seçimi yenilenir. Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

Sonuç;

  • Cumhurbaşkanı  eğer şimdiki mevcut meclis yapısına göre Sayın Cumhurbaşkanı ; yeni durumda Hem parti genel başkanı, hem de Cumhurbaşkanı olabilir.
  • Bu durum her zaman böyle olacak anlamına gelmez.
  • 2019'daki seçimde bir seçmen Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Beye oy verebilir ama meclis seçiminde oyunu başka partiye verebilir. Tıpkı Büyükşehir Belediye Başkanı seçiminde MHP'ye, İlçede CHP'ye Mecliste AKP'ye oy verildiği gibi.
  • Mersin Büyükşehir'de olduğu gibi başkanın partisi meclis üyeliğinde  çoğunluğuna sahip değil.
  • Seçim sonuçları mecliste milletvekili sayısında çoğunluğu elde eden parti ile Cumhurbaşkanlığına seçilen kişinin partileri farklı olabilir.

 

İşte bu durumlardan dolayı halkı doğru aydınlatmak lazım.   Eğer gerçekten güçler ayrılığını oluşturacak bir seçim gerçekleşmesini istiyorsak, o zaman Yürütmenin rahat hareket edeceği ama yasamayı ikna etmek zorunda kalacağı sistemin sırrı burada.

Nasıl 7 Haziran seçimlerinde millet Mecliste çoğunluğu vermedi ise o zaman da aynı durum olacak.
Bunu seçmen olarak bizler yazmalı çizmeli ve düşünmeliyiz. Anlatmalıyız.

Yine yeni sistemde Cumhurbaşkanı ile partisi arasında bağ kopmayacak. Bu fiiliyatta hep böyle olmuştu zaten. İbare vardı ama  hep bir şekilde Cumhurbaşkanı siyasete karışıyordu.

Bu sistemde  her şey seçmenin elinde.  Seçmen güçlü ve bağımsız, temsil yetkisi kuvvetli bir seçim yapabilir. Bunu son seçimlerde yaptı da .

Yerel seçimlerde bu ayarı seçmenimiz çok güzel yapıyor.  Yeter ki millete güvenelim.

Millete alternatif sunalım.

Evetçi cephe, ama sempati ama  yetmiş yıllık bölük pörçük yönetim biçiminden kaçıyor. Çoğunluğun anayasa metninin ne getirip ne götürdüğünü sorguladığını düşünmüyorum

Ya hayırcılar; Öyle bir kampanya yürütülüyor ki kampanyayı yürütenlerin eski sistemden başka alternatifi yok. Hayırcılar Anayasa maddelerini yeterince sorguladıklarını sanmıyorum.

Bu durumun  seçime kadar olan dönemde, en çok konuşulup tartışılacak olan bölüm olduğunu düşünüyorum.

Halbu ki güçlü bir eleştiri yapılabilse, güçlü bir duruş sergilenebilse eminim bu referandum sürecinden demokrasi adına güçlü bir olgunlaşma evresi geçiririz.