Ailemizden, işimize,devlet yönetiminden eğitime kadar toplumun her seviyesinde,  yaşamımızın her anında, karalar alarak yaşıyoruz

Bazen bir büyüğümüzü taklit ederek, sorarak ya da kendimiz karar alıyoruz.

Kararlar alarak yönetiyor ve  kararlarla yönetiliyoruz..

Karar verirken çoğu zaman inisiyatifler almışızdır. Ya da inisiyatif alanların etkili olduğu bir ortamda yaşamızdır. Çoğu zaman farkında olmayız, ama yaşamın her anında inisiyatif becerisi kullanma vardır.Bu becerileri kulanlar genelde yaşamda etkin insanlardır..Bu beceriyi gerçekten kullanabilenler, bulundukları ortamda liderdirler.

Bu insanlar, bir sorunla karşılaştığında kendiliğinden harekete geçerler.Hemen çözüm üretmeye, çözümün kaynaklarını organize etmeye başlarlar! 

Empati yapabilme  becerisi doğal kabiliyetidir. Dinleme , anlama, gözleme,doğru algılama becerisine sahiptirler.. Olayı  zaman ve mekan boyutu ile sürecini öngörür,sonucunu hesaplar ve çözüm için işe başlar..Sonucun etki derecesini öngörür.

Yaşam içinde, bulundukları alanda,etki alanlarını bilirler ve o alanı çok iyi kullanırlar.Genelde pozitif enerjiye sahiptir. Öz bilinçleri kuvvetlidir.Bilişim alanını ( düşünebilme ve kabiliyetlerini kullanabilme becerilerini) sürekli genişletirler. Bir şey yapmak için uygun ortamı beklemekten çok, bulunduğu ortamın en uygun kararlarını alırlar!İçinde bulunduğu zamana ve  etki alanına odaklanabilirler.
Başkalarına benzemeye çalışarak değil, özgür iradelerini etkin bir şekilde kullanarak karar verirler.

Bir olayı yapmak için şartları yoktur. Şu da gerçekleşirse, bunu yaparım demez. Bu durumda olayı şöyle çözebilirim der. Ne olabileceğini bilir. Uygular.  Aldıkları karar, eğer karar almasalardı , olabilecek daha kötü sonuçları önlemiştir

Söz verebilir sözüne sadık kalabilir.

Hatasını bilir, kabullenir,düzeltir. Hatasından ders alır.Olayların gelişimindeki sorumluluğunu  kabullenir.

Şimdi bunların ışığında güncel yaşama ; en yakınımızdan en uzağımıza doğru bakalım:

Evdeki çocuğumuz; baba kardeşim elindekini benimle paylaşmıyor diye kardeşini hatadan dolayı şikayet eder.!Bazen eşimize sen hep  bunu yapıyorsun diye serzenişte bulunuruz da sanki hiç hata yapmaz biri oluruz.

Mahallede, sohbetler de genelde, insanların hep hatasını konuşuruz. Ya da  iyi tarafını bir konuşurken, kötü taraflarını daha çok konuşuruz..Belki de önemli insanlar hep öldükten sonra değerli olur..

İş yerinde çalışanla,r kendilerini daha iyi göstermek için,  arkadaşlarının açığını takip eder!.

İşletmeler daha iyi ürün ve hizmet  üretmeye çalışmaz da  kendi ürününü iyi göstermek için rakiplerin ayıbını ortaya koyar..

Patron elemanlarının içindeki beceriyi harekete geçirmez de , hep elemanın eksik bir tarafını bularak, çalıştırmaya uğraşır. Hep şikayet  eder.

Ya bizlerin vekalet verdiği politikacılar! Onlar bizim seçtiklerimiz değil mi? Bizden farklı mı davranacaklardı?

Meydanlarda,basında, görüyoruz,, iyi olabilmek için; iktidar muhalefetin , muhalefet iktidarın eksiklerini, üstelik yüksek sesle;  yani gürültüyle ,kızgınlıkla bin bir hakaretle ortaya koymuyorlar mı?

Sanki bu yaşam bizim değil, bu iş bizim değil, bu aile bizim değil, bu ülke bizim değil..

Toplumun önderleri olan seçilmişler, örnek  olmalı değiller mi? 

Böyle bir bakış açısını değiştirmeden, koalisyonu kuramadılar!.İşte başımıza gelen, son zamanlardaki olaylarda, hepsinin ortak sorumluluğu var!.

İnisiyatif alamadılar!. Koltuklarını kaybetme korkusu ile, ülkenin yönetimine talip olmadılar.. İnisiyatif alarak uzlaşamadılar. Çözemediler.  Sorun kaybetme korkusu..
Esas şimdi kaybettiniz..

Eğer inisiyatifi kullanma becerisini gösterebilseydiniz,  bugün ; bu olaylar başımıza gelmeyecekti..

İktidar koalisyonsuz bir geleceğe oynadı, muhalefet bu oyunu bozamadı!

Ne olurdu MHP, CHP varım deseydi.. Koşulsuz, kırmızı çizgisiz bir  şekilde....Koalisyon olaydı da ilkesinden vazgeçmeyeydi!

Al bakanlıkların  11'ni, hatta 12 si senin olsun  AK Parti, 5 CHP olsun  MHP 4,,!.. Fazlası iktidarın olsun..Ama icracı bakanlıklar eşit deselerdi!Ve bunu açıkça Ak parti kabul etmeseydi , bugün nasıl olurdu acaba?Bugünkü iki HDP'li bakanın yaptığını da mı yapamazdınız?Ya da ey  AK Parti;  başkanlık bu kadar mı önemli idi!.Değer miydi!.?
Ya da iktidar olmanın gücü ile  mütevazılığı gösterseydiniz; toplumda bir davranış devrimi yapmış olmaz mıydınız? İnancınıza da bu yakışmaz mıydı?

Yoksa uzlaşabilseydiniz; hep beraber anayasayı bile değiştirebilir miydiniz?

Ne dersiniz? İnisiyatif kullanmayan,  iktidarda söz sahibi olabilir mi?