HE İS ONE OF US, YA DA O BİZDEN BİRİ

Önceleri pek de tanınmayan, esamesi bile okunmayan Ekmeleddin İhsanoğlu, Çatı adayı olarak CHP ve MHP tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterildikten sonra bir anda gündeme oturdu. Hem kendi konuşmaları, hem de O'nu aday gösterenlerin yapmış olduğu konuşmalar sonucunda nasıl birisi olduğu ortaya çıkmaya başladı.

Doğrusunu söylemek gerekirse ben O'nu önceleri bir İlahiyatçı, Din Adamı zannediyordum ama değilmiş. Mısır'da doğup büyümüş, Hıdiviyye Lisesi'nden sonra Ayn Şemş Üniversitesi Fen Fakültesi'nden mezun olmuş, Mısır El-Ezher'de akademik çalışmalara başlamış, Kahire milli Kütüphanesi'nde çalışmış.

1970 yılında Türkiye'ye gelip, Ankara Üniversitesi'nde göreve başlamış, 1972 yılında, bir bakışta ahu gözlerine bakıp, aşık olduğu Füsun hanımla evlenmiş. Sonra Profesör, sonra IRCICA Başkanlığı, daha sonra da İİT Genel Sekreterliğine getirilmiş, 9 yıl bu görevi yapmış. 

Şu anda Ekmel Bey, başına talih kuşu konmuş gibi, zenbille gökten inmiş ya da gönderilmiş gibi şanslı. Önce, CHP ve MHP'nin kendi içlerinden Cumhurbaşkanı olmaya layık aday bulamadıkları için aday gösterdikleri, sonradan BTP, DSP ve DP'nin de destek açıklaması yaptıkları Ekmel Bey,”Aman Erdoğan gelmesin de kim gelirse gelsin” adayına dönüştü.

Ekmel Bey'e LDP, KP, DEV-PART, TSİP gibi sol ve aşırı sol partilerin desteğinin yanı sıra, bir destek de Alperenler'in şiddetli tepkisine rağmen BBP lideri Mustafa Destici'den geldi. Yeni Asya Gazetesi okuyucuları adına gazete yönetimi de Ekmel'e destek açıklaması yaptı. Fethullah Gülen Cemaati ve Medyası da zaten Ekmel'in yanında ve Erdoğan'ın karşısında yerini almış oldu.

Bu arada “Türk Solu” Dergisi cemaati de “Ekmel'e Neden Evet?” başlığını attıkları dergiyi Ekmel Bey'e ulaştırıp havalara kaldırtmayı başardılar. Bu arada müslümanlara ve İslâm'a hakaretleriyle tanınan, Ekşi Sözlük çalışanlarını da ziyaret etmeyi unutmadı.

Ekmel Bey şu anda bir elinde Risale-İ Nur, diğer elinde Müslüman Türk düşmanı, Muhsin Yazıcıoğlu ve Bedîuzzaman Said Nursi düşmanı Türk Solu dergisi ile boy göstermeyi başardı. Girdiği kaba göre şekil aldı, bulunduğu yerin rengine göre renk verdi. Ya da öyle görünmeye çalıştı. Buna da “Toplumsal Mutabakat” diyerek çalışmalarını sürdürdü. Herkese hayretler içinde “Sen neymişsin be  abi?” dedirtti.

Ekmel Bey ölenleri de unutmadı. Adaylığa Anıtkabir ve İsmet İnönü'nün kabrini ziyaret ederek başladı. Sonra gittiği her yerde türbe ve mezarlık ziyaretlerini sürdürerek oradaki yatırlardan himmet ve inayet bekledi, dualar etti. Hacı Bektaş-ı Velî, Neşet Ertaş, Mevlâna ziyaret ettiği türbe ve mezarlıklar arasında yerini aldı.

Daha sonraları Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Muhsin Yazıcıoğlu ve İzmir'de Zübeyde Hanım'ın mezarlarını da ziyaret ederek mezar ziyaret etme rekoru kırdı.

 Ekmel Bey, yüreği vatan sevgisiyle dolu bir şekilde sağdan, soldan, dinli dinsiz, ateist, şövenist, Kemalist, milliyetçi, ulusalcı kimler varsa ölüsünü dirisini ziyaret ederek, görüştü ve oylarına talip oldu.

Ekmeleddin isminin içinde yer alan dinini bir kenara bırakıp Ekmel diyenlere “Bana herkes Ekmel der, siz de Ekmel diyebilirsiniz” diyerek engin hoşgörüsünü göstermiş oldu. Bazen CHP'lilerle, bazen MHP'lilerle el ele, kol kola göründü.

Nasıl ve ne şekilde olduysa Cumhurbaşkanlığını Erdoğan'a kaptırmamak amacı altında bu kadar partiyi, cemaati, dernek ve medya kuruluşunu büyük bir uzlaşma altında topladı. Ya da O'nu aday gösterenler bir araya toplandı. Yurt içinde ve Yurt dışında birbirine zıt, birbirine düşman pek çok siyasî parti, dernek, kuruluş, medya ve yazar ordusu Ekmel'den yana taraf oldu.

Hatta İsrail'de yayınlanan HAARETZ gazetesi bile Ekmel Bey'in resminin altına “HE İS ONE OF US” başlığını atarak “O, Bizden Biri” diyerek desteğini gösterdi.

Peki, neden ve niçin? Bunca uzlaşma ve mutabakatın sebebi ne olabilir?

 “AKP'ye karşı değilim ama Erdoğan'a Hayır” diyerek “Ben CHP'nin, MHP'nin adayı değilim” deyip onlardan oy isteyerek, yeni ve garip bir söylemle yeni bir cephe oluşturarak ”Ben senden değilim ama bana oy ver”  demek nasıl ilkeli ve ahlâkî olabilir? 

Bu konuya çarşamba günü devam edecek, bu sorulara cevap arayacağız.

 

                                        HEM NALINA HEM MIHINA

YETMEZ

Ak Parti'li Konya'lı gençler, Çatı Adayı Ekmel Bey'e, “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır” diyerek İstiklâl Marşı ve Safahat göndermişler.

İyi etmişler de yetmez.

Bana kalırsa Mevlâna'nın yedi öğüdünden biri olan “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” sözünü de göndermeleri gerekirdi. Yanında duble etliekmek, Mevlâna Şekeri de promosyon.

                                                           GÜNÜN SÖZÜ

SİZE DOĞRULUĞU EMREDERİM, SAKIN ONDAN AYRILMAYIN. ZİRA DOĞRULUK SİZİ İYİLİĞE VE CENNET'E GÖTÜRÜR. KİŞİ DOĞRUYU SÖYLEYE SÖYLEYE ALLAH KATINDA SIDDIKLARDAN, DOĞRULARDAN YAZILIR.

                                                                                            Hz. Muhammed(sav)