Ekmeleddin İhsanoğlu ve Dengir Mir Mehmet Fırat

7 Haziran seçimleri yaklaştı ve milletvekili adayları belli oldu. 

Yandaş medya diye tabir edilen basın yayın kuruluşlarında görevlendirilen propaganda memurları, kendilerine tevdi edilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorlar. Aklın almayacağı iddialar ve ithamlarla rakip parti ve adaylarını yıpratacak komplo teorileri üretiyorlar.

Mesela geçen günlerde, aHaber'de Hilal Kaplan, Nagehan Alçı, Salih Tuna'nın birlikte yaptıkları "Birlikte Bakalım" programına konuk olan yazar Latif Erdoğan'ın çarpıcı bir tespiti vardı.

Erdoğan şöyle diyordu: "Ekmeleddin İhsanoğlu kripto bir adaydır. Eğer İhsanoğlu CHP'yi kabul etseydi demek ki paralel yapının yeri oradaydı. MHP'yi kabul etmekle bu deşifre oldu artık. Bundan sonraki süreçte MHP desteklenecektir. Bağımsız aday göstermeler de işin oyunudur. Baştan beri İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanı seçiminde de ortaya koyan, şimdi de devreye sokan paralel yapıdır. Bundan iki maksat güdülüyor, İhsanoğlu'nu daha popüler hale getirip önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine aday göstermek... MHP ana muhalefete geçerse yapılacak ikinci adımdaki operasyon Devlet Bahçeli'yi devre dışı bırakmak."

Üretilen bu komplo teorilerine bizler de inanmak isterdik ama!

Aynı programda AK Parti kurucularından ve Partinin Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Dengir Mir Mehmet Fırat'ın HDP'den aday olması konusunu da yorumlamaları şartıyla.

Ak Parti kurucusu ve Genel Başkan yardımcılığın görevi yanında milletvekilliği de yapan bir ismin buradan ayrılarak sosyalist, ırkçı ve terörist destekçisi bir partiden aday olması ne anlama gelir Sayın Latif Erdoğan!

Belli bir etnik grubu ön plana çıkararak ülkeyi bölünmeye götürmek isteyen bir partiye dahil olan Dengir Mir Mehmet Fırat, AK Parti içinde gerekli faaliyetleri bitirdikten (yani bölünme için alt yapıyı oluşturduktan sonra) görevinin kalan kısmını icra için HDP'ye geçmiş olabilir mi?

Ekmeleddin İhsanoğlu ile Dengir Mir Mehmet Fırat'ın bulundukları görevleri şöyle bir gözden geçirip şu anda talip oldukları görevlere bakacak olursak kimin daha tutarlı olduğunu rahatlıkla görebiliriz.

Türkiye'nin partisi olduğunu söyleyen ancak ülkeyi adım adım bölünmeye götüren bir partinin kurucusu ve Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda uzun süre milletvekilliğini yapmış olan Dengir Mir Mehmet Fırat, halkın gözünde PKK yandaşı olarak bilinen bir partiye geçmiştir.

Ekmeleddin İhsanoğlu'na gelince; Türk Bilim Tarihi Profesörüdür. Türk kültürü, İslam Dünyası ve Batı Dünyası ilişkileri ve Türk-Arap ilişkileri hakkında değişik dillerde çok sayıda eseri vardır. Bilim ve eğitim tarihine katkı ve hizmetlerinden dolayı birçok ödülün yanı sıra Devlet Üstün Hizmet Madalyası sahibidir.

2004 ve 2014 yılları arasında Birleşmiş Milletlerden sonra ikinci büyük uluslararası örgüt olan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın genel sekreterliğini sürdürmüştür.

Ve 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde MHP tarafından Cumhurbaşkanlığı için aday gösterilmiştir.

MHP, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir şahsiyeti aday göstermekle, son yıllarda tamamen aramızın bozulduğu İslam Ülkeleri ile yeni bir entegresyon içine girmek istediğini ichar etmiştir.

Aslında bütün bu haberlerin altında AK Partiye oy veren milliyetçi oyların asıl yuvasına dönme korkusu yatmaktadır. 

Ve bu propaganda memurları, kendilerini iktidarın tek sahibi gören laiklerin düştüğü körlüğe düştüklerini göremiyorlar. MHP aleyhine kurguladıkları her komplo teorisi ve yalan haber seçim sırasında bir bumerang gibi gelip kendilerini vuracaktır. 

Çünkü bunlar da kendilerinden öncekiler gibi halktan kopuk, kendi yalanlarına inanmayı tercih eden bir hayat tarzını benimsemiş vaziyetteler. Ürettikleri her komplo teorisi karşı tarafın saflarını biraz daha sıklaştırmasından başka bir işe yaramamaktadır. Ancak onların yakalandığı iktidar körlüğü bunları görmelerine engel oluyor.

***

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun MHP'nin başına geçeceği iddiasına gelince! Buna kargalar bile güler. Bu tür atamalarla genel başkanlığa gelmeler ancak merkez partilerinde olur. Mesela parti teşkilatına hiç görev almamış Tansu Çiller'in atama ile Başbakan yapılıp DYP'nin başına geçmesi! Mesela parti teşkilatında hiç görev yapmamış olan Ahmet Davutoğlu'nun önce Dışişleri Bakanı sonra da Başbakan olup Ak Parti'nin başına geçmesi. 

Fikir partilerinde işler böyle yürümez! Partinin en alt kademelerinde göreve başlayıp adım adım yükselmeyen adam, milletvekili olur amma! Asla partinin Genel Başkanı olamaz. 

Uyanmak yok, uyumaya devam!