Bilhassa Aydın dediklerimiz(!), gösterilenler veya kendilerini o hava da göstermeyi başaranlar yanında;

Üst mevkilere, siyasi parti idare ve başkanlıklarına gelenlerin!

Ağızlarından ve kalemlerinden düşürmedikleri söylevleri, köşe yazıları olur ikide bir!..

"Biz adam olmayız" la başlayıp 

 "Çoğunluğun cahil tutumu(!) ile Avrupalılaşmamakta, onlar gibi yaşamayı onların medeniyetini -kendi medeniyetini unutmuştur nedense- adapte edememekte demokrasiye kavuşamamak tayız!" 

Bilhassa Siyaset adamlarımız. "Biz iktidara geldiğimizdeeee! Demokrasiyi biiiz getireceğiiizzz.." nakaratını ağızlarından düşürmezler.

***

Aydın ve tepelerdekilerin düşünüş aksine! 

Cahil gördükleri vatandaşlarının hiçte öyle olmayıp! 

Kendilerinden daha fazla zekâlı olmaları bir tarafa!

Asırlarca dünyaya örnek olan medeniyetlerini devam ettirmeleri, o arkasına düştükleri Avrupalılarca bile takdirle karşılanır iken! 

Bunlar; Ellerine ağızlarına pelesenk edip, çarptırdıkları maneviyat ve laiklik üzerinde bağırış ve çağrışımlar yapar "istemezük"ler le milleti hor görme ve ayırım yapma temayülünde olurlar!.. 

Peki. Kendileri Avrupa'nın hangi yönlerini kabul etmişlerdir acaba?

Diskotekler, açık saçık giysiler içinde yaşamlar, baterilerin kulakları tırmaladığı müzik, kokteyller yanında good by, adüyo, bay bay vb. selamları bir tarafa 

Beğenemedikleri medeniyetimize karşın onların insan haklarını, demokrasi kurallarını, ilimde ilerlemeyi de kopya edebildiler mi ki? 

Mesela; 

Kimsenin inanç ve giyimine karışmama! Özgürce konuşup yazabilme, ilimde ilerleme isteyenlere yardımcı olma yanında! 

En önemlilerden, "siyasette seçim kaide ve oluşumlarını” da kopyalayabildiler mi? 

*** 

Demokrasinin beşiği dediğimiz İngiltere'de yanılmıyorsam iki üç dönem parti başkanlığına getirilenler daha sonra müddet dolup ayrılmak mecburiyetinde oluyor. 

Çünkü bildiğim, 2. Dünya savaşı ortasında ki 1944'ler de galiba Başbakan olan İngiltere Başbakanı Churchill, dünyaca kahraman olmasına karşın 1951'de tekrar seçildi. 1955 de seçimden önce müddeti dolduğu için Parti başkanlığından ayrıldı ve Eden yerine geldi. 

Amerika'da ise malumunuz. Bir kişinin başkanlığı en çok iki devre yani 4x2=8 yıl yapabiliyor 

Ya seçim sisteminin dar bölge ve çoğunluk esasına göre düzenlenmesi şeklini bir türlü kabul edebiliyorlar mı?.. 

***

Bizim Genel başkanlık koltuğuna oturup yapışanlar. Partisi meclis dışında kalsa bile punduna getirip istifa geri alma yoluyla devam edenler 

Üstelik devam edebilmek için türlü entrikalar, ihraçlar yoluyla ölünceye dek genel başkan olmak isteyenler! 

Bunlar mı demokrasiyi getirecekler...

*** 

Hoşça kalınız