7   Haziran'da verilen  yetki dönemi bitti..

Koalisyon kurulamadı!.

Çözüm üretilemedi!

Muhalefet onca eleştiriye rağmen çözümün ucundan tutamadı! Tutmadı!

Şimdi Sayın Bahçeli'nin 7 Haziran'da ilan ettiği 20 Kasım'dan 19 gün önceye seçim günü verildi!

Neden?

Seçim kampanyası boyunca hiçbiri, muhalefet de iktidar liderleri de;   medeni yöneticiye, lidere yakışmayacak ithamlar, sözler, hatta hakaretlerle birbirinin yüzüne bakamayacak hale geldiler.

İkna ederek değil, yüksek sesle bağırarak birbirlerine seslendiler!  Çoğu zaman içi boş ya da tekrardan ibaret sözlerle!

Sanki karşılarında seksen öncesi Türkiye varmış gibi...

Sadece kendi tarafını koruma ve kendi seçmeninin ruhunu okşamak için konuştular! Sanki mevcut seçmen sayıları iktidara gelmek için yetermiş gibi!  Hiç başka seçmenleri de ikna etmek gerekmezmiş gibi davrandılar! Ya da gerçekten iktidara hazır değillerdi.

Millet sanki sesi düşük ama manası olan cümlelerden anlamaz gibi davrandılar! Oysa millet her şeyideğerlendirdi!

Delili düşük hakareti bol muhalefet tarzı ile ancak birbirini kırdılar... Oysa nezaket içerisinde, delile dayalı, ikna kabiliyeti yüksek bir muhalefet tarzı ile seçmenin istediği iktidar adayı olabilirlerdi!

İktidar her türlü,  dezavantajına rağmen,muhalefetin zayıf yönlerini iyi kullandı...
Çift başlı yönetime rağmen muhalefet AKP'nin ekmeğine yağ sürdü... Onun istediği gibi hareket etti.Gerçi AKP de inşallah dersini almıştır! Pek öyle görünmese de.

Velhasıl meclisteki bütün partiler seçim sürecince ve ondan önceki yönetim süresince birçok kırmızıçizgiler çizdiler! Yüzlerini birbirlerine karşı eskittiler.

Sonuç koalisyon döneminde çözüm üretemediler.  Milletin koalisyon görevini algılayamadılar!

Üstelik çocuklar gibi ülkemizin en çok koalisyona ihtiyacı olduğu dönemde kavga ettiler!
Uzlaşmayı beceremediler!
Üstelik ülkemiz ve milletimiz üzerine çok büyük oyunların oynandığı bu günlerdeenaniyetlerindenvazgeçemediler!

Şimdi bir seçim dönemi var! Artık bütün partiler şapkasını önüne koymalı!

Bu millet cahil değil! Sadece seçmenin duygularına göre seçim kampanyası yapmayın.

Bakın yüz yüze gelemiyorsunuz, 1 Kasım ertesi millet için karşı karşıya geleceğinizi unutmayın! Millet için feda edebileceğiniz politikalarınız olsun!
Uzlaşmak, bazı şeylerden vazgeçebilmek olduğu gibi, birlikte yeni stratejiler üretebilme becerisidir!

Sadece mevcut seçmeninizle hiç bir şey yapamazsınız! Diğer seçmenleri ikna etmelisiniz!Diğer seçmenler başka partiye oy verseler bile size neden oy vereceği konusunda net karar verebilmeliler!

Yıllardır biriktirdiğiniz, tecrübe ve politikalarınız vardır... Milletin bekası ve istikbali için vazgeçilemeyecek hiç bir şey yoktur..

Unutmayalım yeni dönem toplumsal iletişimin en açık ve yoğun olduğu ve bunun etkin olarak kullanıldığı bir dönemdir. Böyle bir dönemde gürültü , bağırma , ateşli konuşmalar değil içi dolu, mana içeren,mütevazi dile getirilmiş, ikna kabiliyeti yüksek politikalar ve bu politikaların ifade edildiği propagandalar olmalı..

1 Kasım'da partilerin tevazu içeren propagandaları, mana içeren politikaları, ikna kabiliyeti yüksek politikaları, geniş bakış açıları, uzlaşabilme kabiliyetleri, çözüm becerileri, liderlikten çok yöneticilikleri, ürettikleri stratejiler, bunları halkla paylaşabilme seviyeleri seçime girecek!Oylanacak!

Bu devlet eğer ki stratejik güç, bölgesel güç olacak ise,  Amerika'dan, Rusya'dan, Şangay'dan önce kendi kadrosu, partileriarasında, vekilleri arasında müttefik olabilmeliler...Stratejik çözüm ortağı olabilmeliler!

Eğer böyle giderlerse dünyayı yöneten güçler aramızdaki bu zayıflıktan istedikleri gibi faydalanırlar..

Son yüzyıldır yaptıkları gibi!.

[email protected]