Geçmiş yıllarda Hristiyanların ibadet amaçlı kullandığı ve  2014 yılında Selçuklu Belediyesi tarafından restore edilerek ziyarete açılan Sille’deki Şapel, Türkiye’nin ilk ve tek zaman konseptli müzesi olma özelliğine sahipken,  içerisinde çeşitli takvim ve zaman ölçen araçlar barındırıyor. Müze görevlisi Ahmet konuş, 2022 yılının ilk 6 ayında 445’i yabancı, 12 bin 195’i yerli olmak üzere toplam 12 bin 640 kişinin ağırlandığı müzenin, aynı zamanda 2015 yılında Tarihi Kentler Birliği tarafından düzenlenen yarışmada ‘’Süreklilik Ödülü’’ aldığına dikkat çekti. Konuş, müzenin tarihini şu sözlerle anlattı: ‘’Sille’de önceki yıllarda gayrimüslim halk yaşarken burayı ibadet için kullanıyorlardı. Hatta Süt Şapeli olarak da kullanılıp sütü olmayan annelerin buraya süt için duaya geldiği söylenir. 1923 Türkiye- Yunanistan Nüfus Mübadelesi Antlaşması ile buradaki halk Yunanistan’a göç ediyor. Tabi zamanla burası harabeye dönüyor. 2012 yılında Selçuklu Belediyemizin restorasyon çalışmaları neticesinde bu halini alıyor.’’ Restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra 2 yıl ‘nasıl değerlendirilebileceğinin’ düşünüldüğünü ifade eden Ahmet Konuş, müzenin etrafında Müslüman ve gayrimüslim halkın mezarlarının bulunduğuna değinerek doğum, ölüm ve zaman kavramlarından yola çıkarak Zaman Müzesi olmasına karar verildiğini belirtti. 2014 yılında ziyarete açılan Zaman Müzesi, aynı zamanda Türkiye’nin ilk ve tek Zaman Müzesi olarak hizmet vermekte.

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİNDEN ÖDÜL

Genellikle Osmanlı eserlerin bulunduğu müzede, farklı dönem eserleri ile birlikte pek çok saat, takvim ve saatin icadından önce kullanılan zaman ölçen güneş saati ve usturlap olmak üzere 38 eser sergileniyor. Usturlapların sadece saat zaman ölçümünde değil binden fazla ölçüm aracı olarak kullanıldığına değinen Konuş, müzede en çok dikkat çeken ürünlerin, fazla bilinmediğinden dolayı usturlap ve Cumhuriyet Dönemi takvimi olarak Türk Hava Kurumu tarafından Zonguldak’ta üretilen takvim olduğunu ifade etti.

 ‘FARKLI VE KEYİFLİ BİR MÜZE’

Konya’yı ziyarete gelen Sevim Soylu Gençaslan ve ailesi, yıllar önce de Konya’ya geldiklerini ancak böyle bir müzenin henüz olmadığını ifade ederek; ‘’Zonguldak’tan geliyoruz. Daha önce de gelmiştik ancak aradan uzun yıllar geçti, o zaman böyle bir müze yoktu. Restorasyonunda yapıya zarar verilmemiş, doğal bir görüntüsü var. Gerçekten çok güzel bir çalışma olmuş. İçeride de özenle seçilmiş ilginç eserler var. Dikkatimizi en çok çeken eser ise, Zonguldaklı olduğumuz için Zonguldak Takvimi ve bilgisayarın da atası olarak bilinen usturlap oldu.’’ şeklinde konuştu.

HACER CEYLAN

Editör: TE Bilişim