Araştırmacı-Yazar Salih Sedat Ersöz, milli görüşün önemli isimlerinden biri olan Necip Alkan’ı anlattı. Ersöz, Alkan’ın merhum Necmettin Erbakan’ın yolundan gittiğini davası için büyük mücadele gösterdiğini kaydetti.

Ersöz önemli bilgiler sunduğu yazısında şu ifadeleri kullandı, “03.02.1943 tarihinde Erzurum Cumali köyünde dünyaya gelen Necip Alkan’ın babasının Devlet Demir Yollarında memur olması ve Konya’ya tayini çıkması sebebiyle Konya’ya taşınırlar. Henüz 5 yaşında iken Konya’ya gelen Necip Alkan okul hayatına İhsaniye ilkokulunda başladı. İlkokuldan sonra Sanat Okulunun tesviye torna bölümüne kaydını yaptırdı. Çizimi çok güzel olduğu için resim öğretmeni çok sever ve arkadaşlarına örnek gösterirdi. Başkalarına da örnek olan bu çizimleri ile ileride harita teknik ressam olma hakkı kazandı. Okulda iken spor hayatı başladı. Beden Eğitimi öğretmeninin güreş takımına alması ile güreşe başladı. İlk güreş müsabakası yaptığı 4 -5 yıldır güreşçi olan usta bir kişiyle mindere çıktı. Seyirciler “saniyelik, saniyelik” diye tempo tutuyorlar ama Necip Alkan bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu. Daha sonra bu tezahüratın usta güreşçinin Necip Alkan’ı saniyede yeneceği anlamına geldiğini anladı. Müsabakanın ilk anlarında ezilse de son dakikada yaptığı bir oyunla eski güreşçiyi tuş etti. Böylece başladığı güreşte o yıl liselerarası Konya şampiyonu oldu. Güreşe daha sonra Konya Şeker Sporda devam etti.  Güreşle başladığı spora sarı yeşil renkleri olan Konya Sporda basketbol ile devam etti. Yine aynı takımda koşu ve boks sporları da yaptı. Daha sonra başladığı yüzmeye hayatının sonuna kadar devam etti.

1965 yılında Necmeddin Erbakan’ın Odalar Birliğindeki mücadelesini basından takip eder ve kendisini Odalar Birliği Başkanlığı görevinden alan Başbakan Süleyman Demirel’e karşı verdiği mücadelesine hayranlık duyar. 1969 yılında Konya’dan bağımsız aday olacağı zaman Necmeddin Erbakan’ın Şahin Sinemasında yaptığı konuşmasını dinler. O andan itibaren bağlandığı Erbakan davasına hayatının sonuna kadar devam eder.  Erbakan hocanın kurduğu ikinci parti olan Milli Selamet Partisi’nde ilçe yönetim kurulu üyeliği, il yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Bütün seçimlerde seçim organizasyonlarını yaptı, uyguladı. 1977 yerel seçimlerinde MSP’den aday gösterilen Mehmet Keçeciler’in adaylığına partide yapılan istişare toplantısında karşı çıkması ile dikkatleri üzerine çekti. Karşı çıkma nedeni Keçeciler’in tabandan gelmemesi ve Erbakan davasına o ana kadar hiç emeği geçmemesidir ama Parti yönetiminde bulunanların büyük bir çoğunluğunun onayı ile Keçeciler aday gösterilir. Necip Alkan, Keçeciler aday gösterildikten sonra ise partide en fazla çalışan kişi olarak ön plana çıkar. Bu durum kendisine sorulunca ders niteliğinde bir cevap verir: “Evet ben Keçeciler’in adaylığına karşı çıkmıştım ama karar onun adaylığı yönünde çıktı. Karar çıkınca benim görüşümün bir önemi olmaz. Partimizin kararının başımın üstünde yeri var. Artık çalışma zamanı. Canla başla çalışarak bu seçimleri kazanmamız lâzım.” Öyle de yapılır ve seçimler kazanılır.

‘KURAN KURSUNA KATKILARI OLDU’

1980 darbesinde lise yıllarında beraber güreş yaptıkları bir arkadaşının darbe döneminde askeriyede yetkili bir komutan olarak görev yapması ve bu arkadaşının arananlar arasında bulunan Necip Alkan isminin üzerini çizmesi ile hapishaneye girmekten kurtulur. Darbe süreci devam ederken parti faaliyetlerine ara verilmesi nedeniyle boş durmayı sevmediği için Elmas Kur’an Kursu’nun inşaatını tamamlamak ve kursu açmak için burada çalışmaya başlar. Darbenin zor dönemlerinde bir grup arkadaşı ile birlikte topladıkları yardımlarla Elmas Kur’an Kursu inşaatını tamamlarlar. Kur’an kursu olarak başlanan bu yer daha sonra Elmas Külliyesine dönüştürülür. Necip Alkan, bu çalışmayı Erbakan hocanın talimatıyla yaptıklarını daha sonraları ifade etmiştir. Bu arada 25 yıl çalıştığı Devlet Su İşlerinden 1985 yılında emekli oldu. Çalıştığı dönemde hafta sonlarında veya izinli olduğu zamanlarda yaptığı parti ve külliye yapma faaliyetlerine emekliliğinden sonra haftanın her gününde gece gündüz mesai vermeye başladı. Ben Necip ağabeyi Refah Partisi döneminde yakından tanıdım. Onu partinin her organizasyonunda işbaşında koştururken gördüm. Çok fedakâr, cesaretli ve inandığı dava uğruna Allah rızası için aralıksız koşturan bir yapısı vardı. Aynı zamanda tam bir gönül adamıydı. Tertemiz ve samimi bir yüreği vardı. Erbakan hocamıza sarsılmaz bir sadakatla bağlıydı.

1989 yılında Alaaddin çay bahçesini ihale ile aldı. Alaaddin o tarihe kadar sarhoşların yatağı idi ve birçok yanlışlıkların yapıldığı bir mekândı. Necip Alkan çok büyük bir gayret göstererek günlerce süren çalışmayla Alaaddin’i temizleyerek ailelerin rahatça girebileceği bir mekân haline gelmesini sağladı. Orada daha önce yanlış işler yapan bazı gençlerin elinden tutarak onların kötü alışkanlıklardan kurtulmasını sağladı. Yanlış ve kötü işlerde ısrar edenleri ise oradan uzaklaştırdı. Alaaddin’de oluşturduğu nezih çay bahçesine vakit buldukça arkadaşlarla birlikte gider hem kendisini ziyaret eder, hoş sohbetini dinler hem de o güzel mekânda hoş vakit geçirirdik. Necip ağabey tam bir dava adamıydı, davasının çınarlarındandı. Seçim zamanlarında meydanlarda, mitinglerde, konvoylarda, bayrak asmada, anons yapmada kısacası parti çalışmalarının tamamında her zaman en önde idi. Mücadeleci bir ruhu vardı. Gözü kara idi. Korkusuz, yürekli bir dava adamıydı. Samimi bir insandı.  Sadece Konya’da değil, Türkiye’nin birçok şehirlerinde partinin seçim faaliyetlerini ve 29 Mayıslarda düzenlenen İstanbul’un Fetih mitinglerinin organizasyonlarını yapardı. Antalya’da da bir evi vardı ve son yıllarında sık sık giderdi. Sık gitmesinin nedeni yüzme isteğiydi. Denize girince saatlerce çıkmazdı. 15 Eylül 2018 tarihinde yine Antalya’da iken hastalanır ve anjio yapılır. Kalbin 2 damarının tıkalı olduğu tespit edilir. Konya Meram Tıp Fakültesinde bypass yani tıkalı damarların değişmesi için ameliyat olmasına karar verilir. Hastaneye yattıktan sonra ameliyattan korkar ve hastaneden kaçar. Kaçar ama rahatsızlıkları artar. Duramaz tekrar özel bir hastaneye yatırılır. Bypass yapılır, tıkalı damarlar açılır ama ciğerleri de hastadır. Bu arada enfeksiyon da kapar. Kalbi durur. Müdahale ile çalıştırılır ama bitkisel hayata girer. 25 gün koma halinde yattıktan sonra Selçuklu Tıp Fakültesine sevk edilir. Burada tekrar kalp krizi geçirir. Her iki hastanede toplam 115 gün yattıktan sonra 31 Aralık 2018 tarihinde 75 yaşında Hakk’ın rahmetine kavuştu. Merhumun cenazesi, Parsana Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Musalla Mezarlığı'na defnedildi. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Merhum Necip Alkan ağabeyle ilgili bilmediğimiz konular konusunda bilgiler veren oğlu Nurettin Alkan’a teşekkürlerimi ileterek Necip Alkan’ı yakından tanıyan bazı isimlerin görüşlerine de yer verelim. Kendisini yakından tanıyan ve ilçe yönetiminde beraber çalıştıkları dönemin ilçe başkanı Veysel Candan’ın Necip Alkanla ilgili vefatından sonraki görüşleri şöyleydi: “Necip Alkan bey 1969 da başlayan Milli Görüş Hareketi ile teşkilatlarda bulundu. Benim başkanlığım döneminde Meram ilçesinde Yönetim Kurulu Üyemizdi. Kendisi, Türkiye genelinde Erbakan hocam ile ilgili yapılacak programlarda ses düzeni ve miting organizasyonlarını organize eden bir isimdi. Edirne’den Van’a kadar çalışan çalışkan ve dürüst bir isimdi. Etrafında sevilen ve sayılan bir isimdi. Dindar iyi bir Müslümandı.  İyi bir güreşçiydi. Teşkilat toplantılarına devamlı katılım sağlardı. Teşkilat çalışmalarını hızlı yapmamız gerektiğini hem Genel Merkeze, hem de bizlere iletirdi.  Necip Alkan bey dini hizmetlerde de önemli çalışmalarda bulunmuştu. Elmas Kur’an Kursunun yapılmasında, talebelerin yetişmesinde çok büyük hizmetleri olan bir isimdi. Cenaze namazında her kesim insanın bulunması onun, sevilen ve sayılan bir kişi olduğuna şahitlik ettiğini gösterdi.  Teşkilat toplantısında arkadaşlar söz almadan herkes konuşuyordu. Bende arkadaşlara bir kural koyalım ve söz almadan konuşan kişi 5 lira ödesin dedik. Toplantıya başladık. Toplantı devam ederken Necip çıkardı ve 5 lirayı koydu. Cezayı peşin ödüyorum. Konuşacağım dedi. Mahallede teşkilatlanma işleri ile sürekli uğraşır. Mahallelerde mahalle temsilcisi bulur, sandık başkanını bulur. Müşahidi bulur. Çok gayretli ve mücadeleci bir arkadaştı. Davasında inatçı ve ısrarlı bir isimdi.”

‘DAVA ADAMIYDI’

Necip Alkan ile beraber hizmet eden Mehmet Ali Gökçek de Necip Alkan’ı şu ifadelerle anlattı: “ Necip abi Milli Görüş hareketinin ender isimlerinden idi. Erbakan Hocamıza şartsız bağlı bir isimdi. Görüşünden taviz vermeden davaya hizmet etti.  Eylem ve Kıyam adamı idi. Sürekli olarak Milli Görüşün iktidara gelmesi için plan ve program yapan, bu plan ve programları Genel Merkeze ve İl Yönetimine ileten bir isimdi. Necip sürekli eylem ve hareketli bir isimdi. Uyku bilmez, yemek bilmezdi. Allah gani gani rahmet eylesin.” İş Adamı Tevfik Dündar’da Necip Alkan’ı şöyle anlattı: “Necip Alkan davanın erlerindendi. Davanın en samimi insanlarından biriydi. Erbakan hocamın ismen tanıdığı bir isimdi.  Hiçbir menfaat gözetmeden faaliyetlerde yer alırdı. Gece gündüz çalışırdı. Tam bir dava adamıydı.  Hiçbir kimseyi kırmayan ve dökmeyen bir isimdi. Erbakan hocamızın da Necip Alkan’ın gayretine karşı özel bir ilgisi ve samimiyeti var idi. Erbakan hocamız Konya’ya her geldiğinde onu sorardı.”

Kendisine Necip Alkan kimdir diye sorulunca verdiği cevap şuydu:“İsmim Necip Alkan, Erzurum'da doğdum. Konya'da büyüyüp, Konya'da yaşadım. Bir Konyalıdan daha fazla Konyalıyım. Yaşım 70'in üzerinde. Gençlik yıllarımda Erbakan Hoca'mı tanıdım. Onu tanıdıktan sonra onun davasının bir neferi oldum. Yılmayan, vazgeçmeyen, çok kişi tarafından kırılmasına rağmen kimseyi kırmayan bir adam olan Erbakan'ın bu kutlu davasında ona biraz yardımcı olabilmişsem, ne mutlu bana... Her türlü çalışmada her türlü faaliyette çıkarın, hesabın, menfaatin yoksa korkma yürü, hiçbir şey olmaz. Allah için çalışana Allah yardım eder. Bunu bize Erbakan hocam öğretti. Erbakan hocamın verdiği mücadeleyi iyi bilmek ve onun davasını yaşamak lâzım. Bu vatanı, bu bayrağı düşüneceğiz, öbür dünyayı düşüneceğiz, ona göre adım atacağız.” Sonuç olarak Necip Alkan arkasından hoş bir sada bıraktı, derdinin hep ümmet olduğunu gösterdi ve ebediyete gitti. Allah cennetinde ağırlasın.

SALİH SEDAT ERSÖZ

Editör: TE Bilişim