Son dönemde çiftçilerin üretim aşamasında yaşadıkları zorluklar, girdi maliyetlerindeki artış ve pandemi döneminin çiftçiler üzerindeki etkilerini değerlendirmek, bunları kamuoyuyla paylaşmak üzere biraraya gelen ziraat odalarının başkanları, güvenilir gıdanın aşısının üretim, üretimin aşısının ise su olduğuna dikkat çekti.

Merkez Meram Ziraat Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, Selçuklu Ziraat Odası Başkanı Ali Küçükharmancı, Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu ve Cihanbeyli Ziraat Odası Başkanı Veysel Akbulut katıldı.

‘TAM MESAİ İLE ÇİFÇİLERİMİZİN YANINDA OLDUK’

Ziraat odalarının başkanları ve çiftçiler adına konuşan Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız Kovid-19 salgını nedeniyle Türkiye’nin sanayi, inşaat ve hizmetler sektöründe ekonomik daralmaların yaşanmasına karşın, 2020'de çiftçinin zorluklara rağmen özverili çalışmasının sonuç verdiğini söyledi. Yağız, “Malumunuz 2020 üretim yılı pandemi gölgesinde geçti ve çiftçimiz açısından zor bir sınav oldu. Bu süreçte diğer sektörlere sağlanan desteklerden mahrum olmasına rağmen pandemiyle mücadelede ülke insanına yeterli gıdayı sağlayarak çiftçimiz bu sınavı başarıyla geçti. Pandemi kurallarının getirdiği bütün zorluklara rağmen çiftçimiz üretimi hiç aksatmadan sahada kaldı. Başta Genel Merkezimiz olmak üzere bizlerde Ziraat Odaları olarak çiftçimizin üretimde sahada olması için elimizden gelen gayreti gösterdik. Bu süre zarfında birçok kamu kurumu dönüşümlü mesai kısa mesai gibi haklarını kullanırken çiftçimizin sorunlarının takipçisi olmak ve pandemi şartlarında üretimin aksamaması için gerekli tedbirlerin zamanında alınabilmesi adına tam mesai ile çiftçimizin yanında olduk. Küresel olarak yaşanan pandemi ülkemizde de birçok sektörü olumsuz etkiledi. Kapanan işyerleri nedeni ile işsizlik arttı. Bu süre zarfında tarımsal istihdam hiç aksamadan devam etti ve istihdamın lokomotifi oldu. Şehirlerarası ve günlük işçi ulaşımı getirilen nakliye kuralları neticesinde işçilik maliyetleri iki, üç katına çıkmasına rağmen çiftçimiz hiç aksatmadan üretime devam etti. Öne çıkan ürünlerimiz olan hububat, mısır, bakliyat, sebze, meyve, patates ve havuç gibi ürünlerde arz konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmadı” diye konuştu.

‘TARIM VE GIDA SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ ANLAŞILDI’

Yaşanan pandemi sebebiyle tarım ve gıda sektörünün öneminin bir kez daha anlaşıldığına dikkat çeken Başkan Yağız, “Tarım ve gıda sektörünün önemi gıda güvencesi açısından bu olumsuz süreçte çok daha net görüldü. Tarımda kendine yeterlilik ve milli tarımın ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Küresel olarak yaşanan sorun nedeni ile ülkeler tarımsal ihracatlarında kapanmaya gittiler Dolayısı ile param var dışarıdan alırım politikasının da zor zamanlarda işlemediği bir kez daha ortaya çıktı. Gıda güvencesini sağlamak için orta ve uzun vadeli tarım politikalarının ne kadar elzem olduğu görüldü. Gıda milliyetçiliği kavramının yükseldiği bu dönemde tüm ülkeleri gıda güvencesini sağlama endişesi sardı. Arz açığımız olan ayçiçeği, mercimek, mısır, pirinç, buğday gibi ürünlerde gümrük indirimleri uygulandı. İthalata bağımlılığın zararları bir kez daha görüldü. Küresel olarak yaşanan bu olumsuz şartlara rağmen bütün tarım paydaşları üretimin aksamaması için tarıma daha fazla önem verildi. Bu dönemde çiftçimizin üretimde kalmasını sağlayan Tarım ve Orman Bakanlığımız ve taşra teşkilatları olan İl ve İlçe Müdürlüklerimize, yerelde tarıma daha da önem veren susam, yonca, fiğ, lavanta tohumu, fidan ve fide destekleri ile ayrıca ekipman destekleri ile çiftçimizin yanında olan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Uğur İbrahim Altay'a, İlçe Belediye Başkanlarımıza ve Genel Başkanımız Sayın Şemsi Bayraktar’a huzurlarınızda teşekkür ederiz.” şeklinde konuştu.

‘SU İLE İLGİLİ TÜM YATIRIMLAR ÖNE ALINMALIDIR’

İstenilen ve beklenen yağışların olmaması sebebiyle kuraklık ile karşı karşıya kalınabileceğini ifade eden Yağız, su ile ilgili tüm yatırımlarının öne alınması gerektiğini belirterek, “2020 yılını pandeminin gölgesinde bütün zorluklara rağmen bir şekilde kapattık. 2021 tarım sezonunun içinde olduğumuz şu günlerde pandemi süreci devam ederken bu olumsuz sürece birde küresel olarak yaşanan meteorolojik kuraklık eklenmiştir. Doğal afetlerden birisi olan meteorolojik kuraklık önümüzdeki bir kaç aylık süreçte yeterli yağışlar olmazsa korkarız ki tarımsal kuraklık olarak kendini gösterecektir ve bunun bir sonraki adımı maalesef gıda krizi olacaktır. Ülkemizde yağışların önemli bir bölümünün düştüğü ekim kasım aylarında yağışlar normalin yüzde 50 altına düşerken ekimde sıcaklık rekor kırdı. Kuraklık böyle devam ederse bundan yeraltı ve yerüstü sularının olumsuz etkisi neticesi suya çok ihtiyaç duyan ürünlerden kaçış olabilir bazı ürünlerin arzında bu yıl sıkıntılar yaşanabilir. Kuraklığın had safhada yaşandığı bu dönemde suya ayrı bir başlık açılmalı su ile ilgili tüm yatırımlar öne alınmalıdır. Cumhurbaşkanımız birkaç gün önce 150 adet yeraltı barajının 2023 yılına kadar tamamlanacağını kamuoyuna duyurdu Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize bu vesile ile teşekkür ederiz. Bu ve benzeri baraj gölet havzalar arası su transferi, sulama sistemleri, yatırımları sulama ilgili destekler gibi konular öne alınmalı yaşanabilecek tarımsal kuraklığın etkileri en aza indirilmelidir.”ifadelerini kullandı

‘ÇİFTÇİMİZ BORÇ YÜKÜNDEN KURTARILMALIDIR’

Çiftçilerin üzerinde ağır bir borç yükü olduğuna dikkat çeken Başkan Yağız, çifçilerin bu yükten kurtarılması gerektiğini belirterek, “Bir taraftan hazine arazileri üretime kazandırılırken diğer taraftan çiftçinin kendi toprakları bankalara ve tarım kredi kooperatifine olan borçları yüzünden hacizle karşı karşıyadır. Çiftçimizin öteden beri devam eden kredi borçlarında kapsamlı bir yapılandırmaya gidilmeli çiftçimiz borç yükünden kurtarılmalıdır. Kapsamlı bir üretim planlaması yapılmalı arz talep dengesinde maksimum oran sağlanmalıdır.Özellikle hububatta kuraklığa dayanıklı çeşitler geliştirilmelidir. Devam eden tarımsal teşvikler artırılmalı teşvikler üretim sezonu içerisinde zamanında ödenmelidir. Tarımsal teşvikler üretim sezonundan önce açıklanmalı çiftçimiz ne alacağını bilmelidir. Desteklemelerde uygulanan stopaj kesintisi kaldırılmalıdır.Gübre, tohum, ilaç, yem, elektrik ve sulama gibi girdiler enflasyonun çok üzerinde arttı. Özellikle gübre fiyatlarında 2020 yılına göre yüzde yetmiş ile doksanlara varan artış oldu. Tarımsal girdilerin artışlarının önüne geçilmeli çiftçi girdi maliyetleri altında ezilmemelidir.Tarım sektörünün önemi göz önüne alınarak tarıma pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.2020 yılı sonunda bir kez verilen yem desteği sürekli hale getirilmeli hayvansal üretimin en önemli girdisi olan yem fiyatlarının sürekli yükselmesi sorununa çözüm bulunmalıdır. Sürdürülebilir bir et ve süt üretimi için süt fiyatı yem fiyatı paritesinin en az 1,50 oranda kalması sağlanmalıdır. Sürekli doğal afetlere maruz kalan çiftçimizin mağdur olmaması için TARSİM sigortasının prim oranları uygun hale getirilmeli sigorta sistemi tabana yayılmalı yaygınlaştırılmalıdır.” şeklinde konuştu.

‘KONYA’YA SU GELMESİ İLE KONYA’NIN KATMA DEĞERİNİ YÜKSELTECEĞİZ’

Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu ise, Konya Ovası'na Kızılırmak'tan su getirilmesi yönünde devletin yaptığı fizibilite çalışmalarının tamamladığını, bu suyun taşınması halinde bölgede tarımsal üretimde bir patlama yaşanacağını belirterek, “ Konya’nın kuzeyinin su ihtiyacı olduğunu Ziraat Odaları ve siyasetçiler sürekli dile getiriyordu.  2021 Ocak ayının başlangıcında Kızılırmak’tan Konya’nın kuzeyine bir su gelebilir denildi. DSİ Genel Müdürlüğümüz fizibilite çalışmasının ihalesini yaptı.  Yapılan çalışmalar ile suyun gelebildiği kanıtlandığında ve maliyetleri hesaplanınca projenin ihalesi yapılacak ve inşallah Konya Ovasına su gelecek. Bu suyun gelmesinde emeği geçen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a ve DSİ Genel Müdürü ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyoruz. Bu proje Konya’nın olmazsa olmazı idi. Toprağın aşkı sudur. Bu suyunda Konya Ovasına bir an önce gelmesini istiyoruz. Konya’ya su gelmesi ile Konya’nın katma değerini yükselteceğiz”  ifadelerini kullandı.

‘YÜZDE 10-15 ORANINDA TOHUM KAYBI VAR’

Cihanbeyli Ziraat Odası Başkanı Veysel Akbulut Konya Ovasında istenilen yağışların olmaması sebebiyle tohumlarda yüzde 10-15 oranında kayıplar olduğunu belirterek, “Bu yıl Konya Ovasına düşen yağışlarımızın miktarı az. Şuanda TMO ve İl Tarım Müdürlüğü sahada çalışmalar gerçekleştiriyor. Şuanda Konya Ovasında yüzde 10-15 arasında tohum kaybı var. Bu durum yağışların dengeli yağmamasından dolayı. Bu durum bu şekilde gitmesi ve gübrede yaşanan fiyat artışı sebebiyle çiftçilerimiz gübre de kullanamayacak.  Bundan dolayı kayıplar biraz daha artacak. Bu durum bizleri endişelendiriyor.”diye konuştu.

‘GÜBREDE ANI ARTIŞA ANLAM VEREMİYORUZ’

Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker de, ülkede çiftçilerin gübre fiyatlarında yaşanan ani artışlara bir anlam veremediğini kaydederek, bu konuda hükümetten artan fiyatları kontrol altına alacak bir adım atmasını talep etti.Kavuneker, "İnşallah önümüzdeki mart-nisan aylarında yağmur gelirse ve iyi bir gübreleme ile beklenen hububat kaybını çiftçiler yüzde 5'lere kadar indirebilir. Ama gübre fiyatları böyle giderse çiftçi çaresiz kalır." dedi.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim