Gazeteciliğin bilgisayar başında değil bizzat sahada; bazen haberin peşinde hatta bazen haberin önünde koşarak yapıldığı yıllarda medya mensubu olmanın dayanılmaz zorlukların yanında hiçbir şeye değişilmeyecek keyfi ve mutluluğu da vardı. Yaşamayan bilmez derler ya, işte öyle…

Bir gün Yüksek Mimar siyasetçi merhum Adnan Ağırbaşlı ile birlikte Hakimiyet’e çıkageldiler. Adnan ağabey Yaşlı ve Engelli Eğitim Bakım Araştırma ve Uygulama Vakfı (YEBAV)’ı kurmaya niyetlenmiş, Vakıf Senedi Yazım işini de bizim yapmamızı istiyordu. Bu vesileyle o müstesna ekip ile bu güzel hizmetin temelini atıp hem Mütevelli heyet hem de ilk yönetim kurulunda yer aldık.

Sonra bir gün İhsan Kayseri benden Konya Kültürüne hizmet etmeyi amaç edinmiş bir dernek kurmak üzere tüzük hazırlamamı istedi. Kısa adını Konya Derneği olarak belirleyip kuruluş işlemlerini tamamladık. Fakat 6-7 ay sonraki bir toplantıda bu defa derneği kapatma isteğini dile getirdi. Acil bir kongre yapıp derneği feshettik.

İhsan Kayseri 1981 yılında Atatürk ve Konya adlı özel bir kitap yayınladı. Emekli olduktan sonra da kendini adeta biyografik kitaplar yazmaya adadı. Türk Medeniyet Tarihinde Ahilik (2000), Doğumunun 120. Yılında Mehmet Muhlis Koner (2006), Konyalı bir Gazeteci Mehmet Gazel (2007), Konyalı Duayen Öğretmen Hüseyin Köroğlu (2007), Konuşa Konuşa M. Özgen Küçükkoner’in Hayatı ve Hatıraları (2007), Konyalı Duayen Siyasetçi Haydar Koyuncu (2007), Konyalı Arif ve Etik Bir Hoca Arif Etik (2008), Konya’nın “Gül” Babası M. Ali Apalı (2010), Asitanenin Son Dervişi Mehmet Dede (2010), Konyalı Hattat Hafız Mehmet Sakaoğlu (2011-Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ile birlikte), Konyalı İlahiyatçı Ahmet Gürtaş (2014), Millî Bisikletçi Süleyman Okur Zamana Karşı Yarışı (2015), Veli Ertan (2015), Asitane’nin Son Mesnevihan’ı Sıdkı Dede (2016) adlı eserleri kütüphanelerde yerini aldı. Kitap çalışmalarının bazılarına biz de ‘onun talep ettiği ölçüde’ destek verdik.

2016 yılında Mevlana Hazretlerinin hocalarından olan Seyyid Burhaneddin Hazretleriyle ilgili bir kitap çalışmasına başlamıştı. Kasım ayında türbenin fotoğraflarını çekmek üzere Mimar Esat Yıldırım, Emekli eğitimci Muammer Tosun ve yeğeni Rıfat Sızma ile birlikte bir sabah yola koyulduk. Fakat safra İhsan Kayseri’ye rahat vermiyordu. Defalarca mola vererek Erciyes’in eteklerine eriştik. Bendeniz türbe etrafında fotoğraf çekerken Esat Bey de röleve çıkarmanın telaşındaydı. Bu sırada parkta oturan bir delikanlı yaptığımız işi sorup Esat Beyden “röleve yapmaya çalışıyorum” cevabını alınca, “Siz zahmet etmeyin, benim bir arkadaşım birkaç ay önce buranın rölevesini hazırladı. Size ondan alırız” deyiverdi. Halis niyet üzerine Allah’ın lütfuna bakın; üç yüz metre ötedeki ofisi ziyaret edip hazır çalışmayı da, o gün kapalı olan türbenin iç mekân fotoğraflarını da aldık. Fakat bu çalışmayı tamama erdirmesi mümkün olmadı. Zira seyahatten bir hafta sonra bendeniz beyin tümörü sebebiyle ciddi bir ameliyat geçirdim.

Ömrünün son yılları sağlık sorunlarıyla geçiyordu. Meram Tıp fakültesinde tedavi gördüğü bir dönemde İhsan ağabeyin ziyaretine gitmiştik. 2020 yılında Covit 19’dan vefat eden, dönemin S.Ü. Basın Müdürü İlker Küçüktunç da oradaydı. Başhekim, Dekan derken servis doktoru da gelince Küçüktunç “Aman bu adama iyi bakın da çabuk iyileşsin, bize çok lâzım” dedikten sonra diğer hastaların gücenmemesi için “Arkadaşlar aman yanlış anlamayın, hepiniz önemlisiniz…” diye açıklama yapmaya çalışırken diğer köşedeki hasta sözünü kesip, “Doğru diyorsun hocam, İhsan amca çok önemli. O akşam geldi, ben Çumralı olduğumu söyleyince, bana babamı dedemi, hatta köyümün şeceresini saydı. Köylülerimi ben onun kadar bilemem!” deyiverdi.

Konya’nın her sokağını ezbere bilen, sadece merkez değil, taşra ilçeler ve köylere dair de pek çok bilgiyi dağarcığında taşıyan İhsan Kayseri için o gün İlker Küçüktunç “İhsan Konya’nın ayaklı kütüphanesidir” demişti.

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü’de şahsi gayretleriyle düzenlediği anma programlarına vurgu yaparak İhsan Kayseri için “Ebül Vefa ve Konya’nın İhtifalcisi” tanımlamalarını yapardı ki icraatlarıyla bunu hak ediyordu. O Konya’nın hem ayaklı kütüphanesi, hem muhtarı ve İhtifalcisiydi.

Şekerden dolayı ayakları sürekli yara halindeydi. Son yıllarda bir gözü hiç görmüyor, diğeri de yüzde dokuz oranında görüyordu. Bir cenaze programında merhum Seyit Küçükbezirci bize doğru yaklaşıyordu ki İhsan Kayseri “Gel Seyit abi, yanıma otur” dedi. Seyit abi kurt adam, ayrıntıyı hemen yakaladı; “İhsan, hani gözlerin görmüyordu, yoksa sen bizi kandırıyor musun?” diyerek sarıldı. İhsan Kayseri “Seni renksiz solgun gölge gibi görürüm de abi, ben adamı yüzünden değil hareketlerinden tanırı. Sen şöyle salınarak yürürsün” diyerek taklidini yapmıştı. Böyle bir hafıza yapısı vardı.

Sağlık sorunları giderek yükselen ihsan ağabey 2020 yılını Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesinde karşıladı. Buradaki tetkiklerde beyin fonksiyonlarında ciddi sorunlar tespit edilince Meram Tıp Fakültesine sevk edilmesi uygun görüldü. Bir müddet de burada tedavi gördükten sonra, Covit 19 belasının ülkemizi de tesiri altına aldığı Mart ayında “kısmi iyileşmiş olmakla” birlikte taburdu edildi.

Hastaneden evine döndüğü gün ziyaretine gittiğimde uzunca sohbet ettik. “Sen gelmeden önce Profesör Yaşar Semiz ile telefonda görüşüp bir kitap istedim. Kampüste Hocadan alırsan beni sevindirirsin” dedi. Yaşar hoca ile de birkaç saat sohbet ettikten sonra yola koyulmuştuk ki, İhsan ağabey telefon edip “Sen bu sabah havaalanında Umreden dönen babanı karşılamışsın. Karantina şartlarına uyalım, kitap şimdilik sende dursun, sonra getirirsin” dedi. Fakat sonraki zamanlarda yüz yüze görüşmemiz mümkün olmadı. Sağlığı elverdikçe telefonda görüştük. Her görüşmemizde matbaaya, yayınevine gitmekten söz etti.

Dört-beş yıldır dostlarımızın da ikazı üzerine İhsan Kayseri’den sıklıkla, başka kitapları bırakıp kendi hayatını yazmasını istemiştim. Fakat elindeki çalışmalara o kadar odaklanmıştı ki, her seferinde “Daha bizi yazmaya çok var” diyordu. 2020’nin Haziran ayında eşi Rahime Hanım telefon edip “İhsan Bey bugün iyi ve sizinle görüşmek istiyor” deyip telefonu verdi. Söze başlarken “ Mustafa’cığım, sen bana başkalarını yazmayı bırak da seni yazalım, diyordun ya; artık vakti geldi, beni sen yaz” dedi.

Neyse ki daha önce evinde uzun uzadıya bir söyleşi yapıp video kaydı almıştım. Keza son yıllardaki yakınlığımız sebebiyle bolca özel sohbet imkânımız da olduğu için anlattıklarından kaydettiğimiz epeyce not vardı. Bizden başka diğer gazeteci arkadaşlara verdiği röportajları da gözden geçirip farklı bilgileri derledik. Biz kitaba dair çalışmamızı sürdürürken kıymetli dostumuz Hasan Yaşar bir görüşmemizde Konya Büyükşehir Belediyesi’nin “Bana Konya’yı Anlat” konulu Kültür projesinden bahsedip “Biz İhsan Kayseri ile ilgili çalışmanıza talibiz. Serinin ikinci kitabı olarak yayınlayalım” dedi. Bu teklif iyi olmuştu. Merhaba ve Hakimiyet gazetelerinden mesai arkadaşımız yayıncı Ahmet Aka tasarımı yaptı ve baskı tamamlanıp dağıtım aşamasına geldik. Bu aşamada projenin tanıtım haberinin yapılması gerekiyordu. 21 Haziran Pazartesi Büyükşehir Belediyesi Basın Müdürü arkadaşımız Cemil Anıl Doğan haberi çarşamba günü servis edecekleri bilgisini verdi. Nitekim çarşamba günü öğle saatlerinde bazı internet gazetelerinde tanıtım haberleri yer aldıktan sonra saat 18.29’da telefonum çaldı. Arayan Rahime Hanımdı. “İhsan Beyi kaybettik” diyerek acı haberi verdi.

Konya Müftülerinden merhum Hasan Tahin Emiroğlu, Alvarlı Efe Hazretlerinin talebesi ve Havzan Nuraniye Kur’an Kursunun kurucusu Abdurrahman Öksüz ve Nuri Baş gibi Hoca Efendilere karşı özel bir sevgisi bulunan İhsan Kayseri “Musalla Mezarlığında Nuri Baş’a yakın bir yere defnedilmeyi” vasiyet etmişti. Fakat bu mümkün olmadı. 25 Haziran Cuma günü saat 10.00’da Uluırmak Mezarlığında, Konya İl Müftüsü Ali Öge’nin kıldırdığı cenaze namazından ardındn babası Yusuf Efendi’nin kabri üzerine defnedildi.

Hastalığı sırasında gözünü her açtığında yazacağı kitapları sayıklayan İhsan Kayseri ardında vefaya dair önemli izler bırakarak ebedi âleme yol aldı. Allah rahmet eylesin.

İhsan Kayseri’nin biyografisi

Kayseri’deki dedesi Lütfi Efendi 1890’lı yıllarda yetim kalınca Konya’da binbaşı rütbesine sahip amcasını yanına gelmiştir. Babası Yusuf Efendi Konya’nın Dedemoğlu Mahallesi’nde gözlerini dünyaya açmıştır.

Mehmet İhsan Kayseri’de 1 Ocak 1947’de Dedemoğlu’nda dünyaya geldi. Hakmiyeti Milliye İlkokulundan sonra Erkek sanat Okulu Motor Bölümünde orta ve lise tahsilini tamamladı. Yüksek tahsilini Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünde yaptı.

Okul yıllarında önce basketbol oynadı ardından bisiklet sporuna merak sarıp milli takıma kadar yükseldi. Genç yaşta milli takım kampında köprücük kemiği kırılınca aktif sporu hayatını bitirdi ve bisiklet sporculuğu sırasında yarış sonuçlarını bildirmekle başladığı gazetecilik hayatına ağırlık verdi. Askerliği Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında, Muhafızgücü spor kulübünde yaptı.

Yeni Konya, Anadolu’da Hamle, Yeni Meram gazetelerinde kazandığı tecrübenin ardından Milliyet, Tercüman, Akdeniz Haber Ajansı, Türk Haberler Ajansı, Güneş Gazetesi, Hürriyet Haber Ajansı ve Anadolu Ajansı’nda muhabir, büro şefi ve müdürlük gibi çeşitli görevlerde bulundu.

Yaygın basın çalışmalarına ara verdiği dönemlerde de Konya Postası, Hakimiyet ve Yeni Konya’da görevler aldı. Emekli olduktan sonra ise Merhaba, Memleket ve Yenigün’de köşe yazarlığı, yerel TV’lerde programlar yaptı.

Basketbol, bisiklet, futbol, halter, masa tenisi, güreş, yüzme ve su topu branşlarında hakemlik yapıp, merkez hakem kurulu başkanlığı ve kurul üyeliği gibi görevlerde bulundu. Voleybol ve Geleneksel Spor Dalları il temsilciliği yaptı.

Sürekli Basın Kartı sahibi olup Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Konya Gazeteciler Cemiyeti gibi meslekî derneklerin yanında sivil toplum faaliyetlerinde de aktif görevler aldı. 2013 yılında Konya Gazeteciler Cemiyeti tarafından Meslekte 50. Yıl Onur Ödülü ile onore edilen İhsan Kayser pek çok ödüle layık görüldü.

1967’de öğretmen Rahime hanımla evlendi ve Onur adında bir kızı ile Yusuf adında bir oğlu dünyaya geldi.

Yayınlanan kitapları ise şunlar:

*Atatürk ve Konya,

*Türk Medeniyet Tarihinde Ahilik,

*Doğumunun 120. Yılında Mehmet Muhlis Koner,

*Konyalı Duayen Siyasetçi Haydar Koyuncu,

*Konuşa Konuşa Avukat-Yazar M. Özgen Küçükkoner’in Hayatı ve Hatıraları,

*Konyalı Duayen Öğretmen Hüseyin Köroğlu,

*Konyalı ‘Arif ve Etik’ Bir Hoca Arif Etik,

*Konya’nın Gül Babası Avukat Mehmet Ali Apalı,

*Konyalı İlahiyatçı Ahmet Gürtaş,

*Milli Bisikletçi Süleyman Okur Zamana Karşı Yarışı, adlı kitapları onun dağarcığından süzülen eserleridir.

Son iki yılda karaciğer ve beyin fonksiyonlarındaki bozulmalar sebebiyle ciddi ağlık sorunları yaşayan İhsan Kayseri 24 Haziran 2021 Perşembe akşamı evinde vefat etti. 25 Haziran Cuma günü kılınan cenaze namazının ardından Uluırmak Mezarlığında toprağa verildi.

Editör: TE Bilişim