Yağlı boya, sanatın renkli dünyasında kendine has bir yer edinmiş, zengin ve canlı renkleriyle bilinen bir resim malzemesidir. Tarihsel olarak bakıldığında, yağlı boyanın kullanımı 15. yüzyıla kadar uzanır. O dönemde, sanatçılar daha dayanıklı ve uzun ömürlü eserler yaratmak amacıyla yumurta bazlı tempera boyalar yerine yağlı boyaları tercih etmeye başlamışlardır.
Yağlı boyanın temel bileşeni, pigmentler ile bir yağın karışımından oluşur. Genellikle keten tohumu yağı, ceviz yağı veya haşhaş yağı gibi kuruyabilen yağlar kullanılır. Bu yağlar, pigmentlerin karıştırılması ve tuval üzerine uygulanması için mükemmel bir ortam sağlar. Yağlı boyaların kuruma süresi su bazlı boyalara göre daha uzundur, bu da sanatçılara eserlerini düzenleme ve detaylandırma konusunda daha fazla zaman tanır.
Yağlı boya tekniği, renklerin üst üste katmanlar halinde uygulanmasını mümkün kılar. Bu, derinlik ve hacim hissi yaratarak esere zengin bir dokunuş katmaktadır. Ayrıca, yağlı boyaların karıştırılabilirliği, sanatçıların geniş bir renk paleti oluşturmasına olanak tanır.
Günümüzde yağlı boya, hem profesyonel sanatçılar hem de hobi olarak resim yapanlar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Yağlı boya ile çalışmanın keyfi, yaratıcılığı teşvik etmesi ve esnekliği sayesinde, sanatçıların kendilerini ifade etmeleri için sınırsız olanaklar sunmaktadır. Yağlı boya ile yapılan eserler, zamanın testine dayanarak sanat tarihinin en ikonik parçaları arasında yerini almıştır.