Günümüzün en önemli konularından biri tarım. Çünkü tarım sayesinde insanlık yaşamını idame ettirebiliyor. Tarım sayesinde insanlığın karnı doyuyor. İnsanların hayatını idare ettirmeden kaynaklı olarak yine tarımsal üretim, dünyadaki ekonomide de önemli bir yere sahip. Dolayısı ile tarımsal üretim dünya ve ülkemiz için vazgeçilmez. Ülkemiz yani Anadolu, tarıma hiç de yabancı değil. Hatta tam tersine Türk toplumu tarım toplumu olarak anılıyor. Çünkü tarımın bizim toplumuzda geçmişten buyana önemli bir yeri var. Bundan dolayı tarım geleneğimiz oldukça güçlü ve köklü. Hatta kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla tarımsal üretim yapan bir toplum olduğumuz söylenebilir. Bu nedenle Türk toplumunda, kadınların da geçmişten buyana tarımsal üretime katkısı olduğu biliniyor. Konuyla ilgili önemli bir anekdot bunun en büyük göstergesi. İşte o önemli bilgi; Tarım ve Orman Bakanlığı Kütüphanesinde bulunan 1915’li yıllarda basılmış olan "Kadınlara Ameli Sınayi-i Ziraiye Dersleri" adlı kitap, ev idaresi ve ziraat sanatlarına ait bazı konuları içermesi açısından önem arz etmekle birlikte asıl onu önemli kılan, bu kitabın kadınlara yönelik olduğunun özellikle vurgulanmış olmasıdır.

Dârülmuallimat yani “Kız Öğretmen Okulları” 1869 Maarif-i Umumîye Nizamnamesinde, sıbyan ve rüşdîye olmak üzere iki şube ve her şubenin de kendi arasında, Müslüman ve gayr-ı müslimlere mahsus olmak üzere iki sınıf halinde kurulmuştur. Dârülmuallimâtta ziraatle ilgili ilk ders olan “Sanayi-i Zirâiye ve Bahçıvanlık” dersi, ilk defa 1914–1915 tarihli Dârülmuallimât Programı’na girmiş, dört ve beşinci sınıflarda birer saat olarak okutulması kararlaştırılmıştır. Sanayi-i Ziraiyye ve Bahçıvanlık dersi genel olarak hayvancılık ve bitki/sebze yetiştirme üzerine inşa edilmiştir. 1919-1920 ders yılında programda Sanayi-i Ziraiye uygulamaları için uygun yer bulunamadığından programdan kaldırılmıştır.

Bahse konu yayın da bu dönem içerisinde, bu derslere yönelik olarak üretilmiş eserlerdendir. Tarımsal alanda o güne kadar hazırlanan kitapların aksine, kitabın başlığındaki ifade ile kadına verilecek eğitimin toplumu eğitmek olacağı bilinciyle, kadınlara hitaben yazıldığı özellikle vurgulanmaktadır. “Maarrif-i Umumiye Nezareti Telif ve Tercüme Kütüphanesi” tarafından 1331 yılında, İstanbul’da Matbaa-i Âmire’de 1915/1916 yıllarında basılmıştır. Yani her halükarda, Osmanlı’nın bir yandan savaşlar, karışıklıklarla meşgul olup diğer taraftan kadın eğitimine verdiği önemi yansıtması açısından değerlidir. İzmir Meb’usu ve “Dâr’ul Muallimat Sanayi-i Ziraiye Muallimi İhsan (İhsan Onnik) Efendi” tarafından kaleme alınan kitapta ana başlıklar “sütçülük, tereyağcılık, peynircilik, tavukçuluk, arıcılık, ipekçilik, ekmekçilik, nişastacılık, gül yağcılık ve bahçıvanlık”tır.