Mısır'da halihazırdakidarbeci iktidarın 529 sivil hakkında verdiği idam kararına yönelik tepkiler hem ülkemizde hem de dünyanın farklı yerlerinde devam ediyor.
İdam kararının Sisiciler nezdindeki arka planında 14 ağustos 2013 günü bir polisin öldürülmesi ve şiddet olayları yok elbette.
Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun dediği gibi bu bir kirli tezgah. İnsan hakları ve özgürlük pazarlamacılarının desteklediği bir kirli tezgah.Gayrimeşru iktidar bu kararla korku üretirken, Siyonist İsrail'in güvenliğinin sağlanmasını temin ediyor. Mısır'dan Filistin'e açılan özgürlük tünellerinin ve refah kapılarının kapatılması ve Suriye diktatörünün desteklenmesi dahil işleyen bir plan mevcut.
Umarız katliamdan farksız bu idam kararı uygulanmaz da, tarihin sayfalarına yeni bir insanlık suçu olarak girmez.
**
Kendimize bakalım şimdi.
Bu işlerden ders alınması lazım.
Türkiye defaatle sahnelenen benzer kirli tezgahları yemedi.
Sokaklara çıkan kalabalıklara itibar etmedi.
Kapı baca dinleyenleri ifşa etti.
Muhtemel kirli tezgahların toptan bertaraf edilmesi için tertemiz bir sivil anayasa şart.
Uzun sayılacak bir zaman boyunca üniversitelerin, STKların, kurum ve kuruluşların görüşlerine başvuruldu.
Bununla vesayetçilerin illeti temizlenirken hem sivil bir irade tesisi gerçekleşmiş olacak, hem de ilerisi için Türkiye topraklarının bütünlüğü korunmuş olacaktır. Değilse uzun sayılmayacak bir vadede İspanya'nın Katalonya'sı gibi İtalya'nın Güney Tirol bölgesi ya da Belçika'daki Flamanlar'ın taleplerine benzer senaryolar üretilmeye başlanacaktır.
Türkiye'nin en önemli sorunu şu anda bu meselenin usulüne uygun şekilde hallinden başka bir şey değildir.
Yeni anayasanın Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin gölgesinde kalmaması lazım. Gecikilmemesi lazım.