Ümit var olmanın temel taşı “Samimi olmaktır.” Başka deyişle SAMİMİ NİYET taşımaktır. Öyle değil mi?

Dünden bugüne Ülkücüler her zaman samimi olmuşlardır. Mustafa Yıldızdoğan’ın türküsünde tanımladığı gibi;

       “Ülke çıksın diye dardan,

       Candan geçtiler candan,

       Ana baba evlat yardan,

       Geçip geçip gittiler.

      Hepsi nice yiğittiler..”

       Ümit var olmak Cenabı Allah’ın bizlere vermiş olduğu en büyük ödüllerdendir. İnsan kâinat, dünya içerisinde düşünen varlık olduğu kadar, umutları bulunan varlıktır.

     Umut aynı zamanda yaşama sevincimizdir. Yaşadığımız surece umut edebiliriz. Ümit var olmak hayat daha sıkı sarılmamızı sağlamaktadır.

     Doğarken ağlıyoruz, yaşarken ise yaşlanıyoruz. Zaman zaman acı duymak durumunda kalıyoruz. Nihayetinde bir gün bu dünyadan göçüp gidiyoruz. Böylesi nizam içerisinde umutlarımız muhakkak olacaktır. Hem de sonsuza sonsuzluğa açılan umutlarımız ki yaşama sevinciyle bir ömür sürelim öyle değil mi?

     Geçmiş yıllarda Çumra’mızın adı gibi tek radyosu olan RADYO TEK’te Bam Teli programında Ali Ağabeyin konuğu idim. Gençlik üzerine sohbet etmiştik. Gençliğimiz bizim geleceğimizdir. Diğer ifade ile umudumuzdur.

     Her ne şartta olursa olsun bu umudumuzu kaybetmemeliyiz.

     Bu zaman da ve zamane gençlerinden nasıl ümit var olacağız? Sorusunu duyar gibiyim. Gençlerin ise başka sızlanmaları vardır. Dün büyüklerimiz, bize ideal, ülkü, hedef gösterenlerin durumunu gösteriyor olmaları da sizleri yıldırmasın. Hani derler ya kötü emsal olmaz. O büyüklerimizden bazıları tek gayemiz, hedefimiz deyip daha sonra ha menzile gelince dönüvermeleri elbette bizleri üzüyor. Ancak, bizleri yolumuzdan alıkoyamaz.

     Bu zatı Şahanelerinin mazeretleri de bizleri tatmin etmez. Neymiş efendim; değiştik, çağa ayak uydurduk, dün dündür bugün bugündür. Diyerek geçiştirilemez. Nerde avurtlarını şişire şişire nutuk atıp söz verenler diye hayıflanmayalım. Zamanı gelince gerekeni yapalım. Zamanında yapılacak olan değişiklik ümidi ile çalışalım.

     Niye ümit var olmayalım ki. Elbette olumsuzluklar olacaktır fakat bu dünyanın sonu değildir. Tecrübe olarak bunları cebimize koyalım. Her sabah güneş yeniden doğuyor ve her sabah yeni bir başlangıç olacaktır. Yeter ki ümit var olalım. Bu yeni doğuş karanlığı aydınlığı ile boğmuyor mu?

     Dünya, kimin daha iyi olduğunu, kimin güzel iş yaptığının anlaşılacağı bir deneme evi, sınama imtihan yeridir. İmtihan yerinde belli bela, musibetlerle karşılaşılacaktır. Maddi-manevi sıkıntılar, dertler, külfetler bizi dünya imtihanından yüz akı ile çıkmamızı engelleyemeyecektir. Peygamber Efendimiz (sav):’’Mümine eza veren her şey musibettir. ’Buyurmuştur.

     Bütün bunlar olacaktır ki inancımız da vardır. Helal dairesi içerisinden çıkmayana helal dairesi çok geniş gelir. Haram dairesi içerine girmeyene de haram dairesi dar gelir. Ölçüsü içinde hareket etmek başka ümit varlık ve yaşama sevincidir. Ki bu gayeye doğru yürüyoruz. Bizim gayemiz ancak ve ancak ilahi rızadır. Etrafımızın gayemizden alıkoyacak tuzaklarla dolu olması bizi umutsuz kılamaz.

     Gençliğimizden ümit varım bütün olumsuz şartlara rağmen. Biz ve geleceğimizin güvencesi olan gençler sabırla, devamlılıkla, her türlü zorluklarla pişerek, olgunlaşarak gayesine adım adım yürüyecektir. Sabırla gönül hoşluğu ile çalışanlar asla kaybetmeyecektir. Zira böylesi bir gençliğin yardımcısı Cenabı Hak olacaktır. Asırlardır Kur’an’a hizmet eden Necip Türk Milletine bu hizmete layıktır. Niye ümit var olmayalım gençliğimizden?....