Türkiye’de çizgi roman, kültürel bir fenomen olarak uzun ve renkli bir geçmişe sahip. 20. yüzyılın başlarında Batı’dan etkilenmelerle başlayan bu serüven, yerli çizgi roman sanatçılarının eserleriyle zenginleşti. Amerikan çizgi roman ekolünün etkisi altında gelişse de, Türkiye kendi kahramanlarını yaratarak bu alanda kendine özgü bir kimlik oluşturdu. Karaoğlan, Tarkan ve Abdülcanbaz gibi karakterler, Türk çizgi romanının ikonları haline geldi ve halkın büyük beğenisini kazandı.
Türkiye’de çizgi romanın altın çağı olarak kabul edilen 1955-1975 yılları arasında, bu sanat formu gazetelerde ve dergilerde geniş yer buldu. Ancak çizgi roman endüstrisinin tam anlamıyla bir sanayi dalı olarak gelişememesi, bu alandaki potansiyelin tam olarak kullanılamamasına yol açtı. Yine de bu durum, çizgi roman kültürünün ülkede kök salmasını engelleyemedi.
Günümüzde çizgi roman, hem dijital platformlarda hem de basılı medyada varlığını sürdürüyor. Yerli çizgi roman sanatçıları, uluslararası arenada da tanınır hale geldi ve eserleri dünya çapında ilgi görüyor. Türkiye’de çizgi roman, geçmişten aldığı mirası geleceğe taşıyarak, sanatın ve kültürün önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Bu, hem sanatçılar hem de okurlar için heyecan verici bir dönem.