Vücudun metabolizma hızını, büyüme ve gelişimini düzenleyen tiroidi etkileyerek sağlığı olumsuz yönde etkileyerek günlük hayatı da etkisi altına alan haşimato hastalığında geliştirilen lazerle tedavi yöntemi Konya’da da ilk kez Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülsüm Gönülalan tarafından uygulanmaya başlandı. Bağışıklık hücreleri ve tiroit hormonu hücrelerinin ölümüne yol açarak vücutta farklı belirtilere yol açan hastalığın etkilerinden kurtulmak ya da günlük hayatı en az etkileyecek şekilde seyretmesini isteyen kişilerin uyguladığı lazerle tedavi yöntemini, 1 yıldır uygulayıcısı olan Dr. Gönülalan anlattı. Gönülalan, lazer tedavisinin cerrahi işleme gerek kalmaksızın 6 seansta tamamlandığını belirtti.
‘TAHRİP OLAN TİROİT ZAMANLA KÜÇÜLEREK İŞLEV GÖREMEZ HALE GELİR’
Yaklaşık 22 yıllık mesleki tecrübesiyle kliniğinde hizmet veren Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülsüm Gönülalan, tiroitle ilgili en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan ve troit bezinin az çalışmasına verilen isim olan haşimato hipotiroidi hakkında bilgi verdi. Gönülalan, “Bağışıklık sisteminin, tiroiti yabancı bir madde olarak algılaması ve dokunun tahrip olmasıyla ortaya çıkan hastalıkla birlikte vücut tiroit üretemeyecek dereceye gelir ve tiroit bozukluğu ortaya çıkar. Genelde genetik yatkınlık, yaşam öyküsü ve çevresel faktörlerle ortaya çıkan bu rahatsızlık, ilk olarak tepki şeklinde kendini gösterirken daha sonrasında ise doku tahrip olarak küçülür. Küçülen hormon, ilerleyen dönemde tiroit üretemediği için bu hormonu yerine ilaçlarla koyuyoruz.” diye konuştu. Bu hastalığın tedavisinin kişiye göre değiştiğini ve bazı hastalarda ömür boyu ilaç kullanımı gerekirken bazı hastalarda ise ilaçsız takip gerektiğine işaret eden Dr. Gönülalan, haşimato hipotiroidi hastalarının ilaç kullanılsın ya da kullanlmasın ömür boyu takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
TEMBELLEŞEN DOKUYU TEKRAR CANLANDIRIYOR!
Hastalık tedavisinde henüz yeni bir yöntem olarak ortaya çıkan ve Konya’da da alanında tek olan lazerle tiroit tedavisinden bahseden Gönülalan, tiroit dokusundaki tahribat ve dokudaki yükü azaltmak amacıyla hormon salınımını artıran lazer uygulaması hakkında şunları söyledi: “Tiroit bölgesine düşük derecede lazerle verdiğimiz uyarı neticesinde dokuda mitokondri desteği ve kanlanmayı artırarak tembelleşen tiroit dokularını tekrar harekete geçirmeyi amaçlıyoruz. 10 gün içerisinde 6 seans olacak şekilde bir süreç yürütüyoruz. Herhangi bir yanma ya da ağrı gibi bir etki olmadan, cerrahi bir işleme gerek duyulmaksızın her seans, yaklaşık 15 dakikada tamamlanıyor.”
‘İLACI DAHA İŞLEVSEL HALE GETİRİYOR’
Lazerle tedavi yönteminin hangi hastalara uygulanabileceği hususunda da bilgi veren Gönülalan, fayda sağlanamayacağı görülen hastalara bu tedavi yönteminin uygulanmadığını ifade etti. Dr. Gönülalan, tedavi sürecinin uygulandığı hasta grupları ve tedavi sonrası süreçten bahsederek, “Tiroit yapısı tamamen bozulmuş ve canlılığını yitirmiş hastalarda lazerle tedavi uygulaması yapamıyoruz ancak tiroit ilacı kullanan ve değerleri iyi olan hastalarımızda ise kullandıkları ilacı azaltan ya da tamamen bırakmasını sağlayan bir yöntem. Halsizlik, kilo verememe, konsantrasyon eksikliği gibi şikayetleri olan hastalarımızda özellikle lazer tedavisi uyguluyoruz. Bu tedaviyle birlikte aslında tiroit ilacını daha işlevsel hale getirmiş oluyoruz.” ifadelerini kullandı. İyileşmenin tetiklenmesi amacıyla yalnızca lazerle değil, aynı zamanda antioksidanlarla da sürecin hızlandırıldığına ve vücuttaki değerlerin normal seviyeye getirildiğine dikkat çeken Gönülalan, komplikasyon riski olmayan bu tedavi yönteminin hastanın gelecekteki sağlığı açısından önemli olduğunu söyledi.
