Down sendromlu kızıyla arasındaki ilişkisinden dolayı topluma örnek olan Hilal Rukiye Boydak, aynı zamanda down sendromlu çocuğuyla televizyon programı yapan ilk anne olarak tarihe geçti. Down sendromu, genden gelen bir hastalık olup çok sayıda çocuk down sendromlu olarak doğuyor. Bu noktada bazı aileler çocuklarından utanırken bazıları yaptıklarıyla örnek oluyor. Hilal Rukiye Boydak ise, down sendromlu çocuk annelerinden sadece bir tanesi. Boydak, özel bir kız evlada sahip olduğunu belirterek onun adına her zaman en iyisini yapmak için uğraştığına dikkat çekti. Boydak, “Ben özel bir evlada sahibim ve kızımın gelişmesi için çok çabaladım. Bunu başardım. Benim isteğim toplumun da özel çocukları kabullenmesi” diye konuştu.

Habvcznczbnzxbv

KIZIM İÇİN EVDE REHABİLİTASYON MERKEZİ KURDUM

Akören’in hüzünlü aileleri Akören’in hüzünlü aileleri

Down sendromlu kızı olan Ecrin’in gelişime ihtiyaç duyduğu dönemin pandemiye denk geldiğini anlatan Hilal Rukiye Boydak, o zamanlar yaşadığı zorluklardan bahsetti. Boydak, kızı için elinden geleni yaptığını dile getirerek, “Kızımın gelişim göstermesi gerektiğinde rehabilitasyon merkezleri kapandı. Pandemi yaşandı. Çocuğumun eğitim alabileceği ve fizik tedavi görebileceği bir alan yoktu. O dönemde çok zorlandık. Ben de evimi küçük bir rehabilitasyon merkezine dönüştürdüm. Amacım down sendromlu kızımı bir an önce ayağa kaldırabilmekti. Daha hızlı yürümesi, kendi gelişimini tamamlaması, öz becerilerini yerine getirebilmesi için çaba gösterdim. Evimde kurduğum rehabilitasyon merkezi kızımın kas gelişimine ve hareketlerine katkı sağladı. Benim kızım özel durumuna rağmen daha 17 aylıkken yürümeye başladı. Ayrıca kendinden büyük kardeşlerinin olduğu bir evde büyümesi kızım için avantaj oldu” şeklinde konuştu.

Mnbcvömcvö

ÇOCUKLARIM İÇİN HER ZAMAN EN İYİSİNİ YAPMAYA ÇALIŞTIM

Down sendromlu kızına hamile kaldığını öğrendiği zaman doktorunun çocuğunu aldırabileceğini söylemesiyle çok üzüldüğünü söyleyen Boydak, bugün herkesin birer engelli adayı olduğuna dikkat çekti. Boydak, “Dolayısıyla çocuğumdan asla vazgeçme niyetim olmadı. Sadece tek korkum ben ölürsem kızıma ne olacağıydı. Sonrasında Dr. Yavuz Selvi bana umut verircesine, “Sen o çocuğun emanetçisisin ama sahibi Allah” dedi. Bu benim üzüntümü aldı ve “Bir an önce çocuğuma kavuşup onun için ne yapabilirim” diye düşündüm. Sonrasında down sendromlu kızım dünyaya geldiğinde gerçekten çok zorlandım. Kendimi sürekli motive etmeye çalıştım. Hedeflendiğim tek nokta çocuklarım için en iyisini yapmaktı” ifadelerini kullandı.

ÖZEL ÇOCUKLARIN ÜZERİNE DÜŞTÜM

Dergi editörlüğü, gazetecilik ve televizyon programcılığı yaptığı dönemlerde her zaman down sendromlu çocukları işlediğini ve özel çocuklarla sürekli ilişkiler içerisinde olduğunu aktaran Boydak, “Günümüzde çoğu insan marka kafelerden paylaşım yaparken ben down sendromlu çocukların işlettiği kafeye gitmeyi tercih ederdim. Hatta kızımla birlikte televizyon programları yaptım ve bunu ilk ben gerçekleştirdim. Keşke herkes aynısını yapsaydı. Çünkü ben bu konuda hep hassas davrandım. Allah’ımın da bu yüzden bana böyle özel bir çocuk verdiğini düşünüyorum” diye söyledi.

Kfjmöcönmöcmvb

ÇOK FAZLA ELEŞTİRİ ALDIM

Sosyal medyadan kızını paylaştığı için kötü eleştirilere maruz kaldığından yakınan Boydak, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Çocuklarımla birlikte vakit geçirmeyi ve sosyal medyada onlarla içerik üretmeyi çok seviyorum. Ama down sendromlu kızımı paylaştığım zaman, ‘Özel çocuğu olmuş, dünyaya getirmiş’ gibi kötü eleştirilere maruz kalabiliyorum. Halbuki sağlıklı bir çocuğun sonradan engelli olmayacağının garantisini kimse veremez. Ben bu tür kötü eleştiriler yapan insanları cahil olarak görüyorum. Keşke toplumumuz ve devletimiz özel çocuklarımızı daha fazla kabullense. İnanın bu çocukların sizlere hiçbir zararı olmuyor. Sadece bakıma ve gelişmeye ihtiyaçları var.”

Muhabir: TUBA KAYA