Tehlikeden kastım, ihracatımızdaki yaklaşık yüzde 50’lilik bir orana sahip olan AB 27’ye yapılan ihracat.

DEFALARCA SÖYLEDİĞİM BİR UNSUR VARDI

İhracatımızdaki en büyük risk, AB 27’ye yapılan ihracattır. Çünkü avantaj gibi gözüken ihracatımızın yarıya yakınını oluşturan AB 27, eğer ki bir kriz yaşarsa, ihracatımızın yarısı büyük oranda etkilenmekte. Buna en doğru örnekler, 2008 krizi ve 2019 Küresel Salgın krizidir. 

ÖNGÖRÜLEN NE?

Öngörülenler;

  • Küresel enflasyon ve AB’ye etkisi (sonucu talep daralması)
  • Olası bir Enerji Krizi (Doğalgaz)
  • AB eğer ki Rusya’ya olan tavrını değiştirmezse yaklaşan sonbahar ve kış aylarında Rusya’nın doğalgazı kesip altın vuruşu yapma ihtimali

ÖNGÖREMEDİĞİMİZ NEYDİ?

EUR/USD paritesindeki düşme, diğer bir ifade ile Euro’nun, dolar karşısında değer kaybetmesi. Bunun sonucunda ise AB’27’ye ihracat yapan firmaların gelirleri azalacak ve üretimde ağırlıklı olarak kullandıkları USD maliyetleri artıracak ve bu firmalar sıkıntı yaşamaya başlayacak ve genel olarak da ihracatımızda EUR/USD paritesindeki düşüş, ihracatımızı negatif etkileyecek.

YANİ

Şu ana kadar 2 kez tecrübe ettiğimiz AB’de de olan krizlerin, ihracatımızı olumsuz yönde etkilemesinin yanında (şu ana kadar aşina olmadığımız) EUR/USD paritesinin eşitlenmesi ve ilerleyen dönemlerde daha da düşme ihtimali

İŞTE BU DURUMA

Ben acizane “ikisi bir arada” dedim ve açıkçası ilk defa karışılacağımız bir konu.

PEKİ NE YAPACAĞIZ?

Çok basit.

  1. Yeni pazarlar için yeni oluşumlar oluşturmak. Bunu nasıl yapacağız? O da basit. Serbest Ticaret Anlaşmaları yaparak
  2. İthalat politikaları için gümrük vergilerini kendi lehimize kullanmak

YAPALIM O ZAMAN

İşte o basit değil hatta imkânsız.

BUYUR, BİRŞEY Mİ DEDİN? DERSENİZ?

Evet dedim

NE DEDİM?

Dedim ki yapamayız.

NEDEN?

Gümrük Birliği buna izin vermiyor

DALGA GEÇME BİZİMLE

Derseniz, inanın geçmiyorum ama AB bizimle dalga geçiyor ve dalga geçmenin ötesinde Dış Ekonomi Politikamızı esir almışta haberimiz yok

O ZAMAN SORAYIM

Bu sorum siyasetçilere, akademisyenlere ve bürokratlara olsun

  • Kendi kafamıza göre herhangi bir ülkeyle, AB izin vermeden/ AB ilgili ülke ile Serbest Ticaret anlaşması yapmadan, özgürce ve istediğimiz ülkelerle Serbest Ticaret Anlaşması yapabilir miyiz?
  • İthalat politikamız gereği, AB’nin belirlediği Ortak Gümrük Tarifesinden (halk diliyle kendilerinin belirledikleri gümrük vergilerinden bağımsız) biz ülke olarak kendimiz özgürce istediğimiz ülke ve ürüne gümrük vergisi koyabiliyor muyuz?

SORUNUN MUHATAPLARI

Düşüne dursunlar. Ben cevap vereyim. HAYIR. Her ikisini de yapamıyoruz.

O ZAMAN

Yapılacak iş çok basit. Hızlıca Gümrük Birliğinden çıkıp, AB 27 ile Serbest Ticaret Anlaşması yapmak.

SONUÇ: Kimsenin dile bile getirmediği ve nedense getiremediği bu durumun değişmesi, dış ticaretteki en büyük yapısal reform olacaktır. Gerisi lafügüzaftır.