Minimalizm, tasarımın her alanında etkili bir görsel stil olarak karşımıza çıkıyor. Peki minimalizm nedir? Minimalizm, gereksiz her şeyden arınmış, sade ve işlevsel bir tasarım anlayışıdır. Minimalist bir tasarım, sınırlı malzeme, nötr renkler, basit formlar ve fazla süslemeye kaçmadan, temel işlevini yerine getiren ve zarif bir görünüm sunan bir tasarımdır.
Minimalizm, geçmişteki aşırı süslü stillere tepki olarak 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Minimalizmin kökleri, 1917-1930 yılları arasında Hollanda’da gelişen De Stijl akımına, Japon bahçe ve iç mimarisinin zen sadeliğine ve İskandinav tasarımının temiz estetiğine dayanmaktadır. Minimalizmin en ünlü sözü olan “az, çoktur” ifadesi, modernizm ve Bauhaus akımlarıyla ilişkili ünlü Alman mimar Mies Van Der Rohe’ye aittir. Van Der Rohe, cam, çelik ve beton gibi yeni malzemeler ve seri üretim süreçleriyle minimalist yapılar tasarlamıştır. Minimalist mimarinin diğer örnekleri arasında Modern Mimarlık, Bauhaus Mimarlığı, Brutalist Mimarlık ve orta yüzyıl modern tasarımı sayılabilir.
Minimalist tasarım sadece mimaride değil, grafik, sanat, tiyatro, moda gibi diğer alanlarda da 1960’larda kendini göstermiştir. Ürün tasarımında ise, “az ama daha iyi” ilkesiyle masaüstü radyo, hesap makinesi, lake eşya gibi günlük nesneler tasarlayan Alman endüstriyel tasarımcı Dieter Rams, minimalist ürün tasarımının öncülerinden biridir. Rams, bugün kullandığımız ve gelecekte tasarlayacağımız akıllı telefon, sürücüsüz araba gibi akıcı nesnelerin temelini atmıştır.
Minimalist tasarım, popülerliğini yüzyılın sonuna kadar korumuştur, ancak her hayranı kadar da eleştirmeni vardır. Bazıları minimalist tasarımı sıkıcı veya steril, hayal gücü ve duygu yoksunu olarak nitelendirir. Minimalist mimari ve ürün tasarımı bazen maliyet-etkin, çevre dostu ve iyi tasarımın demokratikleşmesine katkı sağlayabilirken, bazen de mükemmel nesneyi arayışın bir sembolü haline gelmiş, sadece azınlığın ulaşabileceği bir lüks olmuştur.