SINAV BİR TARAFA! ÇOCUĞUMUZ BİR TARAFA!
Kıymetli okurlar, öğrencilerin başarıları veya başarısızlıklarının sebebi yalnız okul değildir. Okulun dışındaki bazı etkenlerde buna sebep oluşturmaktadır.
Bütün anne babalar çocuklarının en iyi bir biçimde eğitim öğretim almalarını ister ve bunun için ellerindeki bütün maddi ve manevi imkânlarını çocukları için harcarlar. Yalnız bu yapılanlar büyük bir değer oluşturmasına rağmen tek başına yeterli değildir; çünkü eğitim, tanımında da yer alan bir şekilde bir süreç, iletişim ve bilinç işidir.
Anne baba olarak çocuğumuzun daha verimli daha etkin olmasını istiyorsak öncelikle anne - babalar birbirlerine saygı sevgi duyan, birbirlerinin fikirlerine değer veren, aynı dili konuşabilen ve bu konuşmalarından ortak bir fikir, duygu ve karar çıkarabilen ve bu güzelliklerle çocuğuna ulaşabilen, iletişimin en üst seviyede olacağı bir aile ortamına ihtiyaç duyulmaktadır.
Aileler çocuklarını çok iyi tanımalı ve başkaları ile kıyaslamamalıdırlar. Çocuklarımızı bir birey olarak ele aldığımızda tek ortak özellikleri benzersiz olmalarıdır. Çocuklarımız boy, kilo, cinsiyet, kişilik yapıları, öğrenme düzeyleri, öğrenme sitilleri, yetenekleri, ilgileri vb. benzersizlikleri ve farklılıklarla karşımıza çıkmaktadır. Nasıl ki anne babalarının zayıf ve güçlü yanlarının olduğu gibi çocuklarında zayıf ve güçlü yönleri bulunmaktadır. Bu doğal farklılıkta çocukların ihtiyaçlarını beklentilerini değiştirmektedir anne babalarda bu şartları taşıyan çocuklarına başarı adına yardımcı olmak için her birinin kendine özgü olduğunu bilmek ve tek tek ele almaktır. Bundan ötürü de başkaları ile kıyaslanmamalıdırlar.
Çocukların çok çalışmaları değil düzenli ve programlı çalışmaları başarıyı getirir. İhtiyaçları ve kişilik yapıları dikkate alınan örn: (ilgisi çabuk dağılan bir çocuğa uygulanacak ders çalışma programı ile ilgisi kolay dağılmayan bir çocuğa uygulanacak ders çalışma programı aynı olamaz.) program, içinde eğlenmeye ve dinlenmeye de yer veren esnek bir program olmalı. Yoksa aşırı yüklenme ile çocuklarda ruh sağlığı bozuklukları, huzursuzluk, saldırganlık, iştahsızlık, uyumsuzluk, tırnak yeme, saç dökülmeleri vb. geçici biyolojik, fizyolojik ve psikolojik sıkıntılarda ortaya çıkabilir.
Çocukların çalışmalarını okul-aile-öğrenci bağlamın da takip etmeli bu zincirin halkalarını bozmamalı özellikle danışman öğretmeni ile irtibat koparılmamalıdır. Çocuğun evde ders çalışabileceği, zaman ve mekân yani gerekli ortam hazırlanmalı ve bu ortamın şartlarına aile fertleri olarak da riayet edilmeli bu süreci ve mekânı bozabilecek her şeyi ( televizyon, cep telefonu, internet vb.) etkenleri anne baba olarak ilk önce kendimizden başlayarak kısıtlamalıyız ve böylelikle çocuğumuza örnek teşkil etmiş oluruz.
Başarılı olabilmesi için ailesi olarak neler yapabileceğinizi sorun. Böylelikle siz de kendi isteklerinizi ve beklentilerinizi çocuğunuza iletebilecek doğal bir paylaşım içine girerseniz.
Çocuğun başarıları ile değil başarılı olma konusundaki azmini sevmeli ve takdir etmelisiniz. Ben senin yaşındayken kelimeleri ile başlayan konuşmaların içine girmeyiniz. Çocuğunuzun başarısı adına kaygı duyuyorsanız kendi kaygınızı yenmeye çalışmalısınız. Anne babaların yaşadığı kaygı oranı ile çocukların yaşadığı kaygı oranı doğru orantılıdır. Başarı veya başarısızlıkta hayatın her döneminde kendisine güvendiğinizi ve yanında olduğunuzu söyleyiniz.
Sınavlar ölüm kalım meselesi haline getirilmemeli Sınavlar çocukların hayatında birer dönüm noktası gibi görünse de hayatın en önemli olayı değildir. Çocuklara sınavların başarısından bahsedildiği gibi başarısızlık gibi sonucunun da olabileceği anlatılmalıdır. Karşılaşılan bu durumlarda neler yapılabileceğini de önceden belirlemek çocukların sonuçlara daha gerçekçi yaklaşmasının sağlar.
Şu unutulmamalıdır: Önemli olan sınavların kazanılmasından daha önce çocukların kazanılmasıdır. Sınavlara hazırlık sürecini vesile ederek çocuğunuzla iletişim kurma ve onu daha iyi tanıma olarak değerlendiriniz. Ne mutlu size ki bu yazıyı okumanıza vesile olan ve sınava hazırlanan bir evladınız var. Sınav Uğruna Çocuklarımızla Olan İlişkilerimizi Bozmayalım. Dikkatli Olalım!