Aslında 2021’i yazacaktım…

Çileli bir yıldı 2021, hem milletimiz, hem de ailem adına…

Acısıyla, tatlısıyla, elemiyle kederiyle, içimizde açtığı derin yaralarıyla gitti…

Umarım ki, yeni yıl eski yılı aratmaz.

xxx

2021’de beni mutlu eden şeyler de olmadı değil…

Örneğin Konyaspor’la yüzümüz güldü, moral bulduk…

Ligin ilk yarısını 39 puanla ve ikinci sırada tamamladı…

İstanbul takımları ile Trabzonlular, Konyaspor’un bu çıkışını farklı farklı yerlere taşısalar da, özellikle Mehmet Baykan’ı adres gösterseler de, işin aslının öyle olmadığını bilenlerdenim…

Kim ne derse desin beni ikna edemezler…

Konyaspor, 39 puanı Hocanın, yani İlhan Palut’un futbol aklı ve yabana atılmayacak paranın gücü ile bulmuştur…

Kimse öküz altında buzağı aramasın.

xxx

Yeşil beyazlı temsilcimizin ilk yarıdaki bu önlenemez çıkışı, özellikle Trabzonluları rahatsız etmeye başladı…

Aradaki puan farkı kapanınca, Trabzonlu kardeşler, deyim yerindeyse öküz altında buzağı aramaya başladılar…

39 puanda Mehmet Baykan faktörünün olduğunu ima eden paylaşımlar yapan Trabzonlular, böyle bir algı yaparak hem Konyaspor’u, hem de bu şehrin yetiştirdiği kıymetli bir bürokratı yıpratmaya çalışıyorlar…

Sosyal medyada öyle bir algı yapıyorlar ki, ben bile Mehmet Baykan için “sen neymişsin be abi” diyesim geldi…

Ligin ikinci yarısında Trabzonspor ile Konyaspor arasındaki makas kapandıkça, daha da saldırganlaşmalarından ve meseleyi kan davasına dönüştürmelerinden korkuyorum…

Çünkü, Trabzon’da hayat futbolla başlıyor, futbolla bitiyor…

Ne demek istediğimi anlayın artık…

Ben tekrarlıyorum; Konyaspor’un ilk yarıdaki bu başarısı İlhan Palut’un futbol zekası ile paranın, yani primin gücüdür…

Ne Mehmet Baykan’ın, ne de Konya lobisinin Konyaspor’un geldiği noktada zerre kadar dahli yoktur…

Hoş, “Konya Lobisi” diye bir şey ezelden beri yok zaten…

Lakin şunu da ıskalamamak lazım; Mehmet Baykan, haksızlıklar karşısında, Konya ve Konyaspor için elini değil, gövdesini taşın altına koymuştur, ama puan kazanma, hakemler üzerinde baskı kurma gibi futbol dışı haksız ve hukuksuz işlere girmemiştir, girmez…

Maalesef bizim ülkemiz insanının durumu budur…

Bu ülkede, özellikle de bizim şehrimizde iş yapanlar nedense sevilmiyor, sevilmedikleri bir tarafa, paçalarından tutuluyor…

Daha da kötüsü, bu şehre katkı sunan, öyle ya da böyle hizmet getiren bürokratlara kimse sahip çıkmıyor…

Dolayısıyla bu anlamda kan kaybediyor şehir.

xxx

ANLAYANA GÜZEL HİKAYE

Konuyu Trabzonluların bu kıskançlığını tarif eden güzel bir hikayeyle noktalayalım…

xxx

Sorunlu ve kıskanç öğrenci ile öğretmeni arasında geçen bir hikayedir…

Öğretmeni, “Neden arkadaşlarınla çekişiyorsun? Neden onların yaptıklarını bozuyorsun? Neden sürekli onları şikayet ediyorsun” diye sorar…

Çocuk, “En iyi ben olmalıyım, en başarılı ben görünmeliyim” diye cevap verir…

Öğretmen bunun üzerine tahtaya düz bir çizgi çizer…

“Bu çizgiyi nasıl kısaltabilirsin?” der…

Kıskanç velet hemen atılır, çizginin bir kısmını siler…

“Olmadı” der öğretmen…

“Silmek yok”

Bu kez eliyle çizginin üzerini kapatır çocuk…

Öğretmen, “Yine olmadı, gizlemek de yok, başka bir yol bul” der… Bakar ki veletten cevap yok, diğer çizginin yanına daha uzun bir çizgi çizer…

Ve der ki; Başkalarının çizgisiyle uğraşacağına, sen daha büyük bir çizgi çiz.

xxx

Güzel hikaye değil mi?