Muhiddin-i Arabİ buyuruyor: Sadaka vermeğe gayret et! Sadaka Allah’ın gazabını söndürür. Kıyamette gölgelik olur. Meleklerin duasına mazhar kılar.
Hadis-i Şerif’te: Her sabah iki melek iner, biri: Ya Rab sadaka verenlere sen ikram et. Verdiği gibisini de Sen ona ver!
Diğeri de: Ya Rab cimrilerin elindekiler telef olsun! diye dua ederler. Tabii meleklerin duaları makbuldür. Bu Hadis-i şerif in ikinci şıkkı olan: Ya Rab cimrilere telef ver! demek; On lar da mallarını hayra sarf edebilsinler, onları Cahillikten kurtar da sehi olsunlar diye dua ederler, diye hüsnü tevil-de bulunanlar da vardır. Çünkü melekler daima insanların hayrına dua ederler. Cehennem ateşinden kendini koru velev ki yarım hurma vermek suretiyle olsun.
Şeyh Muhiddin burada der ki: Endülüs’te şeyhlerimizden birisi hakkında zındık diye şikayet ettiler. Halk hep birden aleyhine kıyam ettiler. O zamanın Sultanı emir verdi. “Memleketin ileri gelenlerini toplayın, sorun, eğer, zındıklığında müttefikan şahadet ederlerse, öldürün!” diye Valiye emir verdi. Vali de düşmanlarının başında gelenlerden idi. Bu Zat meydan-ı siyasete gelirken ekmekçiye uğradı, yarım ekmek aldı ve sadaka etti. Vali halka sorunca: “Hepsi, iyi adamdır” dediler. Vali şaşırdı: Hep müttefikan bu adam hakkında zındık diyorduk hepinizin kanaati bir anda değişti. Bu, mutlaka bir emri Semavi ile oldu. Derken o zat gülmeğe başladı: Ne gülüyorsun? dediler. Hadis-i şerifin sıdkına ve tecellisine gülüyorum. Biliyorum ki bu cemaat bu şahidliğin aksine mutekid idiler. Vali de aynı kanaatte idi. Hepiniz de benim aleyhimde idiniz. Ben bu ateşi görünce yarım ekmek sadaka verdim. Yarım ekmek yarım hurmadan çoktur. Hepinizin ateşini yarım ekmekle söndürdüm! dedi.