Dünyanın en büyük ada ülkesi Endonezya’dan Konya’ya eğitim almak için Konya’ya gelen Nashiruddin Az Zahid, Konya’da eğitimimi tamamladıktan sonra öncelikle güzel bir üniversitede okumak olduğuna dikkat çekti. Nashiruddin Az Zahid, Müslüman ülkeler arasındaki ilişkiler güçlendirme niyetiyle yavaş yavaş düzeltmek olduğunu vurguladı.

Öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?

Adım Nashiruddin Az Zahid. Endonezyalıyım. Bu yıl 3. yılım. Ben Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesinde 11. sınıf öğrencisiyim.

Konya’yı eğitim için tercih etmenizdeki sebep nedir? Konya ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

Buraya gelmeden önce başvuru yaparken şehir veya okul seçenekleri vardı. O zaman hala ortaokul öğrencisiydim. Seçerken şehirlerle ilgili araştırma yapıp karar verdim. Araştırma yaptığımda, Konya aklıma geldi ve baktığımda fiyatlara uygun olmasına rağmen diğer seçeneklere göre burada okumamı için uygun bir ortamdır. Bana göre hem din açısından hem de ekonomi açısından öğrencilere uygun bir şehirdir. Belki buraya ilk geldiğimde çok şaşırdım, çünkü yaşadığım ortamda Endonezya yemyeşil bir ortam ve burası kurak bir yerdir, ama ona rağmen Konya halkı çok seviyorum öncelikle okuldaki öğretmenlerim çünkü beni kendi çocuğu veya ailesi gibi davranıyorlar.

Konya’da eğitimini tamamladıktan sonra ne gibi hedefleriniz var?

Konya’da eğitimimi tamamladıktan sonra öncelikle güzel bir üniversitede okumak hedefim var. İnşallah Allah bana izin verirse, Türkiye’de büyük üniversitelerde siyasal bilimi veya uluslararası ilişkiler bölümünde okumamı hedefleniyorum. Üniversite'yi bitirdikten sonra ülkeme dönüp Türkiye'de elde edebildiğim ilimler ülkeme uygulanmak istiyorum. Ve Allah izin verirse Müslüman ülkeler arasındaki ilişkiler güçlendirme niyetiyle ilişkileri yavaş yavaş düzeltmek istiyorum.

Ülkenizin kültürü ve yaşantısı ile ilgili bilgi verir misiniz?

Endonezya adalardan oluşturulan bir ülkedir. 17 bin civarında bulunan adalar Endonezya, etnik çeşitlerimiz ve dillerimiz fazla oldukça farklı kültürlerimiz de bulunuyor. Çeşitliliğimiz var olmasına rağmen Endonezya'da ırkçılıkla ilgili sıkıntılar elhamdülillah yaşanmıyor. Endonezya, Dünyanın en fazla Müslümanlar olmasına geçmişte Budizm ve Müslüman fazla bulunduğu için Endonezya'da İslam ahlakıyla yaşıyorlar. Ve sadece İslam bulunmadığı için Endonezya'da farklı dinler, farklı kültürler ve farklı etnikler yan yana yaşayabilirler. Ekonomik açısından bakarsanız maalesef Endonezya'da dengesizlik var. Mesela, bir sürü aşırı zenginler bulunur aynı zamanda aşırı fakirler de bulunur. 

Türkiye ile görüşleriniz nelerdir?

Türkiye güzel bir ülkedir. Türkiye'nin şu anki durumuna bakarsam, gelişmiş bir ülkedir. Ve tarih açısından zengin bir ülkedir. Buraya gelmeden önce okuduğum kitaplardan çoğu tarih kitaplardır. Ve tarih kitaplarından en fazla ilgimi çeken Osmanlı tarihidir. Öncelikle fatih Sultan Mehmet zamanındaki yeniçeri ocağı ile ilgili bilgiler. Bununla ilgili en çok merak ettiğim bir olayı bahsetmek istiyorum. Bir gün İstanbul'u fethettikten sonra ilk kez Cuma namazını kılacaklar. Ve o sırada namazın imamının kim olacağı konusunda kafalar karışmıştı. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet, orada bulunan tüm Müslümanlara ayağa kalkmalarını emrederek bir fikir verdi. Ve onlara söyledi ki, Günde 5 vakit namazını ihmal eden kimse, oturabilir. Ama hiçbiri oturmuyor. Bir daha söyledi. Buluğa ermiş olduğu andan itibaren nafile namazı ihmal eden kimse, oturabilir. Ama hiçbiri oturmuyor. Sonrası ise sünnetle veya ibadetle ilgili sorular sormuş ve sordukça oradaki bulunan Müslümanlar yavaş yavaş oturmuş. Ve bir soruya gelmişler. Aralarında bir kişi kaldı, fatih Sultan Mehmet'tir. Peki o soru nedir? Soru şu ki, buluğa ermiş olduğu andan itibaren teveccüh namazı bırakan kimse, oturabilir. Bu olayı okuduğumda şaşırarak okudum. Nasıl böyle bir ordu bir araya toplayabilir diye aklıma sorular geldi ve düşündüm ki eğer Müslümanlar bu halinde yapıp devam ederse bu dünya Müslümanlarının elinde olabilir.

Ülkenizde Ramazan’da neler yapılıyor? Ne tür hazırlıklar yapılıyor?

Endonezya’daki bazı camiler Ramazan’a girmeden önce Recep veya Şaban ayında bir gece çevresindeki halkıyla camilerde toplayıp beraber dua ediyorlar ve oradaki çocuklarla veya gençlerle meşale getirerek köyü dolaşıyorlar. Ramazan'da ise çoğu camilerde veya yollarda iftar ve sahur veriliyor. Çoğu mahallelerde sahur vaktinde insanları uyandırmak amacıyla bir grup olarak davulu vurarak mahallelere dolaşıyorlar. Bizde iftar yaptığımız zaman direk ağır yemekleri yemiyoruz, akşam namazından önce sadece "ta'jil" denilen yemekleri yiyoruz. Ta'jil yemekler mezeler gibidir yani orucumuzu hızlı bir şekilde bozmak amacıyla yiyilen yemekler. Peki, ne zaman ağır yemekleri yiyeceğiz? Bazı insanlar akşam namazından sonra yiyorlar, bazı da teravih namazından sonra yiyorlar. Çoğu camilerde teravih namazından sonra kuran okumasını düzgün olanları bir araya toplayıp hatim indirelim diye günde 3-5 cüz okutuyorlar. Ramazan son 10 günleri itikaf yapmak isteyen kimselere camiler açılır 24 saat ve gecelerde teheccüd namazı için cemaat kılınır. Hatta bazı insanlar bu son 10 günde camide kalıyorlar. Bayram günü ise Endonezya'da farklı kültürleri ile kutlanır. Bildiğim bir kültür vardır, o kültür adı "riyoyo kupat". Bu Kültür en fazla cava adasında yayılıyor. Bu kültüre göre bayramdan bir hafta sonrası, hafta boyunca kutlanır. Ketupat, dokuma Hindistan cevizi veya pandan yapraklarına sarılmış pirinçten yapılan yiyecekler. Ve "kupat" kelimesi "ngaku lepat" cümlesinin kısacadır, manası ise suçunu itiraf etmek anlamına gelir.

SALI: YUSSUF YUSSUPOV

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA


Editör: TE Bilişim