Srebrenitsa Soykırımı aradan yıllar geçmesine rağmen hala tazeliğini korumaya devam ederken, o dönem Saraybosna Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim gören Dr. İzzet Sancaklı, izlenimlerini Yenigün Gazetesi ile paylaştı. Sancaklı, merhum lider Aliya Izzetbegoviç’in öğrencileri o dönem seferberlikten muaf tuttuğunu, eğitimini tamamlamak için ardından Türkiye’ye geldiğini açıkladı. 1970 yılında 5 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini anlatan Sancaklı, “Babam o dönem çiftçilik yapıyordu. Annem ise ev hanımıydı. Eski Yugoslavya olarak bilinen Sancak bölgesinde Tutin şehrinde doğdum. Aile de ilk okuyan çocuk bendim. İlkokul, ortaokul ve liseyi Sancakta bitirdikten sonra 1989 yılında Saraybosna Üniversitesi Tıp Fakültesine başladım. Eski Yugoslavya’nın dağılma sürecinde çok partili sisteme geçildi. Merhum lider Aliya Izzetbegoviç’in kurucusu olduğu Demokrat Eylem Partisi’ne 1991 yılında üye oldum. İlk demokratik seçimlerine giden zamanda parti çalışmalarında bende bulundum. Parti çalışmalarında aktif rol aldım. Bosna Hersek 1992 yılında bağımsızlığını merhum lider Aliya Izzetbegoviç önderliğinde kazanarak tüm dünyaya ilan etti. Bu Bosna Hersek adına tarihi bir gündür. Aradan yıllar geçse de o dönem yaşadıklarımı unutmam mümkün değil. Aliya Izzetbegoviç Bosna Hersek’in bağımsızlığı mücadelesinde en ön safta yer almıştır. Ömrünü Bosna’ya adamıştır” dedi.

‘ALİYA ÇOK ÇETİN BİR MÜCADELE VERDİ’

Birleşmiş Milletlerin o dönem Bosna Hersek’in bağımsızlığını tanımak zorunda kaldığını Aliye Izzetbegoviç’in çok çetin bir mücadele ettiğini anlatan Sancaklı, “1992 yılında Bosna Hersek’in bağımsızlık referandumunun başarıyla sonuçlanması ve Bosna Hersek’in bağımsız devlet olarak birleşmiş milletler tarafından tanınmasıyla Sırplar savaş başlattı. Sırpların bu savaşı başlatmalarının ardından eğitimime maalesef ara vermek zorunda kaldım. Savaşın en zor dönemlerinde bile merhum lider Aliya Izzetbegoviç sürekli Bosna ve halkının uzun vadede geleceğini düşünüyordu, onun için üniversite öğrencilerini seferberlikten muaf tuttu. Ardından Türkiye Cumhuriyeti ile yaptığı anlaşma çerçevesinde 1993 yılının başlarında öğrenimimi devam ettirmek üzere Türkiye’ye geldim. Eğitimimi Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesine yatay geçiş yaptırarak burada devam ettim. O dönemde Konya’nın yerel idarecilerinin ve tüm halkının bir bütün olarak Bosna Hersek için yaptıkları yardım organizasyonlarında aktif rol aldık, gelen heyetlere mihmandarlık ve tercümanlık yaptık” şeklinde konuştu.

‘KONYA BİZİ BAĞRINA BASTI’

Türkiye ile Bosna Hersek’in kardeş ve tarihi ilişkilerinin olduğunun altını çizen Sancaklı, “Oraya yardımların ulaştırılmasında ve dağıtılmasında ben ve arkadaşlarımızla birlikte en ön safta yer aldık. Konya halkı özellikle bizleri bir yabancı olarak değil, dost olarak gördü. Konya biz ve arkadaşlarımızı kendilerinden biri olarak saydı. Toplumun tüm katmanlarıyla beraber yerel yönetimler, üniversite hocaları ve tüm vatandaşlar bize sahip çıktı. Bu güzel davranışlar karşısında çok mutlu olmuştuk. Bu durum bizlere farklılık hissettirdi. Sosyalist Yugoslavya’da büyümüş olmanın bize sadece kendimiz için yaşamamız gerektiği yönündeki öğretisine karşın Konya, insanın başkaları için bir şeylerden vazgeçmesinin ne kadar değerli olduğunu bize öğretti. İlk kez Konya’da din kardeşliğinin genetik ve milli aidiyetin çok üstünde olduğunu yaşayarak öğrenmiş oldum. Bu da benim sosyal hayatımın yeniden şekillenmesine vesile oldu. Tarihi misyonu ve Selçuklu Payitahtı olan Konya’mızın geniş hoşgörü ikliminde aynı dili değil, aynı duyguları paylaşan insanların anlaşabileceği ve birlikte yaşayabileceğini yaşayarak gördük. Bu durum karşısında çok mutluluk duyduk. Yani Konya bize sahip çıktı” şeklinde konuştu.

‘BALKANLARDA KONYA’NIN YERİ AYRI’

Dr. İzzet Sancaklı sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi, “O günden itibaren Konya ile aramızda özel bir bağ oluştu. Konyalıların Bosna Hersek olan ilişkisini kurumsal olarak ta devam ettirdik. Bosna Hersek Fahri Konsolosluğu çatısı altında ilişkilerimiz hala güzel bir şekilde devam ediyor. Sadece Bosna Hersek değil Kosova, Sancak, Makedonya ile faaliyetlerimizi de genişleterek sürdürmeye devam ediyoruz. 90’lı yıllardan bu zamanlara kadar balkanlarda Konya’nın tanınırlığı artarak devam ediyor. Bosna halkı da Konya’yı bağrına basmış durumda. Ticari ve kültürel ilişkilerin gelişerek devam etmesinde biz de aracı olmaya devam edeceğiz. Manevi bir başkent olarak Konya’nın tanıtımına katkı sağlamayı sürdüreceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

YARIN: BOSNA HERSEK VE SREBRENİTSA

SAMET AKTAŞ

Editör: TE Bilişim