Bugün Cuma, düne giderek “Perşembelik” yazısı yazalım mı?
Perşembelik yazısını yazmada geç mi kaldık?
Geç deyince Ahmet Çelik, Ahmet Gündüz, Himmet Tömtöm ve İbrahim Çiçek Bozkır, Hadim derken Hadimi Hazretlerini ziyaret ettik. Hemen yanındaki camide ikindi namazımız eda ettik. Cami çıkışı Hadimli hemşerimiz bize;
--- Gördüğüm kadarıyla siz ovalısınız. Burası Hadim oğlum aceleci olmayın, bu yörelerde ovada olduğu gibi arabayı hızlı kullanmayın, acı haberinizi alacaklarına size niye geç kaldınız? Geç kaldılar, desinler, demişti.
Gelelim perşembelik yazımıza, çocukluk yıllarımızda rahmetli annem her Perşembe günü evde bulunanlardan karınca kararınca ihtiyaç sahiplerine gönderirdi.
Büyükbaş hayvancılığı yaptığımızdan bizim evde süt, yoğurt, yağ bol olurdu. Küçük kuşanelere yoğurt üğütür belirlediği evlere bizzat kendi iletirdi. Bazen biz götürürdük. Götürdüğümüz evden;
--- Dorlalı Eşref’e, Hatca’ya selam söyleyin. Diyerek dualar ederlerdi. Daha sonra annemin eli ayağa tutmaz olduğu zaman rahmetli Hatuna;
--- Aman unutma kızım muhakkak Perşembe günleri elimizde olandan konu komşu ile paylaşın. Yemeği biraz fazla yapın gelen giden olur. Kapıya geleni Hızır bilin boş çevirmeyin. Babam rahmetlide bana;
--- Oğlum birilerinin rızkına vesile olun. Cenabı Allah onun rızkını verirken sana da bol kazanç ihsan eder.
Bugün her Perşembe günü annemin, babamın ve hatunun mezarını ziyaret ederken hep aklıma geliverirdi.
Hamdolsun her zaman insanımızın rızkına vesile oluyoruz.
Şeker pancarı ekmeye devam etmekteyiz. Pancar gibi katma değeri olan ekimi, bakımı çapası, sökümü, taşıması ile birçok insanın ekmeğine vesile olmaktayız.
Burada Çumramızın 30 yıl öncesine gidersek ne Çumra Şkar ne Organize Sanayi ne de bu kadar modern çok bina vardı Recep Konuk Başkanın hakkını saklı tutalım. Çünkü başkan binlerce insanımızın ekmeğine vesile oldu.
Bundan ala perşembelik olur mu?
**
Çocukluğumuzda bizler diğer günler ayrı ama perşembenin gelişini iple çekerdik.
Türkmen Camili Karadede Mehmet Amcayı unutmak ne mümkün. Elinde baston hızlıca yürürdü. Perşembe günü çetnevir türü kuru yemiş bazen de şeker olan mendili bize verirken;
--- Uşaklar azımızı çoğa sayın! Diyerek sarı mendilini biz verirdi. Ne mendildi ama bir iki kilo perşembelik olurdu. Şimdi o mendilleri göremiyorum. Yağlık da denirdi bu mendillere.
Sonra Mahallemizin Muhtarı Kuzuculu Cırıl Halil Alcan’ı da unutmayalım. Halil Amca da eli açık çocukları çok severdi. Evinin bahçesinde yetiştirdiği üzümlerden çok yedik. Bayram yemeklerini de Halil Amcanın evinde yerdik. Vefat ettiğinde mezarını bağların kenarına kazmıştık. 1975 yılı idi yanılmıyorsam. Allah rahmet eylesin.
Ebuseyfi Hotamışlı kapı komşumuzdu. Muhakkak günlük gazete alırdı. Zaten mahallede günlük gazete alan rahmeti babam, Ermenekli Veli Amca’dan başka yoktu.
Ebuseyfi Hoca perşembelik havuzumuza katkıda bulunanlardandı. Hatta aramızda;
--- Ebuseyfi Hoca bize kındallı şeker verir. Diye kendi kendimize şenlenirdik. Kındallı Şeker çeşitli renklerde olan şekere derdik.
Çekirdek Mustafa Amcanın hanımı Kezban teyzede perşembelik verirdi. Komşular Kezban teyzeyi eli çok sıkı derlerdi. Ancak bize karşı hiç de öyle değildi. Her Perşembe muhakkak perşembeliğini çocuklara verirdi.
Mustafa Çetin Amcanın (Kıllı Mustafa lakabı) Hanımı Zeynep Bacı kendine has üslubuyla;
--- Çocuk ne diye geç kaldınız, gözüm hep kapıda kaldı. Derdi.
Taşkentli Ramazan Çatal Amcanın Hanımı Fatma Teyze;
--- Falaklar bugün perşembe değil mi? Nerde kaldınız? Diyerek bize kendisi getirirdi.
Çocuk gurubunu ben yani Eşrefin Ahmet, Murat Çekirdek, Halil Çelikçi, Muzaffer Özer, rahmetli Dede Ali Çalı başı çekerdik. Diğer on onbeş çocuk daha katılırdı. Boş bir arsada gelen perşembelikleri hep beraber yerdik.
Her Perşembe özellikle yaz aylarında böyle yapardık. Hatırımda kalanıyla mahallemizde Perşembe günleri şenlik havasında geçerdi.
Mahalle mektebinde Perşembe günleri bütün çocuklar evlerinden annelerin verdiği çetnevir türü, börek, çörek, meyveler, Yörükler yağlı ufak biz ekmek övmesi derdik, pişi, baklava helva getirilenlerden hatırladıklarım.
Bu gelen perşembelikleri hoca mektepte bulunan bütün çocuklara eşit bir şekilde hoca dağıtırdı. Özellikle mesai arkadaşımız Musa Küçükmumcu’nun babası rahmetli Yörük Camili Çolak Nafil Küçükmumcu Hocanın dağıtımı nasıl titizlikle yaptığını hala canlı şekilde hafızamda durur.
Şimdi ne yaz ne de kış perşembelik âdetini devam ettiren var mı? Bilemiyorum ben hiç görmüyorum.
Böylesi güzel adetlerimizin devam etmesinde fayda var. Ben sohbet köşemden siz okuyucularıma hatırlatıyorum.
Şimdi senede bir gün şivlilik adeti ile avunuyoruz…
Bu arada mahalle sakinlerimizden renkli simalardan bahsettim. Sağ olanlara sağlık, ahrete göçenlere de bil vesile rahmet diliyorum.
Bizim perşembeliğimiz de güzel hasletleri hatırlatmak, güzel dilek ve temennilerle o günleri bize yaşatanlara fatihalar yollamak olsun!