Başarılı iş hayatıyla Konya’da örnek iş kadınları arasında gösterilen Konya Kâğıt Mali ve İdari İşler Müdürü Hacer Elvan, iş hayatındaki tecrübeleri aktardı. İş hayatına başlangıç sürecinin şans ile şanssızlık arasında olduğunu ifade eden Elvan, çalışma tutkusuyla emekli olduğu halde çalıştığını dile getirdi. İş dünyasındaki başarısını iki maddede yorumlayan Elvan, “İlk işyerimde her şeyi öğrenmeye çalışmam merakım sayesinde bu pozisyonu hak ettim.

10-39

 Bütün iş, kendini bilmekte. Kur’an-ı Kerim’in ilk ayeti ‘Oku’; Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ilk yanıtı ise, ‘Ben bilmiyorum’ olmuştur. Konyamızın manevi mimarı Hz. Mevlana’nın Mesnevi kitabı da ‘Dinle ‘ diye başlar. İşin aslı; ben bilmiyorum demek, okumak ve dinlemeyi bilmekte.” şeklinde konuştu.

5-45

Sizi tanıyabilir miyiz?

Hacer Elvan. Liseye kadar olan eğitimlerimi Konya’da tamamladıktan sonra üniversiteyi Hacettepe Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi Maliye bölümünde tamamladım. Okul hayatına meraklıydım ve 5 yaşında okula başlayıp, 20 yaşında üniversiteden mezun oldum. Çalışma hayatına başladıktan sonra da mesleğin bir gerekliliği olarak gördüğüm mali müşavirlik belgemi, Konya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’ndan aldım. Çalıştığım yerlerde çalışma hayatımla birlikte birçok eğitime katıldım, aynı zamanda Oda’nın açmış olduğu “Meslek Mensupları Geçiş Dönemi Eğitim Programı’na katılarak “Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Finansal Yönetim ,Sermaye Piyasası, Bankacılık, Sigortacılık Ve Özel Emeklilik Mevzuatı “ dalında Sakarya Üniversitesi’nden yüksek lisansımı da aldım.

2-67

Çalışma hayatına ilk olarak ne zaman başlamıştınız?

İş dünyasına ilk olarak 1994 yılında, şu an Işıklar Ambalaj ismini alan, Çumra Kağıt’ta Genel Muhasebe Şefi olarak 2 buçuk yıl çalıştıktan sonra Ekerler Ambalaj bünyesinde Muhasebe ve Personel müdürü olarak görev yaptım. O zamanlar yeni açılan bir fabrika olan Ekerler Ambalaj’da sistemin düzene oturmasına yönelik yaptığımız çalışmalardan sonra, 4 yıllık iş deneyiminin ardından 1998 yılında, o dönem ismi Kombasan Kâğıt olan, Konya Kâğıt bünyesinde çalışmalarım devam etti. Burada da ilk olarak Maliyet Muhasebesi Şefi olarak göreve başlamıştım, Mali ve İdari İşler Müdürü olarak terfi ettim. 25 yıldır da Konya Kağıt’ta devam ediyorum. Emekli olmama rağmen yoğun bir tempoda çalışıyorum ama çalışmayı çok seviyorum.

4-57

‘ÇUMRA KAĞIT BENİM ŞANSIM OLDU’

İş hayatına bir yönetici olarak başlayan biri olarak hayatınızda bunun artıları ve eksileri neler oldu?

Çalışma hayatına Çumra Kağıt’ta Genel Muhasebe Şefi olarak başlamıştım ve aslında kadroda o pozisyon eksik olduğu için böyle bir başlangıç yapmış oldum. Bu benim şanssızlığım ama aynı zamanda şansım olmuştu. O pozisyonun hakkını verebilmek adına çok çaba sarf ettim. Çumra Kâğıt’ta genel muhasebede her detay elimizden geçtiği için benim açımdan muhasebenin tüm detaylarını öğrenebileceğim bir okul oldu. Öğrenmeye olan merakım beni bu konuma getirdi.

Konya Kağıt’a başlayacağım zaman mülakatta maliyet muhasebesinden, muhasebenin bel kemiği olan mahsup fişi kesmeye kadar sorulan sorulara, Çumra Kağıt’ta öğrendiklerim ve merakım sayesinde cevap verebildim.

7-46

YA İLK YA TEK!

Peki çalışma hayatındaki prensipleriniz nelerdir?

Yaptığım işi, tam yapmak isterim ve araştırarak artı ve eksilerini ortaya koyarak sonuna kadar devam ederim. Bir işi bitirmeden fabrikadan çıkmam, gerekirse çalışmadığım gün de gelir işimi hallederim. Bir hocamın söylemiş olduğu bir söz var, onu çalışma hayatımın merkezine alarak çalışıyorum: “Bir işi ya tek yapan olacaksın ya da ilk!” Bir işi düzgün bir şekilde bitirdiysen zaten ilk yapan oluyorsun, ancak ilk olup devam ettirmek de çok önemli. Bunun için de her an güncelleme içerisinde bulunan dünyada kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Dünyanın güncelliğine ayak uyduramazsanız geride kalırsınız. Bunun için eğitimlere devam ediyorum.

İş arkadaşlarımla olan çalışma prensibim ise; ast- üst ilişkisi çerçevesinde değildir, şirkette herkes yapması gereken işi bilir, İşler aksadığında suiistimaller tabi ki konuşulur ve çözülür. 

8-44

‘ORMANLARI KATLETMİYORUZ’

Sektörünüzün en belirgin sıkıntısı sizce nedir?

Ham maddemiz olan selülozun yurt dışından geliyor olması ve kura bağlı olarak fiyatların sürekli değişmesi, en büyük sıkıntımız. Ancak yöneticilerimizin piyasaya olan hakimiyeti ve tecrübeleriyle piyasa dalgalanmasından daha az etkileniyoruz. Önceki dönemlerde de bu tür sıkıntılardan geçtik; bunu da atlatacağımız umudu içerisindeyim.

Bir de kâğıt fabrikası denildiğinde ‘ormanları katletme’ gibi bir düşünce akıllara geliyor ancak durum, düşünüldüğünden daha farklı. Nasıl ki ekmek elde etmek için tarlalara buğday ekiliyorsa, selüloz elde etmek için de özel plantasyon alanlarına dikilen ve zamanı geldiğinde kesilerek tekrar büyütülen ağaçlar mevcut. Biz, ham maddemizi bu tür plantasyon alanlarından selüloz üretip satışa sunan entegre tesislerden almaktayız.

İçerisinde bulunduğunuz ekonomi gibi bazı alanlarda kadınların geri planda kaldığını görüyoruz. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Konya'da göçmen gerçeği gittikçe büyüyor! Konya'da göçmen gerçeği gittikçe büyüyor!

Bu konuda özeleştiri yapmamız gerektiği düşüncesindeyim. Geri planda kaldığımız bazı alanlarda, biz kadınların da çok mücadele etmediğini görüyoruz. Mücadele olmadan başarı elde edilemez. Ancak yalnızca iş hayatındaki başarının ‘başarı’ olarak nitelendirilmesini de yanlış buluyorum. Zaten insan olarak yalnızca bir alanda iyi olmak da yeterli değil; iş hayatında iyi olduğun kadar günlük hayatın içinde de iyi olmalı insan ve kendini sürekli geliştirmeli, genel kültürüne, ilmine, bilgisine sürekli katkı yapmalı.

Çok iyi bir ekonomist ya da farklı alanda kendini yetiştirmiş bir iş kadını olmanın yanı sıra iyi nesiller yetiştirmiş bir ev hanımı olmak da çok kıymetli. Bu yüzden ben ‘çalışan- çalışmayan kadın’ diye bir ayrım yapmıyorum. Kadınlar olarak hepimiz çalışıyoruz.

9-38

Anadolu’da kadın bir yönetici olarak çalışmanın zorlukları oluyor mu?

Anadolu insanı, senin iyi niyetini görürse sana hiç zorluk çıkarmıyor; aksine sana yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor. Bu anlamda senin duruşun çok önemli. Samimiyetini ve dürüstlüğünü karşı tarafa gösterebildiysen Anadolu’da kadın çalışan olmak, düşünülenin aksine zorluğu olmayan bir durum.

Ben bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Çalıştığım her yerde çok huzurlu bir çalışma ortamı ve yardımcı olan çalışma arkadaşlarım, yöneticilerim oldu. Gittiğim yerlerde de ‘kadın’ olduğum için farklı bir tutum içerisinde olduklarını görmedim. Dediğim gibi, bu durumun insanın duruşuyla ve iletişiminizle alakalı olduğunu düşünüyorum. İletişim ve bakış açısı iyi olursa, size bakılan pencere de değişecektir.

İŞİN ASLI; BEN BİLMİYORUM DEMEK, OKUMAK VE DİNLEMEYİ BİLMEKTE

Müsaadenizle biraz da sosyal hayatınızda neler yaptığınızdan konuşalım. Hacer Elvan, iş hayatı dışında neler yapar?

Çocukluğumdan beri kitap okumaya merakım var ve kişisel gelişimle alakalı şeyler okumayı seviyorum ancak her türlü kitabı okurum. Kendimi bulmak adına tasavvufa özel bir merakım var. Tasavvuf eğitimlerim asıl ilgi alanım olmakla birlikte astroloji ve nefes eğitimleri de alıyorum çünkü ilim ve bilim bir aslında. Bu kapsamda neredeyse her akşamım dolu ve çevrimiçi olarak bazen de yüz yüze eğitim ve kamplarla eğitimlere devam ediyorum. Kendimi bulmam ve geliştirebilmem için bu kısa ömürde ne öğrenebilirsem hepsinin kâr olduğunu düşünüyorum.

Bir dönem sivil toplum kuruluşlarında bulundum. Şu anda da Konya Salih Amel Grubumuz var, maddi- manevi ihtiyaç sahibi kişilere ulaşmaya çalışıyoruz.

Bütün işin kendini bilmekte olduğuna inanıyorum. Kur’an-ı Kerim’in ilk ayeti ‘Oku’; Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ilk yanıtı ise, ‘Ben bilmiyorum’ olmuştur. Konyamızın manevi mimarı Hz. Mevlana’nın Mesnevi kitabı da ‘Dinle’ diye başlar. İşin aslı; ben bilmiyorum demek, okumak ve dinlemeyi bilmekte.

Yani ‘Nefsini Bilen, Rabbini Bilir’ hadis-i şerifi gereğince ‘Ölmeden önce Ölebilmekte’.

Teşekkür ederiz.

HACER CEYLAN 

Editör: Birkan Bakay