Ramazan ayı, insanın sadece bedeniyle değil, ruhuyla da oruç tuttuğu, sabırla yoğrulduğu ve Rabbine yaklaşma fırsatı bulduğu mübarek bir zaman dilimidir. Bu ay, nefsin dizginlendiği, sabrın ve şükrün en güzel şekilde idrak edildiği bir ibadettir.

Oruç, açlığı hissetmekten çok daha ötesidir. Bir lokmanın kıymetini bilmek, sahip olduklarımızın farkına varmak ve paylaşmanın ne büyük bir nimet olduğunu anlamaktır. Ramazan, bizlere sadece sofralarımızı değil, gönüllerimizi de genişletmeyi öğretir. Bu ayda infak etmek, ihtiyaç sahiplerini hatırlamak ve iyiliği çoğaltmak en büyük kazancımızdır.

Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu bu mübarek ay, Rabbimizle olan bağımızı güçlendirme, dualarımızı artırma ve hatalarımızdan arınma ayıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), "Oruç kalkandır." buyurarak, bizlere bu ibadetin sadece aç kalmak değil, kötü sözden, öfkeden, haksızlıktan ve her türlü kötülükten uzaklaşma vesilesi olduğunu hatırlatır.