Bugün nankörlük başka deyişle ekmeksizlikten yazalım mı?

Anadolu’da Türk insanı olarak nankör kimseye aynı zamanda ekmeksiz de deriz. Onun içindir ki, başlığı; Ben nankör diyeyim sen de ekmeksiz de!

Başta şunu bilelim. Nankör inkârcıdır.

Kendi varlığından bile razı değildir.

Bunun yanında eline geçen her türlü nimetleri, imkânları inkâr eder.

Nankör kelimesi Farsçada ekmek anlamındaki nan ile görmeyen, kör manasındadır kûr kelimelerinden oluşan “nankûr” kelimelerinden türetilmiş.

Nankûr; yediği ekmeğin, gördüğü iyiliğin kıymetini bilmeyen anlamına geliyor.

Bir şeyi örtmek, nimeti inkâr etmek anlamındaki küfran ile nimet kelimesinden meydana gelen “küfran-ı nimet” nankörlük manasında ve şükrün karşılığı olarak kullanılıyor.

İmamı Gazali hazretlerine göre şükür, Allah’ın verdiği nimeti O’nun hoşnut olacağı şekilde, nankörlük ise razı olmadığı yollarda harcamaktır.

Bir nimeti yaratılış gayesi dışında ve ilahi iradeye aykırı olarak kullanan kimsenin Allah’ın nimetine karşı nankörlük etmiş sayılacağını Gazali Hazretleri belirtmektedir.

Nankör her halükarda inkârcıdır.

Geçmişini, dostlarını, verilen emanetleri inkâr eder. Saygı duyması gereken büyüklerini, sevgisine muhtaç olan küçüklerini daha ötesinde Allah dostlarını ihmal eder.

Nedense mürekkep yalamışlarımızın arasında  çok rastlanan  önce çokbilmişlik sonrasında da nankörlük dahası küllük müftülüğü her şeyi bilirim edası buna ukalalık da deniyor olması cuk diye oturuyor.

Mürekkep Yalamış derken mürekkep yalamış deyimini açalım mı? Eskiden mürekkeplerin içine bezir isi denilen madde bulunur. Yazarken yapılan yanlışlıklar ancak yalamak suretiyle giderilirmiş.

Okuma yazma bilen kişiler az olduğundan bir iki satır yazan kişiler el üstünde tutulur. Yani mürekkep yalayanlar üstün sayılırmış. (* Bezir isi; Bezir yağının yakılması ile elde edilen is, kuşe mürekkebi yapımında kara boya olarak kullanılırmış.)

Ancak, Rasulü Ekrem (SAV) mealen hadisi şerifte;  “Müminin ferasetinden sakının! Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar.” (Tirmizi, Tefsirul Kuran, 16 Suyuti, elsağir, 1,24)

Evet, nankör aynı zamanda vefasızdır. Zaman zaman bu köşede vefasızlığın imansızlığın göstergesi olduğunu ifade ettik.

Niye nankör ve vefasız oluyor zatı şahaneleri?

Ya insan kendisini olduğundan fazla güçlü görür. Ya da kendisini yetersiz görür. Bu yetersizliği başkaları ile bulunmaktan ve onları görmezden gelme durumu ortaya çıkarır.

Ancak yukarıda söylediğim gibi nankörlük bizim halk arasında söyleye geldiğimiz ekmeksizlik hepsinin kaynağı vefasızlık olduğunu biliriz.

Vefasız insan kaybetmeye ergeç mahkûm olacaktır.

Vefasız insan basiretsizdir. İleri görüşlü asla olamaz.

İnsanlık tarihi boyunca vefasız insanların acı akıbetlerini görememe ders alamama gibi körlükleri vardır.

Onun için onlara nankör, ekmeksiz, vefasız diyoruz.

Hiçbir iyiliğin karşılıksız kalmayacağı dünya denen imtihan tarlasında hala vefasızlıktan, nankörlükten, ekmeksizlikten bahsediyoruz.

Böylesi durumda olanlara yine de biz dua edelim; Cenabı Allah ıslah etsin, feraset sahibi olanlardan etsin!