Vatandaşın ve partilerin gözü Mart 2024 yerel seçimlerindeyken Siyaset Bilimci Avukat Selman Uçar bazı değerlendirmelerde ve analizlerde bulundu. Selman Uçar, vatandaşlar tarafından ciddi bir değişim talebinin 2017 yılından beri dillendirildiğini belirterek ekonomik ve adalet anlamında şikayetler artarken halktaki refah kaybının gün geçtikçe fazlalaştığını söyledi. Değişimin ilk karşılığının 2019 yerel seçimlerinde yaşandığını dile getiren Selman Uçar, “Özellikle büyükşehirlerde değişim isteyen halk verdiği oylarla tavrını çok net gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi açısından Ekrem İmamoğlu’nun genç olması, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın muhafazakar kesimden talep edilebilen milliyetçi kökenli bir aday olması ve diğer büyükşehirlerde de doğru aday politikaları değişime katkı sağladı. Bu noktada şu anki mevcut şartlar değerlendirildiğinde AK Parti açısından büyükşehirlerin kaybedilmesi olumsuzluk olarak algılandı. Çünkü düşünün; İstanbul’u, Ankara’yı ve İzmir’i kaybettiniz. Diğer büyükşehirlerle alakalı ciddi bir darbe aldınız. Bunlar gerek ekonomi anlamında gerekse idari anlamda büyük bir problem olarak karşılarına çıktı. Ama 2019’dan sonraki seçimlerle, 2019’da gerçekleşen yerel seçimdeki bu değişimin devamlılığı noktasında “muhalefet doğru adımları attı mı” bu da büyük bir soru işareti. Aslında AK Parti’de, büyükşehirlerin kaybedilmesiyle beraber 2019 sonrasında yaklaşan seçimler nedeniyle, “acaba biz iktidarda kaybedecek miyiz” algısı çok net oluştu. Ondan sonraki genel seçim noktasındaki çalışmalara başlanmış oldu. 2019 yerel seçimlerinde büyükşehirlerini kaybeden AK Parti, 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri için muhalefetten daha fazla çalıştı ve vatandaşın güvenini kazandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” dediği için belki de böyle bir imaj oldu. Çünkü büyükşehirler nüfusun büyük bir çoğunluğunu kapsadığı için genel seçimler açısından büyük bir risk teşkil edebilirdi” diye konuştu.

11-2-9

'MUHALEFETİN BLOĞUNDA ÇATLAKLAR VAR'

14 ve 28 Mayıs ayındaki genel seçimlerin öncesinde ve sonrasında muhalefetin kendi oluşturmuş olduğu bloklarını hâlâ toparlayamadığını ifade eden Uçar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun  adaylığının tartışılması, kazanılacak bir seçimin adaydan dolayı kaybedilmesi, seçimden sonra Millet İttifakı’nı oluşturan bloğun halen yerel seçimlerle alakalı bir çalışma içerisine girememesi, muhalefetin genel seçimlerdeki birleşmeyi sağlayamaması, adayların bu zamana kadar göstermiş olduğu performanslar 2024’teki yerel seçimlerde muhalefetin kolay bir şekilde kazanamayacağını gösterdiğini kaydetti. Uçar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ise 2019 yılından sonraki sürecinin tartışmalı olduğunu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın arkasına alacağı Millet İttifakı bloğunda ciddi bir çatlak yaşandığını vurgulayarak, “Dolayısıyla 2019 yılında Mansur Beyi Millet İttifakı seçti. Ama şu an arkasındaki blok çatladı. Muhalefet yerel seçimlere çok kısa bir süre kalmasına rağmen halen bir yerel seçim çalışması, halk nezaretinde birleşme, ortak bir hareket temin edemediği gibi tam tersine her geçen gün yapılan söylemlerle beraber ittifakının koptuğu noktasında halk tarafından bir düşünce var. Millet İttifakı’na karşı ciddi bir güvensizlik var ve kendi içlerinde çatlaklıklar var. Dolayısıyla başta İstanbul olmak üzere, büyükşehirleri 2024 yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın alacağını düşünüyorum. Şu anda Murat Kurum’un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması gündemde. Eğer Kurum böyle bir adaylığını koyarsa bence Millet İttifakı açısından bu bir yıkım olur. Çünkü Murat Kurum güçlü bir rakip ve aday olması halinde İstanbul’u alacaktır. Ankara için de bunu söyleyebiliriz. Mansur Yavaş’ın karşısına güçlü bir aday çıkması halinde her şey değişecektir” dedi.

Pazarda zam furyası! Pazarda zam furyası!

11-3-10

'BAZI VATANDAŞLAR KIZSA DA DESTEKLİYOR'

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mevcut iktidara oy verdiğinden dolayı pişman olup yerel seçimlerde muhalefete oy vermek isteyen vatandaşlar olsa da, muhalefete oy vermek istemedikleri için mevcut iktidarı desteklemeye devam eden vatandaşların da olduğunu öne süren Uçar, “Kısacası sonuç hiçbir şekilde değişmiyor. “Bir tarafa kızdım, karşı tarafa her ne olursa olsun oy vereyim” mantığından ziyade, “daha iyisine oy vermem lazım” düşüncesi bence daha ağır basıyor. Genel seçimlerde birçok kişi mevcut hükümete kızgın olmasına rağmen karşı tarafta doğru bir aday olamadığı gerekçesiyle mevcut iktidara oy verdi ve seçimin kazanılmasına yol açtılar. Yerel seçimlerde de aynı mantık olacak. “Acaba biz şu an kime oy verdik, karşı taraf hangi adayları çıkardı? Millet İttifakı şu karmaşa ortamında gerçekten doğru aday çıkartabilecek mi? Çıkardıkları adaya Millet İttifakı’nın diğer üyeleri destek verecek mi?” bunların hepsi büyük bir soru işareti ve önümüzde yalnızca 6 ay gibi bir süreç kaldı” şeklinde konuştu.

11-4-9

MÜLTECİLERİN OYU ETKİLİ Mİ?

Genel seçimlerin seyrini mültecilerin değiştirdiğine dair düşüncelerin olduğunu belirten Uçar, “Bu konuyla ilgili usulsüzlükleri, mültecilerle alakalı oy kullanma durumunu netleştirecek veya oyları koruyacak olan muhalefettir. “Muhalefet partileri bu konuda gerçekten ne kadar dik durabiliyorlar veya mültecilerin oy kullanmaması noktasında ne kadar mücadele edebiliyorlar?” gibi soruları tartışmak gerekir. Ben bu anlamda muhalefetin bir mücadele içerisinde olduğunu ve yerel seçimlere hazırlanmaya başladıklarını düşünmüyorum. Yerel seçimlerde özellikle deprem bölgelerinden birçok soru işareti var. O soru işaretleri olmasına rağmen muhalefetin sandığa sahip çıkmadığını bence görüyoruz” ifadelerini kullandı.

'TEK BAŞINA VERİLEN KARARLAR PEK ETİK GÖZÜKMÜYOR'

Muhalefetin bazı politikalarını eleştiren Uçar, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimden önce Ümit Özdağ ile yapmış olduğu ve danışmanlarının dahi haberinin olmadığı, “Altılı Masa olarak her şeyin kararını birlikte alacağız” denilmesine rağmen o birlikteliğin haberi olmaksızın verilen bakanlıklar, yapılan protokolleri düşündüğümüzde muhalefetin doğru bir yolda birleşme ihtimali yok. İstişare kültürünü ön plana çıkartıyoruz. Ama aynı zamanda Altılı Masaya sormadan onların çıkarmış olduğu bir Cumhurbaşkanı adayı Türkiye’de bakanlıklarla veya önemli görevlerle alakalı tek başına bir karar verip protokol imzalıyorsa ise, o ittifakın adından ve şanından bahsetmek doğru değil” dedi.

'MUHALEFET DERS ALMALI VE ÇALIŞMALI'

AK Parti’nin 2002 yılından beri devam eden bir iktidarının söz konusu olduğunu dile getiren Uçar, muhalefet partilerinin de bu konuda vatandaşların içine inerek bir seçim çalışması yapmaları gerektiğinin altını çizdi. Uçar, “Bunu aday anlamında bölgesel olarak analiz edebilirler veya daha milliyetçi muhafazakar bir kesime hitap eden Türkiye alt yapısında vatandaşın dilinden anlayacak adayları sahaya sürebilirler. Umarım genel seçimlerde yapmış oldukları ittifak yanlışlarından ders alarak daha güçlü bir şekilde birlikteliği bozmadan sahada çalışmalarına devam ederler. Muhalefet şu an yerel seçimler için genel seçimlerden çok daha fazla çalışmak zorunda kalacak ancak şu an tam tersini görüyoruz. Umarım bu değişir ve bu süreç yürütülür” diye konuştu.

11-11-5

'KONYA’DA ULAŞIM VE ALT YAPI SORUNU VAR'

Konya’da her zaman olduğu gibi 2024 yerel seçimlerinde de vatandaşın AK Parti’den yana oyunu kullanacağını ifade eden Uçar sözlerine son olarak şunları ekledi, “Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın karşına daha güçlü bir aday çıkar mı? Muhalefetten güçlü bir isim aday olabilecek mi? Muhalefetten çıkan bir adayın projeleri, şu anki belediye başkanının projelerini gölgede bırakacak mı?” gibi konuları da bu noktada düşünmemiz gerekir. Konya Belediyeciliği noktasında ise güzel çalışmalar var. Konya’daki belediyeler sahada aktifler. Ama eleştirel yaklaşmamız gereken hususlar da var. Özellikle kış döneminde başta sanayi bölgeleri olmak üzere ciddi bir alt yapı problemi ortaya çıktı. Konya büyük bir sanayi kenti olduğu için şehir o bölgelere taşınırken bu anlamda şehrin alt yapısının da oluşturulması ve ulaşımın daha iyi olması gerekiyor. Konya’da Organize tarafında olan ulaşımda da problemler görüyoruz. Bunun için ulaşım ve alt yapı noktasında gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor. Bunların yanı sıra Konya’da çok fazla konut ihtiyacı var ve imara açılacak alanlar açılmıyor. Belediyelerin bence Konya’yı Meram, Karatay, Selçuklu olarak 3’e ayırıp tarım yapılamayacak bölgelerin dışındaki alanların tamamını bölgelerine göre imara açıp arsa anlamında çalışmalar yapması gerekiyor. Bu imar ve arsa sorununun bu şekilde devam etmesi Konya’da arsanın nadir bulunmasına neden oluyor. Bu da arsanın değerini artıyor ve konut fiyatlarına yansıyor. O yüzden bu noktada çalışmaların yapılması gerekiyor.”

TUBA KAYA

Editör: Birkan Bakay