Konya’nın sayılı kadın radyoloji uzmanlarından biri olan Medicana Konya Hastanesi Radyoloji branş hekimi Uzm. Dr. Nesrin Atcı meme kanseri hakkında bilgi verdi. Atcı, modern yaşamla birlikte risk faktörünün de arttığına dikkat çekti. Özel günleri etkinliklerle taçlandıran Medicana Konya Hastanesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de kadınları unutmadı. Günün önemine binaen Medicana Konya Hastanesi, etkinlikle birlikte tansiyon ve şeker ölçümü yaparak kadın hastalıkları konusunda da gelen vatandaşları bilinçlendirdi. Konya’nın sayılı kadın radyoloji uzmanlarından biri olan Uzman Doktor Nesrin Atcı da Kadınlar Günü’nün önemi dolayısıyla kadın hastalara yönelik açıklamalarda bulundu.
‘KADIN İSTİHDAMININ YÜKSEK OLDUĞU MEDICANA KONYA’DA ÇALIŞMAKTAN GURURLUYUM’
Hastalıkların teşhisinde önemli bir yer edinen görüntüleme tekniklerinin öneminin her geçen gün daha çok anlaşıldığını ifade eden Atcı, radyoloji alanındaki kadın uzman sayısının da arttığına dikkat çekti. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla tüm kadınların gününü de kutlayan Atcı, Konya’da kadın istihdamının en yüksek olduğu hastanelerden biri olan Medicana Konya Hastanesi’nde çalışmaktan gurur duyduğunu söyledi.
‘MODERN YAŞAM RİSKİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR!’
Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan ‘meme kanseri’ konusunda kadınlara uyarılarda bulunan Uzm. Dr. Nesrin Atcı, modern yaşamın getirdiği stres ve yaşam olanağına bağlı olarak kadınlarda meme kanserinin daha sık görüldüğünü ancak teşhis ve tedavi yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte meme kanserine bağlı ölümlerin ise düştüğünü aktardı. Kanser tarama programlarıyla birlikte dünyada olduğu gibi Türkiye’de de erken teşhis taramaların yapıldığını vurgulayan Atcı, “40 yaş üstü kadınlar Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezileri (KETEM)’nde ücretsiz tarama yaptırabiliyor. Biz de hastane olarak radyoloji bölümüne ya da genel cerrahiye gelen hastalarımıza gerekli testleri yapıyoruz.” diye konuştu.
‘TARAMAYA GELİRKEN DEODORANT KULLANMAYIN!’
Hastanın yaşı ya da risk grubuna göre farklı görüntüleme yöntemlerini kullandıklarını ifade eden Atcı, 40 yaş altı hastalarda ultrason; 40 yaş üstüne mamografi; risk faktörüne göre 35-40 arasındaki hastalarda da mamografiyi kullandıklarını aktardı. Atcı, diğer teknikler hakkında da şu bilgileri verdi: “Risk grubunda olan bazı hastalarımıza meme MR’ı çektiriyoruz. Aile öyküsünde meme kanseri olan hastalarımızdan genlerine baktırarak kanserin pozitif ya da negatif olduğunu öğrenmek isteyen hastalarımız da oluyor; teknoloji artık genleri inceleyerek meme kanseri hakkında bize bilgi verebiliyor. Taramaya gidecek olan hanımlara önerim; duş aldıktan sonra deodorant ya da roll-on kullanmadan gelmeleri. Deodorant içerisindeki kimyasal maddeler, bazen bizi yanlış yönlendirebiliyor.”
‘30 YAŞINDAN ÖNCE ANNE OLMAK VE EMZİRMEK RİSKİ AZALTIYOR’
Her 8 kadından 1’inin meme kanserine yakalandığını dile getiren Atcı, kadınlardaki risk faktörlerinden bahsetti: “Kadın olmak, meme kanserine yakalanmada bir risk grubu oluştururken; menopoz ve sonrası dönemde olan ya da ailesinde meme kanseri öyküsü olan, adet başlama yaşının erken olması gibi durumlar da risk faktörünü artıran sebepler arasında. Modern yaşamla birlikte anne olma yaşı artsa da 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmak risk faktörünü artırırken 30 yaşından önce doğum yaparak emzirmek ise bu riski azaltır.” diye konuştu. Uzm. Dr. Atcı meme kanserinde erken teşhisle birlikte tedaviden yüzde 100’e varan başarı yakalandığını belirterek, “Tedavi imkanları ve teknoloji ilerledi, meme kanserinde de çok yol kat edildi. Bu yüzden risk gurubunda olan ve 40 yaşını dolduran kadınların mutlaka tarama yaptırmasını öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.
HACER CEYLAN
