Türk Tabipler Birliği Başkanının PKK ile yüzlerce şehit vererek mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerimize iftira atması ve bu yetmez gibi CHP Genel başkan Yardımcısının da TBMM’ne PKK’lıların hakkını arama önerge vereceğini söylemesi bardağı taşıran damla olmuştur.

Millet İttifakından tık yok. Olumlu olumsuz fikir beyan etmiyor olmaları enteresandır. Öyle değil mi?

Daha önce hasbelkader beraber olduğumuz zatı şahanelere niye Cumhur ittifakındayız sorularına yanıt vererek yazımıza devam edelim.

Cumhur İttifakında olmamızın nedeni kısaca halen ABD’de yaşayan Pensilvanya Papazının ülkemize kurduğu kumpasın bozulması içindir.

15 Temmuz öncesi ve sonrasında bakış açımız değişmiştir.

*

Ülkücüyüm MHP’yi eleştiriyoruz. Tabi burada en çok da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştiriyoruz.

Peki, bu eleştirimizde ne kadar haklıyız?

Bu konu üzerinde gazeteci yazar Hasan Erge Ağabeyimizin yazısından bir bölümü ile yanıt vereceğiz.

“Bu konuya 15 maddelik bir empati getirdim; elbette çok daha fazlası olabilir. Evet...

1- MHP, AK Parti' ye şartsız destek vermeseydi AK Parti Meclisteki sayısal çoğunluğunu kaybedecekti.

2- Hükümetten ayrılmayı göze alamayacak bir AK Parti, CHP ile de ortak hükümet kurmak istemeyecektir.

Bu durumda en güçlü ihtimal İkinci Çözüm Paketi'nin gündeme gelmesi...

3- Çözüm süreci, ilk kez 10 Kasım 2009' da TBMM gündemine alındı ve tartışıldı; sürecin resmen başlama tarihi, 6 Temmuz 2014, PKK'nın süreci sonlandıran çatışmaların başladığı tarih, 14 Temmuz 2015

4- AK Parti'nin HDP ile, "2. Çözüm Süreci Paketi" hazırlama ihtimali büyüktü çünkü AK Parti, 15 Haziran 2015 seçimlerinde 258 milletvekili çıkararak azınlığa düşmüştü.

5- FETÖ Kalkışmasını (15 Temmuz 2016) takiben MHP, "Beka" tezini ortaya koyarak şartsız destek vermesi AK Parti’nin elini rahatlattı.

6- MHP'nin şartsız desteği ortaya çıkınca AK Parti'nin kuruluş gününden beri birlikte yol yürüdüğü FETÖ gücüne de ihtiyacı kalmadı.

7- AK Parti Hükümeti, MHP sayesinde HDP' den, PKK ve FETÖ unsurlarından kurtuldu.

8- Devlet ve AK Parti, sırtına kene gibi yapışan bu iki gayri milli güçten kurtulunca, "Yerli-Milli" vurgusu ortaya çıktı.

9- Özellikle savunma sanayinde İHA'lar, SİHA'lar üretilerek devreye sokuldu.

10- Hükumet, terör örgütlerine karşı her yerde galebe çalmaya başladı.

11- Ermenistan'ın elinden Karabağ kurtarıldı.

12- İlk kez Mavi Vatan deyimiyle karşılaştık ve denizlerde 462 bin Km2' lik bir egemenlik alanımızın olduğunu fark edildi.

13- Balkanlar' da, Güney sınırlarımızda, Kuzey Irak' da, Libya, Somali, Sudan gibi coğrafyada inisiyatif elde etmeye başlanıldı.

14- Üretilen hava unsurlarına; Akıncı, Bayraktar, Göktürk, Kızılelma gibi adlar koyarak neler düşünüldüğünün mesajları verildi.

15- En önemlisi, Türk Devletleri Teşkilatı resmen kuruldu.

Daha da uzatmaya gerek yok.

MHP olmasaydı, milli yerli türden ilerlemeler olur muydu?

MHP olmasaydı, sınır ötelerine geçmeyi ne kadar düşünürdük?

MHP olmasaydı, "Nereye gidiyorsunuz asker?"  Sorusuna Bozkurt işareti yaparak "Kızılelmaya!" diyen bir askerimiz olur muydu?

Sonuç: Elimizde bir çuvaldız, bir iğne var... MHP'yi eleştirelim, bu çok kolay...

Ancak işin başka bir cephesi var mı acaba? Diye de derin derin düşünülmelidir.

Yani, çuvaldız kendimize iğne başkasına; bu daha hakkaniyetli.”