KONYA'NIN BAŞKENT OLUŞU NEDEN KUTLANMAZ?

Sayın valimizin gayretleriyle “Konya kültürü ve turizmi için neler yapılabilir?” konusu ile ilgili olarak bir dizi toplantı yapıldı ve raporlar hazırlandı. Konu ile ilgili olarak biz de düşüncelerimizi yetkililere sunduk. Sonunda ortaya kapsamlı bir rapor çıktı. Önemli olan, ileri sürülen önerilerin hayata geçirilebilmesidir. Bu önerilerin büyük bir bölümü ancak belediyeler tarafından hayata geçirilebilir. İleri sürülen öneriler kâğıt üzerinde kalmamalıdır. Aksi halde yapılan çalışmaların hiçbir önemi olmaz. Bizim bu konudaki zafiyetimiz bu sefer aşılmalıdır.  Bu konuda sayın valimize Konya adına şükran borçlu olduğumuzu ifade etmek isterim. 

İl Kültür Müdürlüğü tarafından hazırlanan son kapsamlı raporu inceleme fırsatı bulamadım. İleride bu konu üzerinde ayrıca duracağım. İlk önce kendi önerilerim üzerinde durmaya çalışacağım. 

Yıl boyu Türkiye'de olduğu gibi Konya'da da onlarca gün ve hafta kutlanır. Bazı şehirlerimiz de düşman istilasından kurtuluşlarını kutlar. Eskiden önemli memleket meseleleri ilim ve fikir adamlarımız tarafından tartışılırdı. Günümüzde bu hassasiyet kalmadı. Eskiden böyle kurtuluş günlerinin kutlanmasının haysiyet kırıcı olduğunu ileri süren fikir ve ilim adamlarının tartışmalarını hatırlarım. 

Konya'nın başkent oluşu neden kutlanmaz, anlamak mümkün değildir. Haysiyet kırıcılığı bir tarafa, bu kutlama gurur vericidir. Üstelik bu günlerin, bu toprakları bize vatan yapan insanların hatırlanmaması büyük vefasızlıktır. 

Tarihi bilmek, toplumlarda tarih şuurunu oluşturur. Tarih şuuru da toplumları ayakta tutan unsurların başında gelir. Böyle milli konularda duyarsız kalmak, ancak toplumun üzerinde serili ölü toprağı ile izah edilebilir. Bu ölü toprağı üniversite, aydın ve yöneticiler üzerinde iki kattır. Hele bazıları var ki kendileri ölüm uykusundadır. Onları uyandırmak mümkün olmaz.  Onlar, kimi kastettiğimi kendileri çok iyi bilir. Böyle millî konularda onların mesuliyeti daha fazladır. Bu sebeple önce onları uyandırmak lâzım.

Böyle bir kutlama için vilâyetin kararı yeterlidir.  Bunu belediyeler bile başlatabilir. Yapılacak şey, sadece kutlanacak haftanın tarihinin tespitinden ibarettir. Bu hafta mayısın son haftası veya haziranın ilk haftası olabilir. Hafta boyu Anadolu Selçuklu Devleti, sultanları ve medeniyeti ile ilgili konferanslar ve sempozyumlar tertip edilebilir. Sultanların türbeleri ziyaret edilebilir. Bu konu üzerine Seyit Küçükbezirci üstadımızın da eğileceğini ümit ediyorum. 

Hz. Mevlâna, büyük bir İslâm âlimi, büyük bir veli ve mutasavvıftır. Yıllardan beri dünyaya Mevlâna'yı anlatmaya çalışıyoruz. Onu tam olarak tanıtabilmiş değiliz. Eğer Selçuklu Devleti ve sultanları olmasaydı bugün Mevlâna ve Şems bilinmeyecekti. İnsanlar çevresi ile birlikte daha iyi anlatılır. 

Selçuklu, Anadolu'da Türk İslâm medeniyetini kurmakla kalmadı, Osmanlı'nın da kuruluşunu hazırladı. Bunlar, nasıl unutulur?

Bu konu daha önce de bazı yazar ve fikir adamlarımız tarafından gündeme getirilmişti; ama üzerinde duran olmadı.  Konunun bir kere daha gündeme getirilmesinde ve üzerinde durulmasında fayda mülahaza ediyoruz. İnşallah Konya'nın başkent oluşunun kutlanması bu sefer gerçekleşir. 

Konya kültürü ili ilgili olarak ileri sürülen başka bir teklif üzerinde birlikte olma ümidiyle hoşça kalın.