YOLLARIN VE PİSTLERİN

FIRTINA İSMİ NUSRET ERGÜL-1

Mart 1941 günü şehrimizin Arapoğlu Makası Kürkçü Mahallesi'ndeki iki katlı kerpiçten mütevazı evlerinde dünyaya gelen Nusret Ergül, baba Bozan anne Naz! Hanım'ı ve yakın aile fertlerini o gün tarifsiz bir sevince boğmuştu. Minik Nusret, ailenin iki erkek iki kız çocuğundan sonra dünyaya gelen beşinci çocuğu oiuyordu. BOZAN ÇAVUŞ, ALTI ÇOCUKLU MUTLU BİR AİLENİN REİSİYDİ Konuğumuz Nusret Ergül'ün babası çevresinde ve camiada Bozan Çavuş lakabı ile tanınırdı. Çocukları Cavit, Cavidan, Meliha, Nezihe, Nusret ve Fehime ile çileli yoklukların, zorlukların yaşandığı yıllarda, eşinin ve çocuklarının nafakasını çıkartabilmek için çalışır. Bozan Çavuş önceleri Kerner in Fabrikası’nda buğday pazarı içinde buğday alım satım işlerine bakarmış. Buğdaydan çok iyi anladığı için bütün işi buymuş. 88 yaşına kadar çalışabildiği ölçüde çalışmış çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek için gayret göstermiş. Kısaca çileli bir baba olarak dualarla gözyaşları içinde toprağa verilirken son sözleri yine hep çocuklarına baba duası olmuş. YOLLARIN VE VELEDOMLARIN FIRTINA İSMI BİSİKLETÇI FUTBOLA MERAKLIYMIŞ Geleceğin ay-yıldızlı forma ile hırçın, inatçı ve güçlü bisikletçisi minik Nusret yürümeye başladığında her çocuk gibi önce topla, futbolla, sporla tanışmışkKendi ifadesi ile top oynamaya daha çok meraklı imiş, hatta hastalık derecesinde futbola tutkulu imiş

Aynı dönemin iki büyük şampiyonu Nusret Ergül ve Rıfat Çalışkan...

İSTASYONDA KARPUZ-KAVUN ATTIM.

Okul çağına geldiği zaman Altınçeşme İlkokulu'na gider. Öğretmeni önce Bediha Hanım'dır. Daha sonra ise derslerine İsmail Hakkı Bey girer.İIlkokulda iken en çok sevdiği ders beden eğitimidir. Okulun vasat biraz da haylaz bir öğrencisidir. Yine ilkokula gittiği yıllarda, hatta aklının ermeye başlayıp kendi ayaklarının üzerinde durmaya başladığı yıllardan itibaren Nusret Ergül için de kader ağlarını artık yavas yavaş örmektedir. Babasının geliri ve yaşam tarzları o yokluk yıllarında bilinen bir ailenin tıpatıp aynısıdır. Bunları daha o çocuk aklı ve gözü ile gören Nusret Ergül okul çağlarında  bir yandan okula giderken okuldan kalan zamanlarda, tatil günlerinde ise çalışmasının gerektiğini anlar. Para kazanmak dahası harçlığını kazanmaktan öte kendinden önce ailesine, aile bütçesine katkı sağlamayı hedef edinir.İlkokul çağlarında Konya'mızın yine o yıllardaki meşhur tatlıcısı Ahmet Manav İdris Dönengil'in yanına gitmekte ve bu meşhur ustanın yanında çalışmaktadır. Ayrıca boş vakitlerinde bu kez Hükümet Meydanı'nda o yılların en meşhur kitapevlerinden Kırmız- Kitapevi'nin önünde gazete satar, ayrıca İstasyon'a giderek, vagonlarla şehrimize gelen karpuz ve kavunları atarak harçlığını çıkarır.

Şampiyon Nusret Ergül'ün her zamanki gibi elleri havada...

KİLİSENİN ALTINDAKİ MEHMET AĞA'DAN SİMİT PARAMA BİSİKLET KİRALARDIM.

Geleceğin milli bisikletçisi olacak olen Nusret Ergül'ü, bisikletle tanışmasını, bisiklet sevdasını ve bisiklete aşık olmasını kendisinden dinleyelim: « Bu arada yavaş yavaş da bisiklete merak sarmaya başladım. Öyle ki bisikilet, o dönen iki tekerlek... Onun üzerinde durmak, onunla hız yapmak adeta uçmak gibi bir şeydi benim için. Rüyalarıma bisiklet giriyor, bisikletle ben bulutların üzerinde uçuyordum. Bisiklete çok meraklı idim. Kilisenin altında meşhur bisikletçi Memet Ağa vardı. Cebimdeki simit parasına simit almaz, aç kalır ama Memet Ağa'dan o parayla bisiklet kiralar, Fahrettin Paşa Parkı'nda bisiklete binerdim.

6 kişilik Milli Takımın 4’ü Konyalı. Nezir Sonakın, Bedri Sakarya, Nusret Ergül, Rıfat Çalışkan, Hasan Kılıç, Çetin Yüce...

KOLCU HÜSEYİN AĞA BENİ YAKALAYIP EHLİYET SORMUŞTU

Hiç unutmuyorum Bir gün o zamanların gelmiş geçmiş en büyük, en korkulan zabıtalarından Kolcu Hüseyin Ağa vardı. Yine o yıllarda zabitaya kolcu denirdi. Kolcu Hüseyin Ağa yaşlı bir adamdı ama çok sertti, acımasızdı, herkes ondan korkardı. Kolcu Hüseyin Ağa bir gün beni bisikletin üzerinde yakaladı ve benden ehliyetim olup olmadığını sorarak ehliyetimi göstermemi istedi. Ben sözde uyanıklık yapıp hemen elimi cebime attım ve kendisine ilkokul kimliğimi gösteriverdim. O da çaktırmadan okul kimliğime şöyle bir baktı ve "tamam geç" dedi. Bisiklete bindiğimiz, çocukluğumuzu öğrencilik yıllarımızı geçirdiğimiz yer genelde Fahrettin Paşa Parkı idi.

Milli takımın iki ası. Gürol Atasoy ve Nusret Ergül...

BİR YIL KARMA ORTAOKULU'NA GİTTİM

Ilkokuldan sonra hiç olmazsa bir meslek sahibi olmayı istiyordum . Babam da bunu istiyordu. Onun için Sanat Enstitüsü orta kısmına kayıt olmak için gittim. Ama beni nedenini hala bilmiyorum sanat  okuluna almadılar. O zaman ben de Karma Ortaokulu'na kayıt yaptırdım. Bir yıl bu okula gittim; Vezir Balcıoğlu, Abdullah Loraslar, Latut Özer beyler bizden bir ikI sınıf büyüktüler. Ama özellikle sporda onlarla birlikte oluyorduk. Bir yıl Karma Ortaokulu'na gittikten sonra Ankara Birinci Sanat Enstitüsü'ne gittim. Burada da bir yıl okuduktan sonra bu kez Konya Sanat Enstitüsü'ne kayıt yaptırdım ve yeniden Konya'ya döndüm.

Birinciliğe abone olan, Nusret Ergül'ün gazete haberi…

ZAFERSPOR'DA VE İDMANYURDU GENÇ TAKIMINDA ÜÇ YIL FUTBOL OYNADIM

Bisiklet sporuna başlamadan önce üç hatta dört yıl lisanslı olarak futbol oynadım. O yıllarda Sanat Enstitüsü'nde öğrenci idim. Beden eğitimi öğretmenimiz ise aynı zamanda Beden Terbiyesi Bölge Müdürü olan Bekir Ziya Eytemiz idi. Eytemiz hocamız beni okulun voleybol, basketbol ve atletizm takımlarına da seçmişti. Ben o yıllarda Zaferspor da sağ bek ve sağ açık olarak, oynuyordum. Bir süreç sonra idmanyurdlu yöneticiler benle ilgilendiler. Mehmet Şan'ın Başkanlığını yaptığı idmanyurdu genç takımına beni aldılar, burada da tam üç yıl futbol oynadım.

Şampiyonlar şampiyonu Nusret Ergül...

ATLETİZMDE iSE DERECELER YAPTIM Yani futbol oynarken Eytemiz hocamın istegi ile atletizm de yapıyordum. Hatta beni artık atletizm yarışlarına dahil ettiler. Mesela atletizmde 10 bin metre yarışlarında koştum. Bu yarışta Konya ikinciliğini elde ettim. Daha sonra sırıkla yüksek atlamada yarışlarına katıldım ve sırıkla yüksek atlamada Konya şampiyonu olmuştum.

Nusret Ergül'ün antrenörlüğünün ilk yılları. Bursalı Ahmet Ataç, Süleyman Okur ve Erol Öztorun...

FUTBOLCU OLMAYI HAYAL EDERKEN İLANLARI GÖREREK DÜZ BİSİKLET YARIŞLARINA KATILACAKTIM AMA...

Bu yıllarda tam iyi bir yıldız futbolcu olmayı hayal ederken bir anda gazetelerde, dükkanların camlarındaki ilanlar benim kaderimi değiştirecekti. 1960 yılının nisan ayı idi. Mahalli gazetelerde ve dükkânların vitrinlerine yapıştırılan düz bisiklet yarışlarının yapılacağı afişler ve ilanlar benim bir anda aklımı çeldi. Bu yarışmalara katılmayı çok istiyordum, çok heyecanlanmıştım. Ama bisikletim yoktu Fethi eniştemin kardeşi Mehmet Gülnaz'dan emanet olarak aldığım automoto marka düz bisikletle yarışlara katılmaya karar verdim. Düz bisiklet yarışla eski İstanbu! Yolu'nda 10 kilometre olarak yapıldı. Hem de tam beş hafta devam etti. Yarışa katılan 88 kişi vardı. Bu yarışlar sonunda ben seksensekiz kişi arasında ikinci olmuştum.

Nusret Ergül'ün barışı gazetelerde…

BİSİKLET YARIŞINDAN SONRA AYNI GÜN İDMANYURDU FORMASI İLE KONYASPOR'A KARŞI OYNADIM VE KAFA İLE GOL ATTIM

Dahası bu bisiklet yarışlarının son günü çok ilginç bir olay daha yaşamışlım. Bisikiel yarışları sabah yapılmış ben de koşmuştum. Öğleden sonra ise sarı-yeşil renkli eski Konyaspor'a karşı İdmanyurdu forması ile maça çıktık. O gün o maçı 3-1 kazandık ve maçta sağ açık oynadım. O maçta takım kaptanı olarak sahaya çıkmıştım. Hatta golün birini de ben kafa ile attım. Bu maçta Hasan Altıoklar, Hafız Hikmet, Kaleci Aziz ve Yener Soysal da oynamışlardı. Ama bisiklet sporuna o günkü maçtan sonra tamamen el attım ve futbol işini noktaladık. .

Milli Takımın müdavimi Nusret Ergül…

LİSANSLI BİSİKLETÇİ OLARAK SPORA ŞEKERSPOR'DA BAŞLADIM

Lisanslı bisikletçi olarak bisiklet sporuna Konya Şekerspor'da başladım . Emanet bisiklet ile katıldığım düz bisiklet yarışlarının 2.ve 3. haftalarında birinci olunca Nezir Sonakın'ın dikkatini çekmişim. O bana bir yarış bisikleti verdi. Bu bisikletle de üç hafta süren pist yarışlarına katıldım. Burada da birinci olunca beni Konya Şekerspor Bisiklet Takımı'na aldılar. Takımda Nezir Sonakın, Mustafa Mest, Ahmet Yağcıoğlu, Kaya Tokgöz, Saim Kıyıcı ve Dursun Ali Akdere vardı. Artık futbola gitmiyor, bisiklet takımı ile antrenmanlar çıkıyordum

Nusret Ergül’ün büyük zevki şeref kürsüsüne çıkıp kupalara sahip olmaktı...

İLK YOL YARIŞIMI HATAY TURUNDA KOŞTUM İlk

İlk yol yarışımı 1960 yılında Antakya'da Hatay Bisiklet Turu'nda koştum ve 18. oldum. Pistte ise ilk müsabakamı Haziran ayında yine 1960 yılında Ankara'da koşmuştum, Nezir Abi dörtiü takımda kendiyerine beni koşturmuş ve o gün Ankara takımını geçmiştik. Aynı yıl Türkiye pist yarışlarına katılıp Sait Toy'a geçilip elenmiştim

DEVAM EDECEK